yeliz.coskun@aksam.com.tr
Her yıl, ocak ayının üçüncü haftasının çarşamba günü ‘Müzede Selfie Günü’ olarak ilan edildi. Daha önce, Jay-Z ve Beyonce çiftinin Paris’teki Louvre Müzesi’nde selfie çekmeleriyle popüler hale gelen paylaşımlar, Türkiye’ye uyarlandı ve Müzede Selfie Günü doğdu… Biz de 16 Ocak’ta Topkapı Sarayı Müzesi’ni gezdik, bilgilerimizi tazeledik, eksiklerimizi öğrendik. Tabii ki bol bol selfie çektik ve doyasıya paylaştık…
Dünya genelinde geçtiğimiz çarşamba günü ‘Müzede Selfie Günü’ydü. Dileyenler gönüllerince tarihi eserlerin önünde selfie çekti...
Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 300’den fazla müze ve örenyeri bu etkinliğe katıldı. Müze ziyaretçileri paylaşımlarını #Muzedeselfiegunu, #museumselfieday, #muzedeselfie hashtaglari ile paylaştı. Biz de bir grup gazeteci arkadaşımızla projeyi gözlemlemek ve selfie çekmek için Topkapı Sarayı Müzesi’ne gittik. Deneyimli rehber Filiz Korkut eşliğinde müzeyi adım adım gezdik, bilgilerimizi tazeledik, eksiklerimizi öğrendik. Daha önce çok kez gittiğim müzede harem bölümüne ve III. Murad Has Odası’na ilk kez girdim. Harem, bana biraz kasvetli gelse de mimari yapısı tek kelimeyle şahane… III. Murad Has Odası’nda ise üç musluklu mermer çeşme ilgimi çekti. Bu çeşmenin sırrı, şırıltı sayesinde odada konuşulanların dışarıdan duyulmasını engellemek… Ayrıca Mimar Sinan tarafından tasarlanan odanın görkemi muazzam!
Değinmeden geçemeyeceğim bir diğer nokta ise MüzeKart. Çünkü MüzeKart, 1 yıl boyunca 300’den fazla müze ve örenyerine sınırsız giriş hakkı sağlıyor. Emin olun kültür ve tarih dolu geziler planlamanızı kolaylaştıracak...
PARİS’TEN TÜRKİYE’YE UYARLANDI
Müzede Selfie Günü projesi nasıl doğdu?
Daha önce, Jay-Z ve Beyonce çiftinin Paris’teki Louvre Müzesi’nde selfie çekmeleriyle daha da popüler hale gelen ‘Museum Selfie Day’ kutlamaları yurtdışında oldukça popüler. Globalleşme yolunda ilerleyen Museum Selfie Day’e ülke olarak sessiz kalamazdık. Dijitalleşen dünyada sosyal medyanın da etkisinin ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Haliyle biz de bunu #MüzedeSelfieGünü hashtag’i ile Türkiye’ye uyarladık. Her yıl ocak ayının üçüncü haftası çarşamba gününü bundan böyle Müzede Selfie Günü olarak ilan ettik. Bu sene 16 Ocak gününe denk gelen gün Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı 300’den fazla müze ve örenyerinde saat 09:00’da başlayıp ve 17:00’de sona erdi.
Peki katılımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Katılımdan oldukça memnun kaldık. Ülkemiz genelindeki müze ve örenyerinde hem Türk vatandaşlarımızın hem de yabancı ziyaretçilerimizin yüksek katılımıyla kutlanan bir gün oldu. Gerek sosyal medyada gerekse de geleneksel medyada oldukça geniş yer alan proje, Kültür Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un da kendi sosyal medyasından Müzede Selfie Günü kapsamında bir selfie paylaşması Müzede Selfie Günü’nün daha da geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Amacı dünyanın en büyük müzesi olan ülkemizin kültürel mirası olan müze ve örenyerlerine olan ilgi ve alakayı artırmak olan bu farkındalık projesini bu sene ilk defa hayata geçirdik. Eminim önümüzdeki yıllarda bu projeye katılım ve destek artacaktır. Müze dostları müze ve örenyerlerine gidip selfie çekmeye devam ettikleri sürece bugün de geleneksel hale gelecektir.
ÇALIŞAN KESİM HAFTA SONU GİTTİ
Müzelere katılım konusunda bir değişiklik oldu mu?
Hafta içi olmasına rağmen katılım oldukça yüksekti. Çalışan kesimin büyük çoğunluğu hafta sonu müze ve örenyerlerimize akın edip selfie’lerini önceden çekti ve 16 Ocak günü paylaştı. Ben kendi adıma Müzede Selfie Günü’ne sosyal medya paylaşımlarıyla destek veren, fiziksel olarak müze ve örenyerlerimize gelen, gelemeyip paylaşan ve bu müze farkındalık projesinin bir parçası olan tüm müze dostlarına teşekkür ederim.
TOPKAPI SARAYI HAREM DAİRESİ
Harem, Arapçada ‘yasaklamak’ demek. Topkapı Sarayı Harem Dairesi, padişah, valide sultan, padişah kadınları, çocukları, kız ve erkek kardeşleriyle hizmetli cariyelerin ve Harem’in koruyucusu Kara Ağaların yaşam alanıydı. İkinci Avlu’nun içindeki arka bahçeye kurulan Harem, Saray’daki yönetim işlevlerinin gerçekleştiği diğer avlulardan yüksek duvarlarla ayrılarak özenle gizlenmiş. Dört yapı evresinde incelenen Harem’deki yoğun yapılaşma ve örgütlenme, Kanuni Sultan Süleyman’ın Haseki Hürrem Sultan ve ailesiyle birlikte Topkapı Sarayı Haremi’ne taşınmasıyla başlamış ve 18. yüzyıla kadar da devam etmiş. Harem’de 300 fazla oda, 9 hamam, 2 cami, 1 hastane, koğuşlar ve çamaşırlık bulunuyor.
BABÜSSELAM
Fatih Sultan Mehmed tarafından 1468’de yaptırıldı. Kanunî döneminde yapılan onarımlardan sonra, kesme taştan, geniş kemerli portal tonozu, yan nişleriyle 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin klasik unsurlarını yansıtan kapı, iki kulesiyle çağdaşı Avrupa kale kapılarına da benziyor. I. Avluya bakan cephede Kelime-i Tevhid, Sultan II. Mahmud tuğrası, yanlarda 1758 tarihli tamir kitabeleri ve Sultan III. Mustafa tuğraları var. II. Avluya bakan cephe 18. yüzyılda rokoko üslubunda dekorlanmış geniş revaklara sahip. Buradaki manzara konulu duvar resimleri ise 19. yüzyıla ait. Padişahtan başka hiç kimsenin atla giremediği bu anıtsal kapı, Saray’ın ana bölümlerine geçit verir. Müze ziyareti bu kapıdan başlıyor.
III. MURAD HAS ODASI
Harem’in olduğu kadar Osmanlı mimarisinin de en önemli yapılarından birisi olan oda, Padişah’ın isteği üzerine 1579 yılında, devrin başmimarı olan Mimar Sinan tarafından tasarlandı. Harem’de padişah için yapılan ilk Hünkâr Odası ve sarayın en büyük yatak odası. Üzerinde her türlü bezemeyi barındıran zarif çeşme de böyle bir odanın duvarını süslüyor. Harem’de örneği bulunmayan mermer çeşmenin kademeli olarak üç teknesi ve üç musluğu bulunuyor. Çünkü su şırıltısıyla odada konuşulanların duyulması engellenmiş… Odanın duvarları 16. yüzyıl İznik çinileriyle kaplı ve duvarlarından birine mavi üzerine beyaz yazıyla “Ayete’l-Kürsi” işlenmiş.