Süperyaşlıların hafızası gençlerden kuvvetli!

Hafızası kendisinden en az 20-30 yaş küçük olanlar kadar güçlü, yaşıtlarından iyi olan süperyaşlılar geçmişi nasıl bu kadar iyi hatırlayabiliyor? Bilim bu sorunun cevabını bulursa Alzheimer'i önlemek de mümkün olabilecek.

DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com

20 yıla yakın süredir Alzheimer ve diğer tür demanslar üzerine çalışan bir nöroloji uzmanı olarak en ilgi duyduğum konulardan birisi, hafızası gençlerden bile güçlü olan 80 yaş üstü bireylerin bunu nasıl başardığı olmuştur. Hatta bu ilgimi biraz daha ileriye götürüp, Türkiye'nin dört bir tarafındaki 100 yaş ve üzeri hafızası güçlü bireyleri bulup onlarla konuşmaya, röportajlar yapmaya başlamıştım. Beni en çok etkileyen röportajlarımdan birisi 110 yaşındaki Naime Anne ile yaptığım olmuştu. Bu kadar uzun yaşayıp, bu kadar sağlıklı bir zihne sahip olmanın sırrı nedir diye sormuştum. Bana 'Az uyu, az ye, çok çalış, dua et, dua al' diye yanıt vermişti. Az uyumanın yeterli uyuma, fazla uyumama olduğunu kabul edersek, diğer söyledikleri sırasıyla; düzenli beslenme, zihnimizi sürekli işler tutma, manevi anlamda kendimizi güçlü tutma (bu meditasyon da olabilir, inancınız doğrultusunda bir şeyler yapmak da olabilir) zaten bilimsel çalışmalarda elde ettiğimiz doğrularla birebir örtüşüyor.

Bugün size Nortwestern Üniversitesi'nde yapılan, 30 Eylül'de The Journal of Neuroscience'da yayımlanan 80 yaş ve üstü süper hafızalı yaşlıların beyninin incelendiği bir çalışmadan bahsedeceğim. Bu çalışmanın ana çıkış noktası da aynı merak. Yani o yaşta hafızası gençlerden bile kuvvetli olanların sırrını çözebilmek. Sırrını tam çözemeseler de çok önemli bulgular elde etmişler. Önce süperyaşlıyı -orjinali superagers- nasıl tanımladıklarını açıklamak istiyorum. 80 yaş ve üzerinde olup hafızası kendisinden en az 20-30 yaş küçük olanlar kadar güçlü, yaşıtlarından iyi olanlara süperyaşlı deniyor. Bu çalışmada 6 süperyaşlı, 7 zihinsel fonksiyonları normal olan yaşlı, 6 genç, 5 tane de erken evre Alzheimer hastasının beyinleri inceleniyor. Üzerinde çalışma yapılan bu beyinler, öldükten sonra incelenmek üzere bağışlanan beyinler. Alzheimer hastalığında beynin ilk etkilenen kısımları hafıza ile ilişkili alanlardır. Beyinde entorinal korteks denilen bir alan var. Beynin ana hafıza deposu hipokampusun komşuluğunda bulunuyor. Entorinal korteksin 6 katmanı vardır. Entorinal korteksin 2. tabakası, hafıza merkezlerinden gelen bilgilerin uğradığı önemli bir merkez görevi görür. Alzheimer hastalığında biriken tau yumaklarının özellikle ilk başta entorinal korteksin 2. tabakasını hedeflediği gözlenmiş. Hatta normal yaşlılarda da entorinal kortekste tau yumakları tespit edilmiş. İncelenen beyinlerde süperyaşlıların ve normal/Alzheimerli yaşlıların beyinleri arasında bazı farklılıklar tespit edilmiş. Süperyaşlıların beyinlerinin entorinal bölgesinde hiçbir şekilde tau yumakları olmadığı saptanmış. Yani süperyaşlıların entorinal alanı tau yumaklarından korunuyor. Bir başka ilginç bulgu da; süperyaşlıların entorinal korteksinin 2. tabakasındaki nöronların diğer yaşlılara, ve hatta gençlere göre daha büyük olduğu tespit edilmiş.

Çalışmanın yürütücüsü Tamar Gefen, ileri yaşlarda hafızanın zayıflamasının, bu bölgede biriken tau yumaklarına bağlı olabileceğini vurguluyor. Peki o halde süperyaşlıların beynini bu birikimlerden koruyan nedir? Hangi kimyasal, metabolik, genetik ve hatta bence daha da önemlisi hangi çevresel faktörler beyin hücrelerinin bu kadar sağlıklı kalmasını sağlıyor? Bunların çok detaylı araştırılması lazım. Tüm dünyadaki yaşlı nüfusu artıyor. Gelecekteki en büyük sorunlardan birisinin Alzheimer hastalığı olacağı konusunda şüphe yok ama yapılanlar şu an için yetersiz kalıyor.