Teresa Salgueiro: Müziğimin etiketlenmesinden hoşlanmıyorum

ARZU AKYOL

arzu.akyol@aksam.com.tr

Portekiz’in dünyaya armağan ettiği “Okyanus sesli” şarkıcı Teresa Salgueiro, yeni albümü  “O Horizonte”nin Avrupa turnesi kapsamında ilk kez yarın Ankara Dünya Müzikleri Festivali’nde olacak. “Müziğimin etiketlenmesinden hoşlanmıyorum” diyen Teresa Salgueiro’yla bu buluşma öncesinde son albümünü ve Türkiye konserini konuştuk.

Wim Wenders’in efsane filmi “Lizbon Hikâyesi”nin başrolünde parladı yıldızı. Henüz 17 yaşında Portekiz’den bugüne kadar çıkan en ünlü ve en başarılı gruplardan biri olan ve albümleri milyonlar satan Madredeus’un sesi oldu ve 20 yıl devam etti. Solo kariyeri için 20 yıl müzik yaptığı Madredeus’tan ayrılan ve yoluna yalnız devam eden “Okyanus sesli” şarkıcı ilk solo albümünü 2012 yılında çıkardı. Sesini Çin’den Brezilya’ya kadar tüm dünyaya ulaştıran Teresa Salgueiro, dünya müziğinin en özel şarkıcılarından biri olarak 30 yılı aşan kariyeri boyunca, Portekiz müziğini kendi müzikal diliyle zenginleştirerek yeniden yarattı. Yeni albümü “O Horizonte”nin Avrupa turnesi kapsamında, yarın Ankara Dünya Müzikleri Festivali’nde sevenleriyle buluşacak Teresa Salgueiro’yla bu buluşma öncesinde son albümünü ve Türkiye konserini konuştuk. 

Dünya müziğinin en önemli seslerinden birisiniz… Müziğe ilk başladığınızda böyle bir kariyer hayal ediyor muydunuz?

Küçük yaşlardan beri müzikle iç içeydim. Piyano dersleri alıyordum ama o zaman profesyonel olarak müzikle ilgilenmiyordum. Ulaşılmaz hedeflerim yoktu. 17 yaşındayken tesadüf eseri Madredeus’un vokal seçmelerine katıldım ve 20 yıl boyunca grubun solistliğini yaptım. O dönem içinde çok önemli müzisyenlerle çalışma fırsatım oldu. Tek derdim bir şarkıcı olarak olabildiğince kendimi geliştirmekti. Sonrasında da solo kariyerimle yıllardır dinleyicilerimle buluşmaya devam ediyorum. 

Madredeus Portekiz’in en önemli müzik gruplarından. Solo kariyeriniz için gruptan ayrılmanızı nasıl değerlendirdiler?

Grupla çok uzun yıllardır çalışıyorduk. Solo kariyerimle ilgili karar verdiğimde artık devam edemeyeceğimi belirttim. Birlikte oturup bu kararımı tartıştık. Sonrasında kendi tarzımı ifade edebileceğim, birlikte çalışabileceğim müzisyenleri aramaya başladım. Şanslıydım ki sonunda hayal ettiğim müzisyenleri buldum ve 2012 yılında ilk 

solo albümümü yayınladım. “İlk” diyorum çünkü ondan önceki çalışmalarım diğer sanatçılarla birlikte yaptığımız ortak işlerdi.  

MÜZİĞİN FADO'DAN FARKLI

Müziğiniz Fado’nun çok ötesinde… Siz nasıl tanımlıyorsunuz? Sözlerinizi yazarken nelerden ilham alırsınız?

Aslında “Fado’nun ötesinde” olarak tanımlamıyorum. Sadece “Fado’dan farklı” diyebilirim. “Çağdaş bir Portekiz müziği”... Tek bir etiketle sınırlandırmaktan hoşlanmıyorum. Eski ve yeniyi buluşturan bir müzik olduğunu düşünüyorum. Müziğin kendisinden ve dünyayı görüş biçimimden ilham alıyorum. 

Sizce bir sanatçının uzun ve başarılı bir kariyer sürdürebilmesi neye bağlı?

Bence her anın tadını çıkarmaya, öğrenmeye, çok çalışmaya özgür ve mutlu hissetmeye bağlı.

Son albümünüz “O Horizonte” neyi anlatıyor? 5 Mart’ta nasıl bir konser bekliyor bizleri?

“O Horizonte”, müzik ve dünyayla ilgili kendi vizyonum, düşüncelerim ve umutlarımı anlatan bir albüm. Kendi yazdığım şarkılardan oluşuyor. Türkiye’de vereceğim konserde hem son albümümden hem de kariyerimin en güzel şarkılarından oluşan bir repertuvarla dinleyicilerimle buluşmayı dört gözle bekliyorum.