Sultan öyküydü, şarkı oldu, umarım kitabını yazarım

Çoğumuzun gençliğidir Ayna grubu… 20 küsur yıldır hayatımıza dokunan sayısız bestelere, şarkılara imza atan grubun solisti Erhan Güleryüz ile yeni single'ları ‘Sultan'ın vesilesiyle buluştuk. Güleryüz, 30 yıl önce yazdığı Sultan'ı anlattı.

YELİZ COŞKUN / yeliz.coskun@aksam.com.tr

Geçtiğimiz yıl Mimoza adlı paçasıyla hayranlarına sürpriz yapan Ayna grubu, bu yıl da Sultan adlı single çalışmasıyla karşımıza çıktı. Grubun solisti Erhan Güleryüz’ün 30 yıl önce yazdığı bu eser, diğer üyeler tarafından sürpriz olarak hazırlanmış. İlk kez YouTube’da yayınlanan şarkının hikâyesini merak ettim ve gruba ulaştım. Güleryüz ile hem Sultan’ı hem müziği konuştuk…

Uzun zamandır Ayna grubundan haber alamıyoruz. Nerelerdeydiniz?

Aslında sürekli konserlerdeyiz. Bu süreçte stüdyoya da kapandık, çok ürettik. 20. yıl albümünün ikinci bölümüne çalıştık derken yeni single Sultan’ı çıkardık.

Şahane bir sürpriz oldu. Hatta size de grup arkadaşlarınız sürpriz yapmış değil mi?

Normalde ben 20. yıl ikinci bölüm albümümüzün çalışmasındaydım ama arkadaşlarım Sultan’ı yeni düzenlemesiyle dinlettiklerinde çok şaşırdım ve duygulandım. ‘Hemen çıkaralım’ dedim.

Peki, tozlu raflardan 30 yıl öncesine geri dönmek grubun aklına nereden geldi? 

Normalde Ayna’dan çok önce de birçok müzisyenin müzik direktörlüğünü yaptım ve o zamana ait yüzlerce kayıtlı şarkı var. O şarkılara zaman zaman bakarız biz ve o sırada görmüşler.

2020’lerde de seviliyoruz

Neden bu özel çalışma Sultan için yapıldı? Hikâyesi nedir?

Hikâye şarkının için gizli. Bir öykü denemesiydi, şarkı oldu. Umarım günün birinde kitap haline getiririm.

90’lar gençliği için şarkılarınız çok değerli. Peki, yeni nesilde bu şarkıların karşılığı ne olur?

90’lar diye bir şeyler uyduruldu aslında. Biz 20 senedir müzik üretiyoruz. Dönem itibarıyla sürekli konserler veriyoruz ve şu anda 2020’lerin müziğini yapıyoruz. Konserlerimizde 20’li yaşlarda ne kadar çok ‘Ayna’sever olduğunu görebilirsiniz.

Müzikte en çok hangi dönemi özlüyorsunuz?

Müzikte özlenecek bir dönem olamaz. Biz bugün ve yarını düşünüyoruz.

Günümüz şartlarında müzik için zor olan bir şey var mı?

Bizim için yok. Hâlâ anlatacak çok hikâyemiz var. Ayna, performans grubu olarak devam ediyor ama günümüz şartlarında doğal olarak büyük alanlar kalmadı. Şartlara uygun yerlerde müzikseverlerle buluşuyoruz.

Müziklerinizi dizilerde de çok dinlemiştik. Günümüz dizilerinin müziklerini nasıl buluyorsunuz?

Dizi müziği farklı bir şey. Bestecilikten ziyade senaryo ve öykünün gidişatıyla, cümlelerle alakalı bir şey. Ülkemiz dizi sektörü bütün dünyada epey süratli bir gelişim gösterdi. Fakat dizilerin 120 dakika olması hem set ekibi hem oyuncular hem de tabii ki kurguda ve müziğinde emek harcayanlar için çok kısıtlayıcı ve zorlayıcı durumda.

‘SAHTE TIK’ ALANLARA GÜLÜYORUZ

YouTube gibi platformlarda ‘sahte tık satın alma’ durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Gülümseyerek izliyoruz. Michael Jackson’ın 6 milyon tıklandığı dünyada, adını bile bilmediğimiz birisinin 8-10 milyon tıklanması trajikomik.

Günümüzde ‘rap’ parçalara karşı ilgi çığ gibi büyüyor diyebiliriz. Siz yeni dönem rapçileri ve parçaları için ne düşünüyorsunuz?

Sağlam felsefesi olan gençler var. Bazı rap şarkılarında, Türkçenin kullanıldığı rapçiler de var ama kitap okumadan, bilgi sahibi olmayan rapçiler de var. Benim yıllardır söylediğim bir şey var, o da; ‘Söyleyeceğin bir şey varsa, söyle dinleyelim.’ Ama çoğunluk olarak maalesef bu mümkün değil. İyi ve kötü müzik diye bir gerçek var.