Tekirdağ deyince akla ilk ne gelir?

Tekirdağ köftesini tatmayan yoktur. Ancak doğru adres bu tadın damaklarınızda kalmasına neden olabilir…

EMİNE BIYIK

emine.biyik@aksam.com.tr

1950'lerde küçük lokantalarda yöreye has tekniklerle hazırlanan Tekirdağ köftesinin ünü zamanla tüm ülkeye yayılır ve şehrin adı adeta köfteyle anılmaya başlar. Tekirdağ köftesinin öyküsünün başladığı dönemlerde 1953 yılında sektöre adım atan aileden köfteci iki usta, İsmail ve Arif kardeşler bu şöhrete önemli katkı sağlar. İki kardeşin kurduğu Özcanlar Köfte'nin severek ve özenerek hazırladıkları köfteleriyle kısa sürede haklı bir şöhrete kavuşur. İşleri büyütmek için her türlü yatırımı yapan aile ilk buzdolaplarının önünde çektikleri resimle anı ölümsüzleştirirler. Özellikle şehir dışından gelen müdavimlerin tüm ısrarlarına rağmen şube açmayı uzun süre düşünmezler. Önceliği daima lezzet standardını korumak olan ailenin ikinci nesli aynı düsturu koruyarak bunu başarır. 

DEĞİŞMEYEN TAT

1953'te nasıl üretim yapıyorlarsa bugün de öyle üretim yapan aile; Trakya eti, Tekirdağ usulü hazırlık ve usta işi ızgara bileşenlerini 61 yıldır damaklarda iz bırakan lezzetin sırrı olarak koruyor. Astoria'da açılan restoranla İstanbullu müdavimleriyle buluşan mekân, sokak konseptiyle Trakya lezzetlerini hem damaklara hem gözlere hitap etmeye devam ediyor.