Sanata Artı 700 katkı

Lale ve Cengiz Akıncı çifti Türk resim sanatının gelişim çizgisini gözler önüne seren 700 parçalık koleksiyonlarını İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne bağışladı. Bağışın seçili eserleriyle hazırlanan ilk sergisi ise “Artı 700” başlığıyla hayata geçirildi. Sergiyi Akşam Cumartesi'ye anlatan küratör Dr. Öğr. Üyesi Ali Kayaalp, “Koleksiyon, müzede yerini buldu” diyor...

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

Türkiye'nin ilk ve en büyük plastik sanatlar müzesi olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne (İRHM) tarihindeki en kapsamlı koleksiyon bağışı yapıldı. Lale-Cengiz Akıncı çifti uzun yıllara dayanan koleksiyonlarını Cumhuriyet'in 100. yılına ithafen İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne bağışladı. TÜYAP 19. Uluslararası Sanat Fuarı'nda "Koleksiyoner Onur Ödülü" alan Akıncı koleksiyonu artık yeni evi İRHM'de. Koleksiyon bağışının ilk bölümünden seçili eserlerle hazırlanan ve küratörlüğünü Ali Kayaalp'in, koleksiyon sanat danışmanlığını Ebru Nalan Sülün'ün üstlendiği "Artı 700" sergisi 2 Eylül'de sanatseverlerle buluştu. İRHM Geçici Sergi Alanı'nda yer alan sergi, 31 Ekim tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Türk resim, heykel ve seramik sanatının seçkin eserlerinden oluşan bağış, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunun zenginleşmesine katkı sağlıyor ve kapsamıyla tarihî bir önem taşıyor. Sergilenen eserlerle erken Cumhuriyet döneminden günümüze kadar Türk plastik sanatının gelişimi tarihsel bir süreç içinde izlenebiliyor. "Artı 700" başlıklı ilk sergide yer alan 163 eser arasında Halil Paşa, İbrahim Çallı, Sami Yetik, Hüseyin Gezer, Zeki Kocamemi, Ali Avni Çelebi, Hale Asaf, Zühtü Müridoğlu, Léopold Lévy, Nuri İyem, İsmail Hakkı Oygar, Aliye Berger, Avni Arbaş, Zeki Faik İzer, Nurullah Berk, Burhan Uygur, Naile Akıncı, Eşref Üren, Neş'e Erdok, Tiraje Dikmen, Cemal Tollu, Cevat Dereli, Nedim Günsür, Elif Naci, Ercüment Kalmık, Eren Eyüboğlu, Neşet Günal, Şükriye Dikmen, Ferruh Başağa, Utku Varlık, Turan Erol gibi öncü sanatçıların eserleri bulunuyor. Biz de bu anlamlı sergiyi konuşmak üzere İstanbul Resim Heykel Müzesi'nde serginin küratörü ve akademisyen Ali Kayaalp ile bir araya geldik. Serginin ve koleksiyonun detaylarını kendisinden dinledik.

Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

Saint-Joseph Lisesi'nde okudum, ardından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde sanat tarihi eğitimi aldım. Yüksek lisans çalışmamı Semra Germaner'in, doktora çalışmamı Zeynep İnankur'un danışmanlığında aynı kurumda tamamladım. Mezunu olduğum üniversitenin Sanat Tarihi Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyorum, ayrıca İstanbul Resim-Heykel Müzesi'nde (İRHM) yapılan sergilerde çalıştım. Genellikle erken Cumhuriyet döneminde plastik sanatlar, mimarlık ve müzecilik üzerine yazıyorum.

AKINCI ÇİFTİ SANATA VERDİKLERİ ÖNEMİ KANITLADI

Müzeye yapılan böylesine anlamlı bir bağış hakkındaki duygu ve düşünceleriniz nedir?

Lale-Cengiz Akıncı Koleksiyonu içerdiği resim, heykel ve seramik işlerle Türkiye'nin hem nitelik hem de nicelik bakımından en önemli koleksiyonlarındandır ve bu kıymetli birikimi bağışlamak Lale-Cengiz Akıncı çiftinin sanata verdiği önemin somut bir kanıtıdır. Ayrıca anneleri ressam Naile Akıncı adına, her sene başarılı kız öğrencilere verilecek bir burs da ihdas ettiler. Bu bağışın gerçekleşmesinde ve sergi fikrinin hayata geçirilmesinde çok büyük payı olan üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Handan İnci Elçi'ye de teşekkür borçluyuz. Sanıyorum ki ülkemizde bir sanat müzesine yapılmış olan bu nitelikte bir bağış yok. İRHM'ye önceden çeşitli bağışlar yapıldı; bunların ilk akla geleni de Sabri Berkel'in müzeye bıraktığı, sayısı birkaç bini bulan resimlerdir. Fakat Berkel, müze müdürlüğü de yapmış olan bir sanatçıydı. Bir sanatçının bağışıyla bir koleksiyonerin bağışı arasında fark var.

KOLEKSİYON MÜZEDE YERİNİ BULDU

Bu bağışın önemli bir devlet üniversitesi olan MSGSÜ'ye bağlı bir müzeye yapılması konusunda ayrıca düşüncelerinizi paylaşır mısınız?

Rahmetli Naile Akıncı, Cumhuriyet dönemimizin önemli sanatçılarındandı ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezunuydu. Müzeyi iyi bilirdi; arkadaşlarının önemli bir bölümü bu çevredendi. Eserleri bugün müzede bulunuyor. Sanat hukuku alanında çalışan tanınmış bir avukat olan Cengiz Akıncı da uzun süre müzenin hukuk danışmanlığı görevini yürüttü. Bunlar, Akıncı Ailesi'ni müzeye bağlayan olgular. Bir sebep daha var; Lale-Cengiz Akıncı Koleksiyonu, modern bir koleksiyon. Türkiye'de plastik sanatların modern tavrının billurlaştığı başlıca kurum da ülkemizin ilk plastik sanatlar müzesi olan İRHM'dir. 2021'de yeniden açılan İRHM'nin böylesine önemli bir bağış için tercih edilmesi, müzenin itibarını ve güvenilirliğini gösteriyor. Tüm bu bağlantılar ışığında koleksiyon yerini bulmuş diyebiliriz.

ARALARINDA SEÇİM YAPMAKTA ZORLANDIK

Artı 700 sergisinin küratörlüğünü yaparken dikkat ettiğiniz noktalar neler oldu?

163 eseri, aralarında anlamlı bağlantılar kurarak sergilemek kolay değil. Pek az müzenin süreli sergisinde bu kadar çok sayıda eser çıkarılır. Koleksiyon öylesine kıymetli parçalar içeriyordu ki, aralarından seçim yapmakta zorlandığımız anlar oldu. Neticede çok sayıda resimle sergiye çıktık. İRHM'nin üçüncü katındaki geçici sergi alanı büyük bir mekân ve bu kadar çok sayıda resimle bu alana yerleşmenin kendine has sorunları oldu. Ancak iyi bir ekip olarak çalıştık ve bu sorunların hepsi çözümlendi. İRHM Müdürü Hasan Karakaya ve Lale-Cengiz Akıncı çiftinin sanat danışmanı Ebru Nalan Sülün, bu süreçte bu koleksiyonun en iyi biçimde sergilenmesi için emek verdiler. Müzenin tam zamanlı ve yarı zamanlı çalışanları da bu ekibin önemli ayaklarıydı. Hepsine teşekkür etmeliyiz.

TÜRK RESMİNİN GELİŞİM ÇİZGİSİ BU SERGİDE

Sergide hangi dönemden hangi sanatçılar hangi üsluplarla öne çıkıyor?

Her koleksiyon, sahibinin zevk ve ilgilerini yansıtır; koleksiyon sahipleri, benimsedikleri ve dışladıklarıyla aslında kendi kişisel müzelerini tasarlar. Lale-Cengiz Akıncı Koleksiyonu, peyzajın ve natürmortun öne çıktığı bir koleksiyon fakat güçlü bir figüratif birikim, bir de çok iyi soyut grup var. Neredeyse her dönemden eser içermekle birlikte odak noktası Türk resminin modern evresidir. Bu da kabaca 1920'lerden 1960'lara kadar uzanan birikime denk geliyor. Sergi, tüm bu eğilimlerin bir özeti sayılabilir. Güzel Sanatlar Akademisi ile bağlantılı isimlerin belirlediği bir sergi bu. Örneğin Léopold Lévy'nin çok sayıda eseri var. Zeki Kocamemi, Nurullah Berk, Cevat Dereli, Ali Çelebi, Zeki Faik İzer gibi sanatçıların eserlerinin meydana getirdiği belirgin bir topluluk var. Bir diğer belirgin topluluk ise pek çoğu Lévy'nin öğrencisi olan Naile Akıncı, Fethi Kayaalp, Tiraje, Orhan Peker, Nedim Günsür, Neşet Günal, Fethi Karakaş ve yaşça onlardan biraz daha büyük olan Nuri İyem, Avni Arbaş gibi Akademi'de aynı dönemlerde okumuş ve aralarında ahbaplık ilişkileri de bulunan isimlerin oluşturduğudur. Ayrıca Türkan Sılay Rador'dan Jülide Atılmaz'a, Aydın Ayan'dan İrfan Okan'a uzanan bir çizgide, 1960'lardan 1980'lere ve 2000'lere gelen bir birikim de mevcut. Halil Paşa'nın 1881 tarihli bir nü deseni de var, Mert Özgen'in 2022 tarihli resmi de. Bu bakımdan sergi, koleksiyonun gücünü yansıtıyor. Türk resminin gelişim çizgisi bu sergide izlenebilir.

Sergide eseri yer alan sanatçılardan (yaşayan) nasıl geri dönüşler aldınız?

Fethi Kayaalp'ten Halil Akdeniz'e, Aydın Ayan'dan Mert Özgen'e sergide eseri olan sanatçılardan çok olumlu tepkiler aldık. İRHM'nin yeniden açılması ve Akıncı Koleksiyonu'nun müzede kendine yer bulması sanatçılarımız için de sevindirici bir olay oldu.

AKINCI ÇİFTİ MSGSÜ ÖĞRENCİLERİNE BURS VERECEK

Lale ve Cengiz Akıncı, ressam Naile Akıncı'nın anısına başarılı öğrencilere de burs verecek. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü'nde öğrenim gören kız öğrenciler arasından mezuniyet sınavlarında gösterdiği başarı gözetilerek yapılacak seçim sonucunda, Naile Akıncı Sanat Ödülü ve Yüksek Lisans Bursu verilecek.

LALE-CENGİZ AKINCI KOLEKSİYONU HAKKINDA

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezunu ünlü ressam Naile Akıncı'nın oğlu olan Cengiz Akıncı, annesinin teşvikiyle daha on altı yaşındayken sanat eseri toplamaya başladı. Akıncı, Hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra yakın çevresinin de etkisiyle telif hakları üzerine uzmanlaştı. Bu sayede sanatçılara hukuk desteği de veren Akıncı, kendisi gibi hukukçu ve koleksiyoner olan Lale Aldıkaçtı ile 1983'te evlendi. Lale-Cengiz Akıncı'nın birlikte geliştirdikleri koleksiyon yıllar içinde çeşitlenerek büyüdü. Çoğunlukla Akademi mezunu sanatçıların yer aldığı koleksiyon, ağırlıklı olarak 1930'lar sonrasını kapsayan ve farklı dönemleri temsil eden peyzaj ve natürmortlar, figüratif ve soyut eserler, baskı resimler ile değişik teknikleri bir araya getiren desenler, heykel, seramik ve cam eserlerden oluşuyor.