Tahtaya vurmak, merdiven altından geçmemek ya da kara kedilerin uğursuz olduğuna inanmak… Kimine göre batıl inanç, kimine göre belayı uzak tutmanın yolu… Yüzyıllar öncesine dayanan bu inanışların tarihçelerini sizler için derledik.
Üçgenin içinden geçmek...
Duvara dayanan bir merdiven, duvarla arasında bir üçgen oluşturur. Bu, birçok kültürde tanrıların kutsal üçgeni olarak bilinir. Örneğin piramitlerin kenarlarının üçgen olması da bu inanca dayanır. Bir üçgenin içinden geçmek de bir kutsal yere meydan okumak anlamına gelebilir. Eski Mısırlılar için merdivenin kendisi iyi şansın sembolüydü. Merdiven olmasaydı, Güneş Tanrısı Osiris’i karanlıkların ruhundaki hapis hayatından kurtarmak mümkün olamayacaktı. Asırlar sonra Hıristiyanlık bu inancı da Hz. İsa’nın ölüm şekline adapte etti. Çarmıha dayalı merdiven kötülüğün, hıyanetin ve ölümün sembolü oldu. İnsanlar, merdivenin altından geçmekle bütün bu kötü geleceklerle karşılaşabileceklerine inandırıldılar. 17. yüzyılda İngiltere ve Fransa’da suçlular darağacına götürülmeden önce bir merdivenin altından geçiriliyorlardı.