Tim Burton olabilmeyi çok isterdim

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

‘Siyah İnci’ dizisinde Ebru karakterini canlandıran Melis Sezen’le buluştuk. Oyunculuğun işten öte bir tutku olduğunu söyleyen diyen Melis, “Tim Burton gibi yönetmen olabilmeyi çok isterdim” diyor.

Oyunculuğa adım atma maceranı anlatır mısın?

Daha ilkokuldayken drama öğretmenimin de yönlendirmesiyle annem beni Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne yazdırdı. Orada bir yıl boyunca tiyatro eğitimi aldım ve ilk oyunumu sergiledim. O zamandan beri tiyatroyu hiç bırakmadan lise boyunca da devam ettim. Üniversite eğitimime başladığım sırada Hayat Bazen Tatlıdır’la birlikte ilk defa kamera önüne adım atmış oldum. Menajerim Neslihan Uzer ve Yaprak Atış’la kariyer planlamamızı yapıyoruz. Canlandırdığım Ebru karakteriyle gördüğüm ilgiden bir hayli memnunum.  

Seni oyuncu olmaya ikna eden duygu neydi?

Sahnede olmak benim için özgür olmak demektir. Hiçbir kalıba bağlı kalmadan orada bambaşka biri olabiliyorum. Farklı hayatları deneyimlemek, hiç düşünmediğim şekilde düşünen biri olmak benim için çok ilgi çekici. Aynı zamanda kendimi de daha çok keşfetmemi sağlıyor, bu yüzden oyunculuk benim için işten öte bir şey, bir tutku.

EBRU ÇOK HIRSLI

Ebru nasıl biri?

Ebru’nun çıkış noktası aşk fakat Ebru aşkından gözü kör olmuş, hırsından dolayı her şeyi yapabilecek bir kız. Hazal’a karşı büyük bir kıskançlığı var ve Hazal’ın sahip olduklarını elinden alabilmek için yapamayacağı şey yok. Ebru’nun Kenan’a olan aşkı bir takıntılı ve hastalıklı bir boyut almış. 

Ebru’nun hangi özelliklerinin sende olmasını isterdin?

Benzer bir yönünü bulmak çok zor gerçekten. Her ne kadar yaptıklarının hiçbir tutulur tarafı olmasa da Ebru yalnız olmasına rağmen çok güçlü, kolay kolay yıkılmayan, yıkılsa bile kendini hemen toparlayabilen bir kız. Bu yönünü gerçekten çok seviyorum.            

Âşık olduğun biri için neleri göze alırsın?

Hissettiğim duygunun gücüne göre değişir. 

ANNEMİN YERİ AYRIDIR

Ailede en çok kiminle anlaşırsın?

Herkesle iyi anlaşırım ama annemin yeri çok ayrıdır!

Kolay arkadaş olur musun?

Arkadaş konusunda seçiciyimdir fakat insanlara her zaman pozitif yaklaşırım, iletişim kurmakta hiç zorlanmam.

Seninle neden arkadaş olmayı seçsinler?

Güler yüzlüyümdür, kötü bir olay yaşandığında soğukkanlı olurum.Ve çok iyi bir dinleyiciyimdir. Dinlemeye bayılırım!

FANTASTİK FİLMLER ÇEKERDİM

Sınırlarımı zorlayacak bir rolde oynamak isterim demişsin. Nasıl roller bunlar?

Hayatımda hiç deneyimlemediğim anları yaşayabileceğim, çok farklı hayat tarzlarına sahip olan, özellikle derin bir karaktere sahip karakterlere hayat vermeyi isterim. 

Peki, bir filmin yönetmeni olsan bu nasıl bir film olurdu?

Bir yönetmen olsaydım Tim Burton olabilmeyi çok isterdim! Onun hayal gücüne her filminde ayrı bir hayran kalıyorum! O yüzden aynı onun filmleri gibi gotik, fantastik ve müzikaliteyi bir araya toplayan filmler çekerdim. 

Televizyonun kimi oyuncuları haksız şöhrete ulaştırdığını düşünüyor musun?

Başarının hiçbir zaman kolay olduğunu düşünmüyorum ve oyunculukta başarılı olma yolunda en önemli noktalardan biri de sürekli olabilmek ve kendini daima geliştirebilmek bu yüzden kim neredeyse her zaman bir sebebi vardır diye düşünüyorum. Yeter ki bir de şans her zaman bizimle olsun! 

Şöhretli seviyor musun?

İnsanlar beni kişisel olarak tanımasa bile gördüklerinde yüzlerinde bir gülümsemeye, gözlerindeki heyecana sebep olabilmek benim için o kadar güzel bir his ki! Bu yüzden seviyorum.

GİZEMLİ KİTAPLARI SEVERİM

Sevmediğin huyun ne?

Eşyalarımı sürekli bir yerlerde unutabiliyorum...

En beğendiğin, sevdiğin  huyun?

Sorumluluk sahibi olmam ve her zaman pozitif  olabilmem.

Yıllardır şunu bırakamadım dediğin bir şey var mı?

Eşyalarımı kaybetmek özellikle şarj aletlerini.

En çok nasıl kitaplar okumayı seversin?

Psikolojik, karakter derinliklerine inen kitaplar okumayı çok severim. Bir de içinde çözülmesi gereken bir gizem varsa tadından yenmez!

Roman kahramanın var mı?

Jojo Moyes’un Me Before You kitabındaki Louisa Clark ve Will Traynor karakterlerinin ikisini de çok sevmiştim. Biri hayattan beklentileri çok büyük olmasa da küçük şeylerle mutlu olabilen biri diğeri ise hayatı uç noktalarda yaşarken kaza sonucu boynundan aşağısı felç olan ve hayatının geri kalanını karakterine tamamen ters bir şekilde evde geçirmek zorunda kalan bir karakter. Hayatlar ne olursa olsun ikisi de çok güçlü karakterlerdi ve okurken çok etkilenmiştim. Daha sonrasında sinema filmi de yapıldı.