Sınav sonuçlarının açıklanması ve tercih dönemleri, çocuğun sadece akademik yaşantısı için değil, psikolojik yaşantısı içinde kritik bir önem arz etmektedir. Özellikle bu dönemde çocuğun akademik performansına yönelik katı ve baskıcı bir tutum sergileyen, ötesiyle kıyaslayan, duygularını düzenlemede güçlük yaşayan, yüksek stres tepkisi gösteren ve çocuğun duygusal sürecini görmezden gelen aile tutumları, çocuğun benlik saygısı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabiliyor.
YARGILAYACI DİLDEN UZAK DURUN
Çocuğunuzun sayısal değerlerini değil gösterdiği çabasını takdir edin. Ona inandığınızı ve güvendiğinizi sözel ve davranışsal yolla gösterin. "Ben zaten biliyordum. Senden bir şey olmaz. Çalışmadın böyle gidersen bir şey olamayacaksın" gibi olumsuz ve cesaret kırıcı yıkıcı dilden uzak durun. Bu dil çocuğunuzu motive etmek değil hem kişisel hem sosyal hem de akademik kimliğini olumsuz yönde etkileyecektir. Tam tersi olumlu ve gerçekçi yaklaşımlarla ileriki akademik yaşantısına yönelik kendisini cesaretlendirin.
EMPATİ KURUN, KIYASLAMA YAPMAYIN
Empati kurun. Çocuğunuz yıl boyunca kendi potansiyeli içerisinde bugüne kadar geldi. Bu sürecin kendisi içinde sancılı olabileceğini unutmayın.
Okul seçiminde zorlayıcı ve tercihi kendi yapan bir ebeveyn rolünde değil, bilgilendirici ve destekleyici ebeveyn rolünde olun. Çocuğunuzla tercih edebileceği okulları gezin onunla birlikte bilgi alın. Fikirlerine ve tercihlerine önem verin. Seçimlerde ölçü ebeveyn değil gencin kendisi olmalıdır.
Kıyaslayıcı dilden uzak durun. Kıyaslayıcı tutumlar çocuğun hem sosyal ilişkilerini hem de benlik saygısını olumsuz yönde etkiler. Her çocuk biriciktir. Çocuğunuzu mevcut potansiyeli üzerinden değerlendirin.
Baskıdan uzak gerçekçi beklentiler oluşturun. Tüm bu süreçte çocuğunuzla kurduğunuz iletişimin onda yüksek beklenti oluşturmamasına dikkat edin. Aksi takdirde olumlu etki yaratmak amacıyla yaptığınız konuşmalar çocuğunuzda baskı hissettirerek kaygı seviyesinde artışa neden olacaktır.
Bu sınav sonucunun sadece bir parça olduğunu ona hatırlatın. Sınavın hayatlarının tek belirleyicisi olmadığını ve sadece küçük bir parça olduğunu ifade edin. Bu değerlendirme onun kimlik değerlendirmesi olmadığını sadece o sınavın bir değerlendirmesi olduğunu ona hissettirin. Sonuçtan bağımsız her zaman istediği sürece kendisine destek olacağınızı belirtin.
ÇİFT YÖNLÜ STRESİ AZALTMAYA YARDIMCI OLUN
Duygular bulaşıcıdır. Çift yönlü stresi azaltmaya yardımcı olun. Ebeveyn stresli ve stresi yönetmede zorluk yaşıyorsa çocuk için bu süreci yönetmek daha zor olacaktır. O yüzden önce ebeveyn olarak kendi stres seviyenizi azaltmaya yönelik becerileri uygulama konusunda harekete geçin. Zorlandığınız durumlarda uzmandan destek alın. Bununla birlikte çocuğunuza nefes egzersizi, gevşeme egzersizi ve meditasyon gibi stresle başa çıkma tekniklerini öğrenmeleri konusunda yardımcı olabilirsiniz.
Sonuç odaklı dil yerine duygu odaklı dili kullanmaya özen gösterin. Özellikle sınav haftasına girilen dönemde alınan puanlardan ziyade sınav öncesi ve sonrası çocuğunuzun hislerine odaklanın ve duygusal ihtiyaçlarını gözlemleyin. Örneğin, çocuğunuza 'Nasılsın?' 'Kendini nasıl hissediyorsun?' ya da "Sınav sonucun hakkında ne düşünüyorsun" şeklinde sorular sorarak onun duygularını ifade etmesine yardımcı olun.
Tercihler konusunda uzmanlardan destek alın. Çocuğunuzun duygu ifadelerini dinleyin. Sınav sonucu hakkında iletişimde olun. Duygularını ifade etmesine izin verin. Sorularını cevaplayın ve onları rahatlatmaya çalışın. Gerekli gördüğünüz durumlarda bir uzmandan destek alması için çocuğunuzu destekleyin.