MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
Yaz geliyor, güneş kendini göstermeye başladı. Koronavirüs nedeniyle oteller ve tatil beldeleri uzun bir süredir faaliyet göstermiyordu. Ancak yeni normale geçişle birlikte insanlar yaşadıkları bu yoğun stresi üzerinden atmak amacıyla tatil mekânı aramaya başladı. Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı da normalleşme sürecinde turizm faaliyetlerinin güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi amacıyla konaklama tesislerinde alınacak önlemlere ilişkin bir genelge yayımladı.
TATİL TERCİHLERİ DEĞİŞTİ
Bir süre daha normal yaşantımızdan uzak kalacak olmamız yapılan seyahat planlarını da etkiledi. Artık büyük oteller ve kalabalık turlar yerine daha az insanla temas edebilmek için doğa tatili konsepti yaygınlaşacak. Bu yıl butik oteller, karavan, kişiye özel villa, kamp ve doğa sporları konseptli tatil seçeneklerine ilgi artacak. Sektör temsilcileri doğa tatilleri ile birlikte ekstrem sporlara da ilginin artacağı görüşünde. Dağ bisikleti, dalış, rüzgâr sörfü, yamaç paraşütü gibi ekstrem sporlar ilk tercihler arasında. Yayla turizmine de kuşkusuz ilgi olacak. Enuygun.com Seyahat Analisti Tuğba Hacıbayramoğlu, “Her şey dâhil otellerin yerini bu yıl kamp ve karavan tatilleri ile butik oteller alıyor. Her şey dâhil otelde tatil yapmak isteyenler yüzde 18’e gerilerken, butik otel ya da kamp ve bungalov tatilini tercih edenlerin oranı toplamda yüzde 45’lere çıkıyor” şeklinde konuştu.
ÖZGÜR TATİL MODELİ KARAVAN
Karavan son yıllarda tercih edilen tatil seçeneklerinden biri. Karavan ile birlikte istediğiniz zaman farklı bir tatil noktasına gitmek, her sabah farklı bir manzaraya uyanmak mümkün. Koronavirüs nedeniyle özgür bir tatil imkânı sağlayan karavana ilgi daha da arttı. Türkiye karavan kampı konusunda oldukça şanslı. Anadolu’da konaklama için çok sayıda uygun nokta bulmak mümkün. Karavan tatillerinde bir rota belirlense de her zaman o rotanın dışına çıkılır. Ancak ilk kez bu deneyimi yaşayanların karavan kamplarında kalmasında yarar var. Tekin olmayan yerlerde konaklamayın. Karavan kamplarının en büyük avantajı ortak tuvalet, banyo dışında aracınıza elektrik ve su depolama yapmanızı sağlayan imkânları sunması. Ancak ortak kullanım alanlarında sosyal mesafeye ve hijyene dikkat etmek gerekiyor. Gittiğiniz bazı bölgelerde karavanınızı uzakta bırakma ihtimaline karşı yanınızda uyku tulumu, çadır, fener, elektrik veya ateş kaynağı gibi kamp ekipmanları bulundurun. Mümkün ise iki şoför ile yola çıkın. Elektrik bağlantısı olan üç fazlı, sağlam, dış hava koşullarından etkilenmeyecek bir uzatma kablosuna fazlasıyla ihtiyaç duyacaksınız. Mutlaka bir ilkyardım çantası bulundurun. Gideceğiniz güzergâhlardaki hastanelerin listesini çıkarın. Aracınızdaki yiyecek saklama yerlerini doldurun. Karavan mutfağında kullanmak için alışkın olduğunuz araç gereçleri yanınıza alın. Peki karavan tatili için nereye gitmek istersiniz?
Cunda/Ayvalık- Ada Camping: Kamp, adanın Midilli’ye bakan kısmında. Cunda merkeze ise 3 km. uzakta. Doğal yaşamı sevenler için İstanbul’dan kaçıp dinlenmeye gidilecek güzel bir kaçış noktası.
Artvin- Hatila Vadisi Milli Parkı: Bölge, Hatila Vadisi’nin iki yakasında, yemyeşil ormanlarla bezeli, Hatila Deresi başta olmak üzere irili ufaklı çok sayıda dere ve su kaynağıyla Doğu Karadeniz’in cennet köşelerinden. Doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık gibi aktiviteler için oldukça uygun. Aynı zamanda Türkiye’nin en yüksek cam teraslarından birine ev sahipliği yapıyor.
Bolu- Yedigöller Milli Parkı: Dinlenmek, doğadan yararlanmak isteyen herkese hitap edebilecek bir mekân. Doğanın uyanışına tanıklık edebilir, gece yıldızların göle serilişini seyredebilirsiniz.
Çanakkale- Assos Gargara Doğal Tatil Kampı: Alpler’den sonra dünyanın en büyük oksijen deposu olan Kaz Dağları’nın eteğinde, Küçükkuyu – Assos sahil yolu üzerinde ve denize sıfır konumdadır. Doğanın ahengiyle güne uyanmak, tertemiz ege sularında yüzmek, karmaşadan uzaklaşmak ve sağlıklı besinler tüketmek aradıklarınız içindeyse çok uzakta sayılmayız.
TESİSLERİN DOLULUK ORANINA DİKKAT!
Kültür ve Turizm Bakanlığı tatilini Türkiye’de geçirecek tüm Türk vatandaşları ve yabancı ziyaretçilere, ulaşımdan konaklamaya, tesis çalışanlarından yolcuların kendi sağlık durumuna kadar uzanan geniş bir yelpazede bir dizi yeni tedbirin tanımlandığı 132 maddelik sağlıklı turizm sertifikasyon programı yayımlandı. Gerekli önlemleri alan tesislere sertifika verilecek ve faaliyete geçebilecek. Tatil için otel seçimi yapanların öncelikle bu sertifikaya dikkat etmesi gerekiyor. Tesisin doluluk oranı yüzde 50’yi geçmemeli. Ortak alanlarda sosyal mesafe kurallarına uyulması ve tesis odalarının en az 24 saat boş bırakılmış olması da önemli. Tesisin sağlık raporu dâhilinde misafir kabul etmesi ve tesislerde açık büfe yerine, kişiye özel yemek servisi yapılıyor olmasına dikkat edilmeli.
DENİZ VE HAVUZDAN VİRÜS BULAŞMAZ
Tatile çıkmak isteyenlerin akıllarındaki sorulardan biri de, “Havuz ve denizden Koronavirüs bulaşır mı?” Virüsün insanlara doğru şartlandırılmış havuz suyu yoluyla bulaşabileceğine ilişkin bir kanıtın olmadığını söyleyen Ulusal Havuz Enstitüsü Başkanı Korcan Kurtoğlu, “Genelge kapsamında havuz suyunun, havuz ve çevresinin temizliği ve hijyeni azami ölçüde sağlanacak. Otel havuzlarında ve halka açık havuzlarda, sudaki klor ve pH seviyesini otomatik olarak ölçen, bu ölçümleri kaydeden ve buna göre kimyasal dozlayan sistemler kullanılması önemli. Fakat kullanıcılar havuzda yakınlaştığında virüs bulaşma riski var. Bu yüzden sosyal mesafeye dikkat etmek gerekiyor. Ayrıca Sağlıklı Turizm Sertifikası bulunmayan tesisler sauna, hamam, buhar banyosu gibi alanları açamayacak. Bu tip alanlarda da kullanıcı sayısı kısıtlanmasına gidilecek ve her kullanımdan önce ve sonra dezenfeksiyon işlemi yapılacak. Ayrıca kese, sabun, duş jeli, şampuan gibi malzemeler tek kullanımlık olmalı.” dedi.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş de havuz ve denizlerin koronavirüs riski taşımadığını belirterek şu uyarılarda bulundu: “Bulunduğumuz ortam neresi olursa olsun, plajlar dâhil insanlara belirli bir mesafede durmalıyız. Olağanüstü büyük olan deniz suyu, virüsler için bir depo olamaz. Bu bakımdan deniz suyundan, hatta havuz sularından; Koronavirüs’ün insanlara ulaşması mümkün değil. Esasen bu gibi virüsler; aşırı nem ve ıslaklığa karşı duyarlıdırlar ve onlar için bir avantaj değildir. Tatilimizi geçirdiğimiz sürede; sağlığımızı bozacak davranışlardan kaçınır, sosyal mesafe kuralına uyar, iyi beslenir ve kendimize iyi bakarsak bu zorlu virüse karşı her zaman, daha avantajlı durumda olacağımız bir gerçektir.”
MACERA DOLU BİR TATİLE NE DERSİNİZ?
Türkiye’de doğayla iç içe tatil yapacağınız ve ekstrem sporlar ile vakit geçirebileceğiniz bölgeleri sizler için derledik. Tatil planı yapmadan önce önerilerimize göz atmaya ne dersiniz?
Fethiye-Ölüdeniz: Yamaç paraşütü (Paragliding) denildiğinde sadece ülkemizde değil tüm dünyada akla ilk gelen yerlerden biri. 25 ila 40 dakika arasında süren yolculuğunuzda muazzam Ölüdeniz manzarası da size eşlik edecek.
Kaş: Ülkemizde son yıllarda popülerlik kazanmaya başlayan tüplü dalış ya da diğer adıyla Scuba Diving, deniz altındaki mercanları, batık şehirleri ve sualtı yaşamıyla ünlü Kaş’ta yapılabilecek en güzel aktiviteler arasında sayılabilir.
Antalya-Köprülü Kanyon: Birçok farklı ekstrem sporu yapabileceğiniz ve doğayla baş başa tatil geçireceğiniz yerlerden biri. Özellikle rafting yapmak isteyenlerin uğrak noktası.
Ağrı Dağı: Dünyanın birçok ülkesinden tırmanışçıları ağırlayan Ağrı Dağı, Türkiye’de tırmanış yapılabilecek yerler arasında en ideal ve zorlu olanı.
Likya Yolu: Antalya ile Fethiye arasında uzanan antik yol Likya, 500 kilometre uzunluğunda koşturmadan yürümek ve adrenalin yaşamak isteyenler için en ideal rotalardan biri.
Muğla-Gökova: Uçurtma sörfü olarak bilinen kiteborarding sporu için en uygun yer Akdeniz ile Ege’nin kesiştiği yer olan Gökova…
Alaçatı: Rüzgâr sörfü yapmak isteyenlerin durağı olan Alaçatı, windsurfing denince akla gelen nadir yerler arasında bulunuyor.