Serhat şehir Kars

LOKMAN DAĞ

lokmandag@gmail.com

Gelinliğini giymiş bir kız gibi

Gölde süzülen bir kuğu gibi

Çok eskilerden kalma bir rüya gibi sanki

“Serhat Şehir Kars” 

Seviyorum seni...

Karnımda sanki kelebekler uçuşuyor. Biraz heyecanlıyım. Bazı şehirler özel hissettirir kendini… Kar yağışına hasret büyüyen biri olarak, başka seviyorum bu kenti. Beyazlar içinde bir prenses gibi…

BOĞATEPE KÖYÜ’NDE KAŞAR YAPIMI 

Dünyanın en güzel köyü değil belki ama orada bir köy var uzakta; üstelik 2280 rakımda dünyanın en güzel kaşar ve gravyer peyniri yapılıyor.  Peynirlerin neden bu kadar güzel olduğunu rehberimiz İlhan Koçullu anlattı. “O kadar eşsiz bir florası var ki, peynirlerin renkleri bile çiçeklere göre renk değiştiriyor.” Kaşar ve gravyer peyniri konusunda çok iddialılar. Hâlâ eski yöntemlerden vazgeçmemişler. İlk kez kötü kokmayan gravyer peyniri yedim. Peynir Müzesi’ni gezdik, köylülerle dertleştik. Kahvaltılarını yedik, sıcak çaylarını yudumladık.  Mis gibi peynir yapıp yolumuza devam ettik. Misafirperverlikleri peynirlerinden de güzel.

ESKİMOLAR GİBİ BALIK TUTMAK 

Dağlardan dolana dolana Boğatepe’den çıktıktan sonra istikamet Çıldır Gölü… Çıldır Gölü yılın belli aylarında buz tutar, genleşen buz, gölü kapladıktan sonra turizm için yeni bir soluk başlar. Yılın o aylarında yüz binlerce kişi dünyanın birçok yerinden o muhteşem manzara ve atlı kızak gezileri için geliyor. Biz de nostalji olsun diye atlı kızaklarla buz tutan gölün üzerinde dolaştık. Buz kalınlığı henüz 20-25 cm korkuyoruz. “Çatlarsa yüzme bilmiyorum” dedi biri, korkumuz iki kat daha arttı. Zaten o buzun içine düşersen yüzemeden donarsın…  Ardından Eskimolar gibi buzu kesip, balık avladık. Gölün görüntüsü günbatımı görülmeye değer. Gitmişken Günay Abi’nin restoranında sarıbalık yiyebilirsiniz. Tereyağında efsane oluyor. 

TARİHİN İZİNİ SÜRELİM

Halk arasında Ani Harabeleri diye biliniyor. Dünyanın en güzel yerlerinden… Kars merkeze sadece 40 km mesafede, Ermenistan ile arasında doğal sınır olan Arpaçay var… Tarihten günümüze bir ticaret merkezi, İpekyolu üzerinde tam bir ticaret merkezi, kiliseleri, kervansarayı, Anadolu’nun ilk Türk camii ve çarşısı ile muazzam bir yer. Ani Ören Yeri’nde o kadar güzel eserler var ki, mesela Katedral; Anadolu’nun fethinin ardından ilk cuma namazının kılındığı yer, diğer adı ile Fetih Camii…  Ve halk arasında Resimli Kilise diğer adı ile Tigran Honents Kilisesi, gezilmesi görülmesi gereken en önemli yerlerin başında geliyor.

BALTIK MİMARİSİNDE KAYBOLUN

Ruslar Kars’ta yaklaşık 40 yıl kalmışlar ama bize o kadar güzel yapılar bırakmışlar ki, görülmeye değer. O yapıları gördükçe “Keşke tüm Kars’ta bu yapılardan olsa” diyorsunuz. Geniş caddeler, harika bir Baltık mimarisi, meydanlar, fotoğraf çekeceğiniz şirin sokaklar. Sanki rüyada gibisiniz hiç uyanmak istemeyeceğiniz. Birçok yapı kafe, otel ve restoran olmuş bazıları ise atıl durumda… Umarım o yapılar da turizme kazandırılır.

KRİSTALLER ÜZERİNDE KAYAK KEYFİ

Sarıkamış, dünyada en özel karın yağdığı yerlerin başında geliyor. Hava soğuk ama kuru, o nedenle kristal kar buzlanmadığı için kayak tutkunlarının en sevdiği türden… Zaten son zamanlarda tesisleşme anlamında Sarıkamış bir hayli yol aldı. Kristaller üzerinde kayak yapmaya ne dersiniz? 

YÖRESEL LEZZETLERE BAYILACAKSINIZ

Kars merkezde benim iki mekânım var biri efsane bir döner, diğeri de o çok meşhur kaz yemeği. Döner için Tadım’a gittim. Şentürk Usta elleri ile hazırladı o mis gibi döneri… Ne yalan söyleyeyim üç porsiyon yedim. Kars dönerine bayılıyorum. Kars Kaz Evi’nde Nuray Abla’yı görmeye gittim. Uzun zaman önce harika bir program yaptık kendisi ile… Yeni yeri kalenin hemen altında… Kar yemiş Kaz ve Piti yemeği efsaneydi. Ardından mükemmel bir Kafkas gösterisi izledik. Bıçakla yapılan gösteri yüreğimizi ağzımıza getirse de çok güzeldi.

Daha anlatacak çok yer, daha yazacak çok mekân var, başka bir Kars yazısında görüşmek dileğiyle hoşça kalın…