Sezona sergi ile merhaba diyenler…

2024-2025 kültür sanat sezonu açılıyor. Birçok konser, tiyatro, müzikal, söyleşi, sergi sanatseverlerle buluşacak. Bu yazımızda ise sezona sergiler ile merhaba diyen mekanlara bir göz gezdireceğiz. Çağdaş ve güncel sanatın örneklerini taşıyan sergilerde; resimler, yerleştirmeler, video-art ve daha birçok farklı tarzda üretilen eserler ziyaretçilerini bekliyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Sonbaharla birlikte kültür sanat alanı içinde ders zili çaldı... Birçok mekân kapılarını yeniden sanatseverler için açtı. Umuyoruz ki daha güzel günlerde, nitelikli işlerle karşılaşacağımız bir yıl olur. Çünkü sanatın iyileştirici gücüne, barışçıl havasına, ufuk açan tarafına her zamankinden çok daha ihtiyacımız olan dönemlerdeyiz. Biz bu yazımızda yeni sezona sergilerle başlayan mekanları ele aldık. Borusan Contemporary, İstanbul Modern, OMM - Odunpazarı Modern Müze, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, Yapı Kredi Galeri, YUNT ve Evrim Sanat Galerisi'nin içinde olduğu birçok mekanda açılan ve açılacak olan sergileri siz okuyucularımız için derledik.

"İÇİMDEKİ ŞEHİR"

Borusan Contemporary, kültür sanat sezonunu heyecan verici yeni programıyla karşılıyor. Çağdaş sanatın öncü isimlerinden Doug Aitken'in Türkiye'deki ilk kişisel sergisi "Naked City / İçimdeki Şehir", bireysellik ve özgürlük kavramlarının günümüzdeki anlamını ve modern yaşam ile hiper bağlantısallığın çelişkilerini sorguluyor. Monografik sergi, disiplinlerarası yaklaşımı ve önerdiği yeni anlatım biçimleri ile çağdaş sanat dünyasının önemli aktörlerinden Jérôme Sans küratörlüğünde izleyicilerle buluşuyor.

"YERYÜZÜ HALLERİ"

Yeryüzünde özenle, dikkatli ve nazikçe yaşamanın gerekliliğine inanan "Yeryüzü Halleri" ekolojiye dayanan eserler üreten, on bir güncel sanatçıyı bir araya getiriyor. Yapı Kredi'nin 80. Yıl Etkinlikleri kapsamında açılacak sergi, 30 Mart 2025 tarihine kadar Yapı Kredi Galeri'de ziyaret edilebilecek. İnsanın doğayla ilişki kurma biçimlerini, sosyopolitik ilişkiler ve gündelik yapılara dair gözlemlerden yola çıkarak kavramayı amaçlayan sergi, sürdürülebilirliğin sosyal adalet ve hak temelli yaklaşım üzerine etkisini düşündürmeyi amaçlıyor. İsmini Birhan Keskin'in insan dışı canlıları merkeze alarak yazdığı şiir kitabı Yeryüzü Halleri'nden alan sergi; yaşamsal kaynaklar üzerindeki topluluk haklarının korunması gerekliliği, sömürgeci yaklaşımın eleştirisine duyulan ihtiyaç ve bunların yarattığı sonuçların yeniden düzenlenmesine duyulan gereksinimler etrafında şekilleniyor.

"DÜNYALAR ARASINDA"

Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 100. yıldönümü kapsamında, Japon sanatçı Chiharu Shiota'nın İstanbul Modern için özel olarak ürettiği geniş ölçekli yerleştirmesini içeren Dünyalar Arasında adlı sergi, 6 Eylül'de izleyicilerle buluştu. İstanbul Modern Şef Küratörü Öykü Özsoy Sağnak ve Asistan Küratör Yazın Öztürk tarafından hazırlanan "Chiharu Shiota: Dünyalar Arasında" başlıklı sergi sanatçının performans, video, yerleştirme ve resim gibi çeşitli ifade biçimlerinde sıklıkla kullandığı hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi gibi konuları odağına alıyor. Shiota, sergiye de adını veren "Dünyalar Arasında" başlıklı büyük ölçekli yerleştirmesini, Asya ve Avrupa'nın kesişiminde bulunan İstanbul'un konumundan yola çıkarak üretiyor.

"EHLİKEYİF"

OMM - Odunpazarı Modern Müze, çağdaş eserler ve fantastik tasarımları bir araya getiren "Ehlikeyif" sergisi ile 8 Eylül'de kapılarını ziyarete açtı. OMM'un 5. yılını kutladığı ve küratörlüğünü İdil Tabanca'nın üstlendiği sergi, resim, heykel, yerleştirme ve mobilya tasarımı disiplinlerinde geleneksel sınırları ustalıkla aşan uluslararası sanatçı ve tasarımcıları bir araya getiriyor. 20 Temmuz 2025 tarihine kadar açık olacak Ehlikeyif, form ve işlev arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlıyor. Modern insanın hayatının dörtte üçünün iç mekânlarda geçtiği 21. yüzyılda, doğanın hiç olmadığı kadar uzak hissedildiği bir dönemde, "Ehlikeyif" sergisi, doğanın kentsel hayatlarımıza tekrar girmesi için alan açan yapıtları inceliyor.

"HESAPLAR VE TESADÜFLER" İLE "VERA MOLNÁR'IN İZİNDE"

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi sonbaharı iki yeni sergiyle karşılıyor. 2024 Macar-Türk Kültür Yılı kapsamında düzenlenen sergiler Macaristan'ın önde gelen sanatçılarının eserleri ile Vera Molnár'dan ilham alan güncel sanatçıların çalışmalarını bir araya getiriyor. Hesaplar ve Tesadüfler: Macaristan Ulusal Bankası Koleksiyonu'ndan Algoritma Sanatı sergisi algoritma ve bilgisayar sanatının üç öncü ismi Vera Molnár, Dóra Maurer ve Gizella Rákóczy'nin eserlerinden oluşuyor. Serginin küratörlüğünü Kinga Hamvai üstleniyor. Vera Molnár'ın İzinde başlıklı sergi ise bilgisayar sanatının öncüsü olarak tanınan ve bilgisayar, algoritma ve matematiği kullanarak soyutlamanın sınırlarını genişleten Molnár'ın ve ondan ilham alan 16 güncel sanatçının çalışmalarını sanatseverlerin ilgisine sunuyor.

"BARİKAT"

Evrim Sanat Galerisi, ressam Hakan Mustafa Çelik'in "Barikat" isimli kişisel sergisi ile 2024-2025 sezonuna merhaba dedi. 7 Eylül'de açılan sergi, 25 Eylül 2024 tarihine kadar sanat tutkunlarının ziyaretine açık olacak. Sergide Çelik'in 49 adet akrilik tekniğiyle hazırlanmış eserleri yer alıyor. Ressam Çelik eserleri ile ilgili düşüncelerini şu sözleriyle ifade ediyor: "Barikat: Yolun başlangıç ve bitiş noktaları olur. Yolun güzergahı ya da malzemesi hatalı olabilir. Bazı zamanlar ulaşıma açık yolun kapatılması gerekir. Bunun için barikatlar kullanırız. Yol ileriki bir dönemde kullanılacağı için, geçici engeller ile yol kullanımı kısıtlanır. İletişim ve ulaşım kesilse bile emniyet sağlanmış olur. Kişiliğimiz: Doğduğu andan itibaren hedefine ulaşabilmek için, kendine ek özellikler edinir. Bu özellikler ile kendisinin tekliğini sağlayabilecek ve bu sayede kendi rijid yapısını koruyarak müdahale edemediği akışkan dünyasında var olmasını sağlayacaktır. İstek, kendi yolumuzu belirleyerek evrenimizi şekillendirir."

"GÖKYÜZÜ HALA MAVİ, SANA RAĞMEN"

Hakan Cingoz'ün, "Gökyüzü Hala Mavi, Sana Rağmen", 12 Eylül – 12 Ekim 2024 tarihleri arasında Istanbul Concept Gallery'de yer alacak. Altı yıllık bir aradan sonra beşinci kişisel sergisini gerçekleştiren Hakan Cingöz, eserlerinde kimlik, aidiyet ve toplum arasındaki bağları inceleyen bir gözlemci olarak karşımıza çıkıyor. Sanatçı sergide, bireysel varoluş mücadelesini ve bu mücadelenin toplumdaki dönüşüm ve değişimlerle olan ilişkisini ele alıyor. Cingöz, eserlerinde sonsuzluk ve derinlik kavramları arasında bir çatışma yaratarak, izleyiciyi bu ikiliğin ortasında konumlandırıyor. Ona göre gökyüzünün sunduğu sonsuzluk hissi bir illüzyondan ibaret; bu, tıpkı karanlıkta kaybolduğunda hissedilen çaresizliğin sınırları gibi yanıltıcı. Bu çelişkili duyguları tuvale yansıtarak, bireyin ve toplumun içinde bulunduğu zorlukları ve bu zorluklar karşısındaki dirençlerini sorguluyor.

"MÜMKÜN"

"Chi Art Gallery" yeni sanat sezonunu 21 Eylül'de "Mümkün" adlı karma sergiyle karşılıyor. "Mümkün" sergisi, doğanın bize sunduğu sessiz ama güçlü mesajlardan yararlanan sanatçıların duyguları ile bunları derinden hisseden izleyiciyi ortak paydada buluşturuyor. Sergi, insanın doğayla olan ilişkisini yeniden düşünmesi için bir çağrı başlatıyor. Daha iyi bir dünyanın mümkün olduğunu söyleyen ve çözüm arayışında olan sergi, güncel problemlerden etkileniyor ve eleştirel bir bakış açısı getiriyor. Eserler, bir arada yaşamanın, canlıların yaşam hakkının, yaşamın özünü oluşturan toprak, su, hava ve ateşin temel konularımız olması gerektiğinin altını çiziyor. Sergi, 3 Kasım'a kadar ziyaret edilebilecek.

"2.5B"

Murat Germen'in küratörlüğünü üstlendiği "2.5B" başlıklı sergi, 21 Eylül-6 Aralık tarihleri arasında YUNT'ta gerçekleşecek. İki boyut ile üç boyutun ara noktasındaki bir temsil yöntemi olan iki buçuk boyut evrenini keşfetmeye davet eden sergi, iki buçuk boyutun ayırt edici özelliği olan derinlik yanılsamasını merkeze alıyor. Murat Germen'in sanat pratiğinde mekânı algılarken başvurduğu çoklu "görme / aktarma biçimleri", "2.5B" sergisinde küratör olarak ortaya koyduğu kurguda açığa çıkıyor. Sergide yer alan sanatçılar, malzemenin sınırlarını farklı yüzeyler üzerindeki derinleştirme veya kabartma gibi jest ve müdahaleleri aracılığıyla yeniden keşfederken mimari kesitleri ve gündelik hayata ilişkin detayları görselleştiriyorlar.

"ÇÖLDE OLDUĞUNU SÖYLEMENİN ANLAMI YOK"

Burak Kabadayı'nın 12 Ekim–11 Ocak 2025 tarihlerinde İMALAT-HANE'de gerçekleşecek, küratörlüğünü Deniz Kırkalı'nın üstlendiği, "Çölde olduğunu söylemenin anlamı yok" başlıklı kişisel sergisi, yansıma ve serap gibi doğal fenomenlerin yarattığı algı yanılmaları üzerinden görmenin ve bilmenin muğlak sınırlarını sorgulatıyor. Kabadayı'nın, İMALAT-HANE'nin desteğiyle üretilen 3 yeni video çalışmasını içeren mekâna özgü yerleştirmesi, ışık, desen, video ve sesi kullanarak, dinamik bir ortam olarak çöl ve camın arasındaki maddesel ilişkiselliğe yakından bakıyor. Serginin yarattığı oryantasyon bozukluğu, belirli şekillerde görmeye ve uyumlanmaya alıştığımız maddesel dünyayı sarsıyor ve bilişsel bir yabancılaşma deneyimi tasarlıyor.

"ARA-YÜZ"

Küratörlüğünü Beral Madra'nın üstlendiği Sabire Susuz'un "Ara-Yüz" sergisi 21 Eylül-02 Kasım 2024 tarihleri arasında MERKUR'de olacak. "Sabire Susuz'un bu sergideki Ara-Yüz başlıklı 7+7 parçadan oluşan tümel yapıtı iki katmanlı bir teknikle dijital görsel dil ve kapitone (capitonné) görüntü ile oluşturuluyor. Sergideki yedi Kapitone resim ve yedi kapitone sümen bu kavramsal yapıyı Türkiye Cumhuriyeti resmî kurumlarında olduğu kadar özel kurumlarda da yönetici mekanlarında yöneticinin arkasındaki duvarı kaplayan ve önündeki masada duran iki kurum ve güç göstergesi olan kapitone eşya üstünden yorumluyor. Kapitone, bir döşeme tekniğidir; kumaş belirli bir şekilde sabitlenmek için düğmelerle belirli bir ritimde gerilir; kumaşın yumuşak dokusu dikişe direndiği için kumaşta belirli bir gerilim vardır ve bu gerilim, kumaşın düğmenin etrafında toplanması ve düğmeden dışarı doğru yayılması şeklinde görülebilir. "Kapitone noktası" metaforu, tutsaklık ve özgürleşme arasındaki korku ve cesaret sürecinin karşılığıdır.