Şirin Ünye macerası

Lokman DAĞ

lokmandag@gmail.com

GÜNEŞ denizden doğar, denizden batar Ünye’de… 

Yağmur bereketiyle fındığa dönüşür. 

Vejetaryen mutfağın cennetidir.

Ordu’nun yüz akıdır şirin Ünye…

Ordu, Karadeniz’in inci tanelerinden ise Ünye’de şüphesiz o incilerin en nadidesi...  Bozulmayan doğası, kumsalları, denizlere kavuşan ırmakları, dereleri, çayları ve Karadeniz’in hırçın dalgaları…  Karadeniz kıyıları, sahil kasabaları hep birbirine benzer ama şüphesiz Ünye farklıdır. Ben ne zaman gitsem Ünye’ye çok istediğim için yunusları görürüm. Sahi yunus balıklarını görünce neden mutlu oluruz? 

Ama en önemlisi fındıktır. Herkesin neredeyse geçim kaynağıdır… Ağustos 15 oldu mu, kimseleri bulamazsınız sokaklarda, herkes fındık bahçelerindedir. Bu sene fındık üreticilerinin yüzü gülüyor. Hem bahçelerde fındık çok, hem de fiyatı fena değil. Ben Ünye’deyken, 16-17 lira arasında değişiyordu kilosu. İlk kez gülüyor üreticilerin yüzü ama öyle çok da değil... Sahili de hiç bozulmamış, sırf bakir kalsın diye o güzel koylar, otoyol bile şehrin arkasından geçirilmiş, pekte güzel olmuş “Keşke her yerde böyle olsa...” diyor insan içinden. 

Tek sıkıntısı deniz kenarındaki çöplüğü, bence onun oradan hemen kaldırılması gerekli, Terme’den girişte o kadar kötü kokuyor ki “O şirin Ünye’ye hiç yakışmıyor.”  Daha önce de yazmıştım o çöplük olayını ama daha değişen bir durum yok. Belki diyorum içimden belki bir gün oradan kalkar...

GÜNÜ SAHİLDE BATIRMAK

Eğer Ünye’ye yolunuz düşerse, hava güzel ve güneşliyse kesinlikle o güne plan yapmayın. Alın sevdiklerinizi, oturun sahilde yeni yapılan güzel kafelere ya da yol kenarındaki oturaklara, içeceklerinizi yudumlarken, güneşin batışını izleyin. Bir İzmir’de güneş bu kadar güzel batar, bir de Ünye’de sanırım. Harika fotoğraflar çıkacağından da eminim.  Kapatın gözlerinizi ve dalgaların kıyıları döverken çıkardığı seslere kulak verin. İşte huzurun sesi… 

Ya da biraz erken kalkın ve tertemiz kumsalında güneşin doğuşunu izleyin. Belki yunusları da görürsünüz, güneşin ilk ışıklarıyla “Günaydın” derler sizlere…

ÇAKIRTEPE’DE PİDE KEYFİ 

Çakırtepe, Ünye’ye hakim harika bir yer. Tüm şehir ayaklarınızın altında… Dışarıdan gelen herkesin uğrak yerlerinden… Gelmişken bir de pide yemeyi ihmal etmeyin. Karadeniz’in her noktasında pide yiyen biri olarak söylüyorum. Ünye’de yapılan pideler de oldukça keyifli. En çokta annelerin evde hazırladıkları pide içlerinin, odun ateşindeki fırınlarda pişmesi paha biçilmez bir lezzet. 

Bu sene pide içlerini ben yaptım. Kıymayı bol soğanla kavurdum. Sabaha kadar soğutup dinlendirdikten sonra doğru fırına, muazzam pideler yedik. Yapamam derseniz doğru Çakırtepe’deki restoranlara.

YOL ÜSTÜ LEZZETLERİ

Bu kadar köftecinin olduğu başka yer var mı bilmiyorum. Ama yol kenarında hangi restorana girerseniz girin, çok lezzetli köfteler yapıyorlar. Bir de çarşı içinde Onur Ocakbaşı var, eski adı Hacı’nın Yeri; fındık kabuğunda pişen köftelere doyamazsınız... 

Sahilde eksi bir taş bina güzel bir restorana çevrilmiş, Adı Sofra… Kebap ve farklı lezzetler sunuyor ama ben dönerinden denedim. Ortalamanın üstünde lezzetli bir döneri var. Ama erken bitiyor. Öğle servisinde oturup yemeniz gerekiyor. Üstüne bir de yüzüncüyılda mis gibi dondurma yediniz mi ‘değmeyin keyfime’ diyeceksiniz. Yeri gelmişken bir eleştiri, eti o kadar pahalı yiyoruz ki İstanbul’da, orada fiyatlara şaşıracaksınız. Neredeyse yarı yarıya… Fiyatlar ve etler çok enfes ne de olsa hepsi yaylada yetişiyor. 

Bitti mi? Hayır! Fazlasını görmeniz için o şirin yere gitmeniz gerekecektir. Güneşi bir kere bile olsa orada batırmakta fayda var… Sağlıkla kalın…