yeliz.coskun@aksam.com.tr
Yeşilçam’ın efsanesi, iki gözümüzün çiçeği, domates güzelimizdi Ayşen Gruda… Asla yeri dolmayacak koca çınar... 74 yılına binlerce anı, onlarca başarı sığdırdı. Sonsuzluğa gidişiyle yüzümüzdeki gülücüklerin yerini gözümüzdeki yaşlara bıraktı… Onu kaybetmemizin üzerinden 11 gün geçti bile! Belki de gidişi en çok; her fırsatını bulduğunda anlattığı torunu Emre Gruda’yı üzdü. İşte en içten duygularıyla anneannesi, dostu, sırdaşı için torununun kaleme aldığı o mektup…
Sevgili Ayşen’ime...
Gerçekten hep benimle kalacaksın sanmıştım!
Seni yüreğime bastım!
Hiç bıkmadan anlattığın ‘insan nedir/sanatçı kimdir’ kavramları sâyesinde olgunlaştım. Beni var eden en ‘temel’ insanlardan biri oldun. Zaman nasıl geçti hiç bilmiyorum. Belki onca yıl geçtikten sonra senin bana anlattığın olguları, güzellikleri, benden sonraki kuşaklara anlatacağım. Ahlak üzerineydi anlattıkların; en önemlisi sevgiydi, hoşgörüydü. Tek kelimeyle hümanizmdi anlattığın dostum! Neysen, hep o oldun sen. Özgürce, şartlar neyi gerektirdiyse, çekinmeden söyledin. Hayatın bütün değerlerini, eğrisini doğrusunu keşfettin. Keşfettiklerini, o çok sevdiğin halkına aktardın. Ve halkın da yüreğine bastı. Ben de bastım bağrıma; beynime yazdım Dostum!
GİDEN SADECE BEDENİN
Çok şey söylemek istiyorum… Kelimelerimin sonu gelmez. Ama o kendine özgü / özel varlığın… Kabullenmek zor! Senin gibi dağın gidişi, kelimeleri boğazıma tıkıyor. Kalemimden çıkan satırlar duygularımı anlatmaya yetmiyor. İlk duyduğum an kabullenemedim. Sonsuz bir boşluk senin eksikliğin. Fikirlerin, yaptıkların bana kattıkların hep kalacak. Giden sadece bedenin... Hâlâ vicdanımı yaratanlardansın, oradasın, kalbimdesin; sanat ve ahlâk bilincimdeki dik duruşumun temelisin. Sen zaten asla ölmeyeceksin. İyi ki, senin gibi ölümsüz bir sanatçının, senin gibi saygı değer bir insanın torunu, öğrencisi oldum. Seni asla unutmayacağım. Son günüme kadar; O 21 yılda bıraktığın, parlak yıldızlar, meraklar ve öğretilerin hep aklımda kalacak. Seni çok seviyorum Ayşen! İstemezdim ama bu Ağıt’ı sana yazmak zorunda kaldım. Kabul et!
DOSTUM’A AĞIT
Gittin
İnsanlara sevginle gittin
Saygılıdır onlar hep
Geldiler hep peşinden
Veda etiler:
Her omuz, her bir farklı nefes!
Gittin
Gittin masmavi-mürekkep gözlerinle
Ebedi alkışlarınla
Gittin onlarca yarattıklarınla
Gittin
Daha yirmi bir yaşındayken ben!
Neler öğrettin yine de, neler
Bir avuç yıla sığdırdın
Benim için koskoca bir dünyayı!
Bomboş şimdi ev
Bir bozkır uğulduyor odalarında
Önünde ve içinde kaç hayal kurdum
Dön diyorum
Dön eski evine
Savaş
Savaş yüksekteki o haşmetle!
Bir başka evde yaşıyorum:
Bir sakat ormana doğmuş bir ağaçtım
Şimdi nasıl doğru büyür
Hangi yöne dal veririm şimdi ben
Senin için devam edeceğiz
Gittin
Buğulu bir şaşkınlıkla izledim her bir şeyi
Bir başkası olsun
İstemezdim- yine de
Anneannemdin sen
Hayrandım sana
Tonlarca zincire rağmen
Sadece nefes al istedim…
Gittin!
Huzur içinde yat
Seni seviyorum / seviyoruz Ayşen’im!