lokmandag@gmail.com
“Geldim, gördüm, yendim” hemen hemen herkes bilir bu sözü... Veni, vidi, vici...
Roma İmparatoru Jul Sezar’ın Basforof Kralı 2. Pharnake’ye karşı zafer kazanarak söylediği ve dünyaca ünlü bu sözü bilin bakalım nerede söylemiş? Tokat’ta bulunan Zile Kalesi’nden başka bir yer değil elbette... Her yıl binlerce turistin uğradığı güzel Tokat’ı acaba biz ne kadar biliyoruz. Doğasını, tarihini, hanlarını hamamlarını ve elbette şifalı mağarasını...
O zaman tur başlasın...
Çoğunuzun “Bu sözün Tokat’ta sözlendiğini bilmiyordum” dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü çevremde kime sorduysam bilemedi. Peki ben nereden biliyorum. Hemen söyleyeyim. Tokat benim için ayrı bir öneme sahip çünkü 2009’da vatani görevimi orada yaptım. Avucumun içi gibi bilirim. Tokat, şirin mi şirin, bir o kadar küçük ama doğası ile insanı kendine hayran bırakan bir yer. Şehir merkezine geldiğinizde küçük şirin yapılar karşılıyor sizi ama önceden söyleyeyim Tokat’ın birçok ilçesi merkezinden daha büyük gibi...
KARTAL YUVASI TOKAT KALESİ
Merkezde kafanızı yukarı doğru kaldırdığınızda ilk göreceğiniz yapı şüphesiz Tokat Kalesi, şehre hakim bir konumda ama çıkması bir hayli zor. “Görmeden de olmaz” dedik koyulduk yola. Tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmese de en eski izlerin 5. ya da 6. yüzyıla ait olduğu belirtiliyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kalenin önemi Malazgirt zaferinden sonra bir hayli artıyor. Surlar ve kale içindeki odalar ise zamanla inşa edilmiştir. Tam bir kartal yuvasını andırıyor...
TAŞHAN’DA ÇAY KEYFİ
17. yüzyılda yapıldığı belirtilen Taşhan, tarihi bir Osmanlı kervan sarayı... Anadolu’nun en büyük hanlarında biri olma özelliğini taşıyor. İçinde el işçiliği ve yöresel üzünlerin yapılıp satıldığı iki katlı güzel bir yer. Özellikle Tokat’a özgü taş baskı yazmaların satıldığı hanı görmeden gitmek olmazdı doğrusu. İçindeki kafeden güzel bir çay içtikten sonra doğru Ballıca Mağaralarına...
BALLICA MAĞARALARI
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan Ballıca Mağarası tam bir doğa harikası. Bu güzel mağaranın en az 4 milyon yılda oluştuğu tahmin ediliyor. Pazar İlçesi Ballıca Köyü’nde bulunan mağara 1995 yılında turizme açıldı. Deniz seviyesinden 1085 metre yükseklikte olan mağaranın ziyaretçileri arasında KOHA ve astım hasları bulunuyor. Şifa arayan hastalar mağarada yaklaşık 3-4 saat vakit geçirip bol oksijen alarak şifa bulmaya çalışıyor.
ZİLE KALESİ’NE ZİYARETÇİ AKINI
Zile İlçesi’nde bulunan tarihi kalenin son zamanlarda ziyaretçi akınına uğramasının belki de en önemli nedenlerinden biri şüphesiz Sezar’ın o dünyaca ünlü “veni, vidi, vici” yani geldim, gördüm, yendim sözü. Kalenin antik çağlarda yapıldığı biliniyor, bir höyüğün üzerine inşa edilmiş akropol özelliğine sahip Roma Kalesi’dir... İlçe merkezinin tam orasında bulunur. Kale içinde işlevini yitirmiş bir saat kulesi ve diğer kalıntıları görmek mümkün... Kesinlikle gezilip, görülmesi gereken yerlerden birisi...
DOĞANIN ARMAĞANI
Reşadiye İlçesi’nin Yolüstü Köyü’ne 3 kilometre uzaklıkta tam bir doğa harikası gölün suyu tatlıdır. Huzur arayanlar için ideal bir yer. Doğa ile kucaklaşacağınız fevkalade bir manzara. Ayrıca balık severlerin de uğrak mekanı çünkü gölde kızılkanat balıkları yaşamakta... Yeşil ve mavinin buluşma noktası... Selçuklu döneminden kalan önemli eserlerden biridir Hıdırlık Köprüsü... 1250 yılında kalma, kenti ikiye bölen Yeşil Irmak üzerinde dimdik kitabesi ile ayakta duran bir abide... Rivayet odur ki, Alaaddin Keykubat’ın 3 torunu tarafından devlet yönetildiği zaman yapıldığı söyleniyor. Tam karşısından onu ve yeşil ırmağı seyretmek paha biçilmez...Hep gezdik birazda lezzetlerinden bahsedeyim. Tokat’ta en önemli lezzetlerinin başında asma yaprağı ile yapılan sarmaları gelir. Ama benim favorim elbette Tokat Kebabı... Bir de hiç unutmadığım bir lezzet var. Tokat merkezde fırınlarda yapılan o sıcacık cevizli ekmekler yöre halkı “Yoğurtmaç” diyordu. Mis kokusu hala burnumda, lezzeti damağımda...
Tekrar görüşmek dileğiyle Tokat...