Şarkılı, türkülü, bol yıldızlı film

EMİNE BIYIK
emine.biyik@aksam.com.tr

Mimikleriyle ve taklitleriyle modası hiç geçmeyen bir sahne adamı Yavuz Seçkin… Şimdilerde yıllardır hayalini kurduğu sinema filmi ‘Yıldızlar da Kayar-Das Borak’ı beyazperde-ye taşımanın heyecanını yaşıyor.“Ben jön değil, komedyenim” diyen Seçkin’le bir araya geldik. Şarkılı, türkülü, bol yıldızlı komedi filmini anlatmasını istedik. İşte anlattıkları… 

DUYGU YÜKLÜYÜM 

Çok istediğim, bir gün sinemada izlemeyi hayal ettiğim ‘Yıldızlar da Kayar’ filmimi sinemaya taşıdığım için çok mutluyum. Heyecanlıyım, duygu yüklüyüm. Bir yandan sabırsızım. Bir an evvel filmin vizyona girmesini ve herkesin izlemesini istiyorum. Çok sevilmesini umut ediyorum. Ara ara ‘ya sevilmezse’ duygusuna kapılıyorum ama filmin senaryosuna çok güveniyorum. Birbirinden değerli oyuncuların hayat verdiği çok güzel bir komedi-aşk filmi çektik. Altan Erkekli, Altan Gördüm, Ali Erkazan, Veysel Dikici, Larissa Gacamer, Serenay Aktaş... Hepsi tanınan simalar ama zor yıldızlardı. Sağ olsunlar bana güvendiler.

KIZ İSTEMEYE GİDER GİBİ GİTTİM

Filmimize ismini veren şarkı için Ferdi Abi’ye (Tayfur) kız istemeye gider gibi gittim. Tıraşımı oldum, en temiz giysilerimi giydim, çikolatamı aldım ve ‘Yıldızlar da Kayar’ şarkısını ondan istedim. 3-4 saat kadar filmin hikâyesini anlattım. İçine sindi, hikâyeyi sevdiğini söyledi. “Yolun açık olsun” dedi ve maceramız başladı. Filmde oynamasını çok istedim fakat rahatsızlığı sebebiyle olmadı. Ama manevi desteğini hep hissettim.

RÜYA GİBİ BİR MACERA

Yıldızlar da Kayar dediğim gibi bir komedi filmi. İşleri hep ters giden iki girişimci kardeş Bekir ve Tayfur’un başından geçenleri anlatıyor. Kurdukları cast ajansıyla küçük çaplı organizasyonlara oyuncu ve dansçı gönderiyorlar. Fakat işler bir türlü istedikleri gibi gitmiyor. En sonunda ses getirecek bir projeye imza atmaya karar veriyorlar. ‘Ünlülerin Benzerleri Yarışması’ adında bir yarışma düzenliyorlar. O sırada dünyaca ünlü mega star Das Borak’ın tükenmişlik sendromuna yakalandığına dair haberler çıkıyor. Borak’ın organizatörü Hüseyin, konserlerin iptal olacağını öğrenince mahvoluyor. Çünkü bir sürü konser anlaşması yapılmış, milyonlarca lira zarara uğramak üzere. Tam da o sırada benzerler yarışması düzenleyen Bekir’le Hüseyin’in yolu kesişiyor. Organizatör Hüseyin, Bekir ve Tayfur’a çılgın bir teklif yapıyor. Bu teklifi kabul eden Bekir ve Tayfur kendilerini rüya gibi bir maceranın içinde buluyorlar.

KOMEDİ VE AŞK 

Ben de mahallenin bıçkın delikanlısı ‘Bekir’ karakterini oynuyorum. Bekir, her mahallede rastlayacağınız küpe-kolye takmaya karşı, yumurta topuk giyen, kahveye takılan, okey oynamaya bayılan, arkadaşlarıyla geyik çeviren, “Parayı nasıl buluruz?”un hayalini kuran, babasının karşısında kendini ezik hisseden biri. Kendini bir türlü ispat edememiş. Babasına kendini kanıtlamak istiyor. Sevgilisi hiç olmamış. Ya sevdiğine inandıramamış ya da platonik aşk yaşamış. Fakat filmde dünyaca ünlü Das Borak’ın yerine geçince otomatikman bir sevgilisi de oluyor. Ve bir aşk hikâyesi başlıyor. Komedi ve aşk bir arada harmanlanıyor.

BEN SAHNE ADAMIYIM

Ben sahne adamıyım, yıllardır şov yapıyorum. Yıldızlar da Kayar’la güzel bir komedi filmi çekebileceğimizi sinema seyircisine göstermek istedim. Her türlü eleştiriye açığız. En iyi müzikal komedi filmini çekmeye çalıştık. 

Şarkılı türkülü böyle bol yıldızlı bir komedi… Bundan sonra aksiyon filmi yapmak istiyorum.  

HER YAŞA HİTAP EDİYOR

‘Yıldızlar da Kayar’, gökkuşağı gibi bir film. Altan Erkekli, Altan Gördüm, Ali Erkazan, Veysel Diker, Larissa Gacemer, Seranay Aktaş, Ümit Karan gibi her yaşa hitap eden bir oyuncu kadrosuna sahip müzikal bir komedi. Konuk oyuncularıyla da adeta bir yıldızlar geçidi. Mesut Yar’dan Saba Tümer’e, Bülent Serttaş’tan Murat Evgin’e, Tan Taşçı’dan Cem Belevi’ye, Özgün’den Volkan Ünal’a, Elif Güvendik’ten Faruk K’ya kadar birçok ünlü isim beni kırmadı. Ben bir skeç komedisi değil, bir komedi filmi çektim. O eski Yeşilçam duygusunu vermeye çalıştım. 

O AN NE DİYECEĞİMİ BİLEMEDİM, KİLİTLENDİM

Final sahnesinde Larissa ile (Gacemer) bir sahnemiz vardı. Senaryoya göre beni öpmesi gerekiyormuş. Fakat ben bilmiyorum. O sahneyi Olcay (Onur Kaya) ile Enver (Sülük) yazmış. Benim de kurallarım var: Öpüşmem! Çünkü ben jön değilim, komedyenim. Hele ki komedi filmi çekiyorsanız ve öpüşmeniz gerekiyorsa o sahne bile komik olmalıdır. Tabii benim hiçbir şeyden haberim olmadığı için gayet rahat bir şekilde sahnenin çekilmesini bekliyorum. “Kayıt” dediler, kafamı çevirmemle Larissa beni öptü. Kilitlendim. Ne diyeceğimi bilemedim. Herkesten özür diledim ve o sahnenin bir daha tekrarı çekilemedi. İlk çektiğimiz halini kullandık.  

YİNE BİR FİLM YAPACAĞIM

Bundan sonra yine bir film yapmak istiyorum. ‘Kalbimin Rozeti’ ismini verdiğim aksiyon dolu bir polisiye komedi filmim var. Kasım-aralık gibi çekimlere başlayacağız. Yapımcısı değilim ama başrolü ben oynayacağım. Bir de bizi yıllarca ekrana bağlayan Yeşilçam karakterlerine hayat veren eski oyuncuları yeniden sinemaya taşımak istiyorum.