GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com
Onbeş yıldır geometrik desen analizi yapan ve bu sahadaki boşluğu dolduracak birbirinden kıymetli eserlere imza atan Serap Ekizler Sönmez’in Anadolu Selçuklu Sanatının Geometrik Dili adlı kapsamlı çalışması Ketebe Yayınları’nın 300. kitabı olarak yayınlandı. İki yıl boyunca Anadolu’yu adım adım gezerek adeta bir envanteri kayda alan Sönmez ile tasarım dünyasının ufkunu açacak bu kapsamlı eseri hakkında konuştuk.
Geometrik desenlere bu kadar ilgi duymanızın nedeni nedir?
Bunun çok çeşitli sebepleri var. Ama hepsinin üzerinde konuyu sevmem var. Hangi konu üzerinde yoğunlaşıp emek verirseniz o konu size kendini açıyor ve kendine daha çok bağlıyor. Yaptıkça daha çok seviyorsunuz, sevdikçe daha çok yapıyorsunuz. İlk kez ilgi duymam ise İslam mimarlık tarihi okumalarım ve anlama çabam sürecinde oldu. Gezilerim esnasında fark ettiğim geometrik tasarımları kimyadaki kristal sistemlerine benzetmem ve geometrisini anlamaya çalışmak ilk adımları oluşturdu. Sonrası kendiliğinden geldi.
Çalışmalarınıza baktığımızda görsel sanatlar anlamında kendi kültürümüzdeki temel unsurlar üzerine şimdiye dek bu kadar detaylı çalışmalar yapılmadığını fark ediyoruz. Sizce neden yeterince istifade edemiyoruz bu alandan?
İnanın bunun üzerine çok kafa yordum. Şüphesiz nitelikli sanat tarihi çalışmaları var. Ancak bu saha özelinde değerlendirme yapılacak olunursa sanırım çoklu disipliner bir alan olmasından. Konu, sanat tarihçilerinin çalışma alanına hapsedilmiş, onlar da geometri alt yapısını belki göremediklerinden, belki önemsemediklerinden gördüklerini betimleme üzerinden çalışmalar yapmışlar. Geometriden uzak olunca da çizimler haliyle sıkıntılı olmuş. Ama sanırım bu kitapla birlikte şu ana kadar gelinenlerden daha farklı bir gözle bu alandan istifade edilecektir diye ümit ediyorum.
Anadolu Selçuklu sanatlarındaki geometrik desenler ve bu dili bilmek bir tasarımcıya ne kazandırır? Farklı alanlarda nasıl istifade edilebilir bu birikimden?
Tarihsel süreçte geometrik desenler en güzel örneklerini mimaride ortaya koymuş. Yapı malzemesi ve uygulama teknikleri ile aynı geometrik strüktüre sahip desenlerle farklı görsel etkiler oluşturulmuştur. Günümüzde de en çok mimari alanda bu tasarımlardan istifade edilmektedir. Özellikle parametrik modelleme ile günümüz dünyasına dair farklı uygulama zemini yaratılabilir. İslam sanatında uygulanmış desenlerin arkasında yer alan sistemler geometrinin kendi disiplinidir. Yani geometrinin doğası bu tasarımların üretimine imkân sağlar. Bu dili öğrenen bir tasarımcı geçmişten aldığı birikimi geometrinin doğasını bozmadan geleceğe taşıyabilir. Elbette sadece mimari değil tasarımın her alanında bu dil kullanılabilir.
Yaptığınız çalışmalar mimari, matematik, sanat tarihi gibi disiplinler arası bir birikim gerektiriyor. Tüm bu okumaları yapabilmek için nasıl bir zihinsel zemin hazırladınız kendinize?
Aslında yoldaysanız yolda ilerledikçe gerekli olanları fark ediyorsunuz ve yolda topluyorsunuz. Yani başta biraz romantizm ve sevgi ilk adımı atmanızı sağlıyor. İlerledikçe bunun gördüğünüzden daha büyük bir alan olduğunu fark ediyorsunuz. Tekniği de çözdükçe öğreniyorsunuz. Her seferinde biraz daha, biraz daha… gittikçe zorlaşıyor konu. Zamanla düğümlendiği oluyor. İşte o ekivalent notası. Kimyacılar bilirler titrasyon yaparken sabırla damlata damlata eşik noktasına ulaşmaya çalışırsınız. O eşik noktasına ne vakit yaklaşacağınızı bilemezsiniz ve çok sabırlı olmanız gerekir. Aslında öyle de sonsuz bir alan ki hiçbir zaman ‘tamam, oldum’ dedirmiyor. Tüm ilimler de öyle değil mi zaten? Her yol alışınızda acziyet hâli. Bu bilinçle yapıyorum çalışmalarımı. 1000’i aşkın analizim olmuş. Ancak yoldayım… Çok çalışıyorum. Ama çoğu vakit çok çalıştığımı üzerinden zaman geçince fark ediyorum. Çalışmaya kendini kaptıran ve sürece ruhen de dahil olan biri olduğum için fark etmiyorum. Çalışırken yemek yemeyi unutan kesimdenim yani.
Bu çalışmaları yaparken sizi en çok etkileyen eser ve desen hangisi oldu? Sanat tarihi açısından sizce mimarimizdeki geometrik dil nasıl bir yerde duruyor?
Aslında bir ayırıma gidemem. Ancak beni en çok etkileyen şeyi söyleyebilirim. O da birbirinden alakasız gibi görünen desenleri analiz ettiğimde aynı alt yapıya sahip olduklarını, akraba olduklarını fark etmek, ya da bir desenin simetrisiyle veya modüler parça dizilimi ile oynayarak başka bir desene ulaşıldığına şahit olma ânı gerçekten mutlu olduğum, hayret ettiğim anlar.
Mimaride uygulanmış geometrik tasarımlar aslında bir neslin zihnine doğru kodları yerleştiren de bir durum. Doğru geometrik sistemler (maalesef günümüzdeki çoğu uygulananlar değil) o eserin önünden her gün geçen bireyin zihninde kalıcı hale geliyor. Bu aslında tasarımların ortaya konulduğu dönemdeki bilimin sanata yansıma nedenlerine dair de veri sunuyor. Üst düzey geometri bilgisinin sanata dönüştüğü muazzam bir saha.
DÜNYA LİTERATÜRÜNE KAYIT DÜŞÜYORUM
Kitabınız farklı dillere çevrilecek mi? Bu ve bundan önceki çalışmalarınız literatür anlamında ülkemizde ve yurt dışında nasıl karşılık buluyor?
Eve, yayınevi İngilizce için çalışmalara başladı. Bundan evvelki çalışmalarım İngilizce’ye çevrilmemekle birlikte onlar da çizim ağırlıklı olduklarından özellikle konuyu çalışan uzmanlar arasında itibar gördü ve yabancı kütüphanelerde de bulunuyor. Akademik işleri çok önemsiyorum. O nedenle bu sene ilk kez dünyanın en büyük ve yirmi yıldır devam eden sürekliliğe sahip matematik-sanat organizasyonu olan THE BRIDGES ORGANISATION’a makale gönderdim. Kabul alması ülkem adına onurlandırdı. Bu kitap da İngilizce’ye çevrilmese dahi zaten tüm dünyada konunun ilgililerince kabul edilen bir çalışma olacağı gibi Türkiye’nin değerlerinin bir kısmının toplandığı bir çalışma olması hasebiyle de geleceğe miras olacak bir çalışma.
İSLAM MEDENİYETİNİ ANLAMANIN İKİ ANAHTARI: SANAT VE BİLİM
Farklı özelliklere sahip mimari eserlerde kullanılan geometrik desenler estetik bir görüntü olmalarının dışında ne söylüyorlar bize?
İslam medeniyeti dediğimiz kavramın bileşenlerinden biri sanat diğeri ise bilimdir. Bu iki unsuru birbirinden ayırarak medeniyet tasavvurunu anlamak mümkün değildir. O dönemin bilim ve sanat insanının düşünce biçimi neydi ve bu düşünce biçimini belirleyen dinamikler neydi bunu anlamadan İslam sanatını tanımlamak bizi yanıltır. Hele hele bilimden direkt beslenen geometrik desenler sanat alanının doğru anlaşılması için o dönemin riyazi bilimlere bakışını ve dolayısı ile düşünce dünyasını sağlam bir zemine oturtmak gerekir. Ben tasarımların tarihsel süreçteki değişkenliklerinin izini sürerken sadece estetik değer olarak değil bilimin bu sanata ne boyutta müdahil olduğuna dair de veriler yakalamaya çalışıyorum.
Noktadan kosmoza insanı insan yapan fizik (madde) ve metafizik (mana) unsurlar bir bütün olarak ele alındığında insanın ürettiği "şey" ler anlaşılabilir. İslam içinde kendini tanımlayan insanın (medeniyetin) çevre ile kurduğu ilişki, Tanrı ile kurduğu ilişki, onlara yüklediği anlamlar bütünü "şey"lerin anlamına da yansıyacaktır şüphesiz. Sanat eseri olan "şey"ler düşüncenin madde ile dışavurumudur. Belki de en açık ifadesidir. İslam düşüncesinin nasıl ve ne şekilde cisimleştiğini anlayabilmek için anlamamız gereken meselelerden bir diğeri de fetihler vasıtası ile yerleşilen topraklardaki düşünce dünyasının (sanatının), var olanı nasıl etkilediği ve daha doğrusu nasıl harmanlandığıdır ve komplike bir konudur.