Taylan Erler: Müzikle değil, tiyatroyla bir yere geldim

Bu yıl ilki gerçekleşen Göktürk Caz Festivali'nde sahne alan caz sanatçısı ve tiyatro oyuncusu Taylan Erler: ''Evet şu an hayatımda müzik var ama seyirciye de 'Ben müzikle bir yere geldim' diyemem. Ayıp olur, seyirci bizi tiyatrodan tanır...''

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Dün başlayan ve yarın geceye kadar devam edecek olan Eyüpsultan Belediyesi 1. Göktürk Caz Festivali, birbirinden değerli caz sanatçılarını Göktürk Özgecan Aslan Parkı'nda ağırlamaya devam ediyor. Kübalı sanatçı Suami Ramirez'in açılışını yaptığı, Kerem Görsev'in ise yarın akşam kapanış konserini gerçekleştireceği festivalde dün sahne alan gruplardan biri ise Taylan Erler Band idi. Tiyatro oyuncusu ve caz sanatçısı Taylan Erler ile 1. Göktürk Caz Festivali vesilesiyle bir araya geldik. Hem caz müziği hem oyunculuk hem de karavan yaşamından konuştuk: "Caz müziğini insanlar çok iyi bilmiyor. Ben de öğretmeye çalışıyorum. Katıldığım gösterilerde cazı anlatıyorum, seyircinin de hoşuna gidiyor. Zira cazın Amerikan değil, Afroamerikan müziği olduğunu bilelim. Cazı özel salonlara falan taşıyan insanlara inatla bence herkesin her yerde caz dinleyebilmesi lazım. 1. Göktürk Caz Festivali de buna ön ayak oldu. Bu durumdan mutluyuz. Daha önce bir kez caz festivaline katıldım, Garanti Caz Yeşili idi. Güzel bir deneyimdi. Daha sonra çeşitli caz festivallerine talepte bulduk, katılalım diye. Fakat 'Biz sizin tarzı almıyoruz, daha özgün caz alıyoruz' dediler. Yabancıları dışarıdan getirmek daha işlerine geldi. Şimdi ise 1. Göktürk Caz Festivali'nde yer aldığımız için çok mutluyuz. Taylan Erler Band adlı grubumuzda trompet çalıyorum ve söylüyorum..."

SEYİRCİ BENİ TİYATRODAN TANIR

Erler sohbetimizin başında sanat ve yaşam serüvenini şöyle özetliyor: "1983 yılında TRT İstanbul Radyosu Gençlik Korosu'na girdim. Gökçen Koray yönetiyordu. Başarılı ve güzel konserler verdik. Sonra trompet dersi almaya başladım. Çok istiyordum zaten. Askerde bile bando takımındaydım. Caz müziği serüvenim böyle başlamış oldu. 1995 yılında haber spikerliği kursu için Can Gürzap ve Ahsen Gürzap'ın Diyalog kursuna gittim. Kursun yarısında Haluk Kurtoğlu, 'Taylan'ı tiyatroya kayıt edin' dedi. 'Ben tiyatro istemiyorum' desem de 'Sende bir şeyler var' dedi. Ondan sonraki iki ay içimde ne var ne yoksa çıktı ortaya. Sonra beni Şehir Tiyatrosuna soktular, 8 yıl orada oynadım. Özel tiyatrolarda devam ettim. Ardından müzikle birleştireyim dedim, sahneye çıktım. İşin içine şov da girdi. Böyle olunca tiyatro geride kaldı biraz. Şu an hayatımda müzik var ama seyirciye 'Ben müzikle bir yere geldim' diyemem. Ayıp olur, seyirci bizi tiyatrodan tanır..."

DOKUZ YILDIR KARAVANDA YAŞIYORUM

Kendisine bu yolculuğun en azından şimdilik sonucunu sorduğumda ise şunları söylüyor: "Ben çok gururlanmayı seven biri değilim. Zaten seyircinin alkışından her şeyi anlarsınız. Bu nedenle gururlanmak değil ama doğru iş yaptığımı hep gördüm. Kimseyi küçümsemedim. Şu anda da gayet mutluyum. Bu yol zor olmadı. Koro ile başlayan trompet ile devam eden sonra tiyatroyla birleşen bir süreçti. Sonra da tiyatro ile müziğin birleşmesi gerektiğini düşünerek kurduğum grup ve devam eden bir yolculuk. Bütün bunların sonucunda bir Taylan Erler çıktı ortaya. 9 sene önce de karavan ile tanıştım. Zaten karavanda yaşamayı hep isterdim. İçinde bir yıl yaşarım, sonra kiraya çıkarım diye düşünürken 9 yıldır karavanda yaşıyorum."

SEYİRCİ MUTLUYSA BEN DE MUTLUYUM

Taylan Erler oyunculuğun da müziğin de kendisini çok mutlu ettiğini ancak müziğin biraz daha ağır bastığını söylüyor: "Trompetimi çaldığımda seyirci ritim tutup bana eşlik ettiğinde doğru bir şey yaptığımı hissediyorum. 'Taylan Bey çok eğlendik, çok keyifliydi, bir an başka bir yere gittik' dediklerinde çok mutlu oluyorum. Yatağa yattığım zaman 'Tamam' diyorum, seyirci mutlu. Oyunculuğa gelince, oyunculuk Türkiye'de zor. Sizi tiyatrodan kimse tanımaz, diziden, reklam filminden tanır. Oyunculuk çok güzel bir şey ama aynı zamanda çok zor. Çünkü kendiniz dışındaki bir karakteri seyirciye sunuyorsunuz. Bu nedenle tiyatro gerçekten ciddi yapılması gereken bir şey.

DAHA DUYGUSAL BİR ROL İSTİYORUM

Erler, bundan sonraki projeleri ve yapmak istediklerini ise şöyle anlatıyor: "Şu an her şey çok güzel. Cazın eğlenceli tarafını yapıyorum, anlatıyoruz ve eğleniyoruz. Türkiye'yi de gezdim, geziyorum. Oyunculukta ise komedide takıldım kaldım. Komedyen aslında oyuncu demektir ama bizde komedyen komik olan kişi anlamına geliyor. Ama öyle değil. Ben şu an daha duygusal bir karakter istiyorum, baba rolü gibi. Bir şeyler var ama henüz net değil. Dizileri kabul etmiyorum. Çünkü çok zor, mesain belli değil ve sağlıksız koşullar... Bir de sinema projem var, bakalım..."