Ahmet Yeşil için sanat; her anın, duygunun, sanatçının sezgisiyle, görme biçimiyle, halatın ritmik kıvrımlarıyla, yaşamın ritmi arasındaki ilişkiye göndermelerdir. Palet üzerinde biriken yılların boya kalıntıları arasındaki renk bağlantıları, sanat üretiminin tarihsel olarak belirleyici zamana hapsedilmesi değil, yaşamın “tarihsiz günlüklerin” üzerine düşen renk, ışık, açık ve koyu değerlerin bize ait olanının yansımalarıdır. Sanatın yarattığı estetik/plastik değerler, dünyaya yansıyan bir atmosfer kurar. Gündelik yaşama kilitlenmiş insanların da, belki hiç ilgilenmedikleri bu yansımaların içinden geçmesi kaçınılmaz. Çünkü görsel olana bakmanın ötesindeki görme biçimi, yaşamı algılayan aklın görsel dokunuşlarıdır. Onları hiç istemese de yakalar, emerek içine soğurur ve beklemediği birileriyle ortak algıya zorlar. Ahmet Yeşil’in resim ve hayat arasındaki ilişki, gerilim, çözüm bulma çabasının tuvale yansıması, toplumla sanatı arasında bir uçurum yaratmaz. Onun sanatı herkese yakındır, herkes kendinden bir şeyler bulur. Ahmet Yeşil resmindeki ritm, denge, lirizm, ışık, gölge ve yeniden tanışıyormuşçasına öne çıkan canlı renklerin kusursuz uyumu birçok farklı kültürden izleyicinin, hızla resimle ilişki kurmasını sağlıyor. Ahmet Yeşil, bugüne kadar 105 kişisel sergi açtı, 297 karma ve yarışma sergisine katıldı, 24 ödül aldı. Tam anlamıyla ‘nev-i şahsına münhasır’ olarak tanımlanabilecek bir fırçası vardır...