Sanata açılan yeni kapı: dArt

Son yıllarda daha da görünür hale gelen dijital sanatlar, blockchain ve NFT'nin hayatımıza dâhil olmasıyla birlikte farklı bir sürece girdi. Bu alanla ilgili akıllardaki soruları gidermek, sanatçılara yol göstermek ve dünyadaki gelişmelere ayak uydurmak amacıyla kurulan dART, Türkiye'de dijital sanat çalışmalarındaki eksikliği giderecek.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Dijital sanatın Türkiye'deki evrimine katkı sunmak amacıyla hayata geçirilen dART'ın tanıtımı geçtiğimiz günlerde Samsung öncülüğünde yapıldı. Telefon, tablet ve ekranlar gibi ileri teknoloji ürünleriyle dijital sanatın oluşumuna destek veren Samsung bu alanda bir adım daha atarak oluşturduğu dART platformu ile dijital sanata dair akıllardaki soru işaretlerini gidermeyi, bu alanla ilgili sanatçı ve gençlere güncel bilgi kaynağı sunmayı hedefliyor. dART'ı uzman kurulunda yer alan 20 yıldır dijital sanat üreten NFT sanatçısı Hakan Yılmaz ve dijital sanat eserlerinin NFT haline getirilmesi ve gelir elde edilmesi alanındaki bilgi birikimiyle uzman Devrim Danyal ile Samsung Electronics Türkiye CMO'su Ömer Barış Gökpınar'a sorduk.

BU ALANA İLGİ DUYAN GENÇLERE YOL GÖSTERİCİ OLACAĞIZ

dArt Dijital Sanat Platformu nasıl bir oluşum?

Barış Gökpınar: Samsung olarak, ülkemizde ve dünyada trend hale gelen kavramların başında gelen blockhain, dijital sanat ve NFT konularına bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. Dijital sanatı bir kavram ve felsefe olarak ele alıp sanata ve sanatçıya destek olmak amacıyla da Samsung dART Platformu'nu hayata geçirdik. dART Plarformu hem dijital sanatın dünyadaki gelişimi hem de Türkiye'de bu alanda yaşanan yenilikler hakkında yol gösteren bir platform olarak herkesin kullanımına açık olacak.

Bu platform altında ne gibi eğitimler, sanatsal çalışmalar yapılacak?

Barış Gökpınar: dART Platformumunda dijital sanat, NFT ve blockchain alanında uzman, ülkemizin dijital sanat ve NFT teknolojileri alanında öncü isimlerden oluşan bir uzman kurulu ile yol alıyoruz. Portal içerisinde oluşturacağımız akademi ve online eğitimlerle dijital sanatçıları ve dijital sanata gönül vermiş gençleri bu alanda geliştirmeyi hedefliyoruz. Uzman kurulumuzun katkılarıyla ülkemizin önde gelen dijital sanatçılarının atölye ve stüdyolarına ziyaretler düzenleyeceğiz, uzman kurulumuzla üniversitelere konuk olacağız. Çalışma teknikleri ve rutinlerini, ilham kaynaklarını yerinde öğreneceğiz. Oluşturacağımız dijital sanat ve NFT sözlüğü ile de merak edilen kavramların hepsine yanıt vereceğiz. Yine bu alanın önde gelen isimlerini platformumuzda konuk edecek, YouTube sohbet serileri ile yaşayan ve sürekli güncellenen bir bilgi kaynağı sunacağız. Ayrıca, sanatçılar ve mekânları bir araya getirerek eserlerin sergilenmesi için ortam yaratmayı, ülkemizde bu alanda çeşitlilik oluşmasına katkı sunmayı da amaçlıyoruz. Bununla birlikte bir diğer hedefimiz ise; dijital sanat sergileri için kürasyon tarafında yönlendirmelerde bulunarak, yeni sanatçıların kendilerini görünür kılmasına yardımcı olmak. Platformumuza katkı sunacak uzman kurulumuzun gelecekte bir küratörle birlikte daha da büyümesini arzu ediyoruz. Bu doğrultuda ilk etapta uzman kurulumuzdan Hakan Yılmaz, sanatçıların altyapısını nasıl geliştirebileceği ve eserlerini dijital ortamda sergilemeleri konusundaki bilgileriyle kapsamlı bir danışmanlık sunacak. Devrim Danyal ise özellikle eserlerin NFT haline getirilmesi ve gelir elde edilmesi alanındaki bilgi birikimi ve tecrübeleri ile danışmanlık sağlayacak.

NFT ve blockhain ile sanat dünyası nereye evriliyor?

Hakan Yılmaz: Sanat ve teknoloji arasındaki ilişki esasen bundan 700 yıl öncesine dayanıyor. Rönesans'dan beri teknolojik gelişmeler sanat üretimini doğrudan etkiliyor. Blockchain ve NFT gibi gelişmeler ise sanatın üretimine bir katma değer sağlamıyor. Fakat, dijital sanatın sertifikalanması ve güncel şekilde alınıp satılması konusunda müthiş bir katma değer sağlıyor diyebiliriz.

Devrim Danyal: Tarih boyunca insanların kurmuş olduğu farklı düzen ve sistem olgusu teknoloji ile harmanlanmış günümüz zaman diliminde yeniden şekilleniyor. Bu kurgular her zaman ilk başta planlandığı ya da beklenen yönde değil, katılan kişilerin götürdükleri yöne doğru yol almış görünüyor. Kripto paralar ile herkesin farkındalığını oluşturan blokzincir güven yapısı, finansal dünyanın kripto varlık haline dönüşmesiyle birlikte sanat sektörünü dönüştürmeye kararlı görünüyor. Bakalım buna sanat camiasının koleksiyon ve sanatçı uyumu nasıl olacak ve bizi hangi hayallerimize doğru götürecek.

DİJİTAL SANATLAR DA ARTIK ÖLÜMSÜZ VE EŞSİZ

Dijital sanatlar bu ara çok daha ön planda... Bundaki etken nedir?

Hakan Yılmaz: Dijital sanatlar, aslında 1960'dan bu yana gelişmekte olan deneysel bir sanat alanı. Dijital sanatlar, doğası gereği en başta iki büyük problem ile doğmuştu. Bunlardan ilki sınırsız sayıda kopyalanabildikleri için eşsiz ve biricik olmamalarıydı. Bu yüzden de, alınıp satılması oldukça riskliydi. Diğeri ise dijital disklerde saklanan eserler ölümsüz değildi. Örneğin; Van Gogh'un yıldızlı geceler tablosu, Van Gogh öldükten sonra da yaşamaya devam ederken, dijital eserler, saklandığı diskin başına bir şey geldiğinde yok olup gidiyordu. Blockchain ve NFT, bu iki büyük problemi çözdü. Bu sayede artık, dijital eserler de eşsiz ve ölümsüz olabiliyor. Diğer yandan, dijital sanat bir yatırım aracına dönüştü. Almak, satmak güvenli ve kolay hale geldi. Bir yatırım aracına dönüşünce de dikkatleri çekti.

Devrim Danyal: Dijital sanat erişimi ve oluşumu bazında diğer konvansiyonel içerik oluşumuna göre çok daha erişilebilir. Maliyet açısından da çok daha uygun halde karşımıza çıkıyor. Bunlara ek olarak bir de küresel çapta değer bulması ve globale açılma imkânı sayesinde diğer üretim süreçlerine göre sanat sektöründe ciddi anlamda ayırt edilebilir hale gelmeye başlıyor. Web 3.0 ile birlikte bireysel katılımın artmasıyla koleksiyonerlik kavramı da farklı boyutlara evrilerek hisseli satışlara da imkan sunan teknolojik gelişmelerin hayatımızda yeni yeni fark edilmesiyle çok daha ön plana çıkar hale gelecektir.

Türkiye olarak dijital sanat ve NFT'de ne durumdayız?

Hakan Yılmaz: Türkiye'deki NFT pazarı; koleksiyonerler ve içerik üreticiler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Koleksiyonerler ve içerik üreticileri de kendi aralarında sınıflara ayrılabilir durumda. Örneğin koleksiyonerler, günlük yatırım olarak bakanlar, uzun vadeli düşünen kripto varlık meraklıları... İçerik üreticileri de; fiziksel üreticiler, dijital üreticiler, seri üreticiler, reprodüksiyon üreticileri olarak ayrılıyor. Bu süreç zarfında, halihazırda denemeleri olsa bile yerel ya da global pazarda oyuncu haline dönüşmüş bir pazaryerimiz olmadığı için her iki kesim de kendini yurtdışı pazarlarda konumlandırmaya çalışıyor. Bu doğrultuda da elimizde Türk pazarına ait sunabileceğimiz net veriler mevcut değil. Daha çok pazarda bilinen Murat Pak, Refik Anadol, Tarık Tolunay gibi sanatçılarımızla global pazarda yer almaya çalışıyoruz. Koleksiyonerlik bazında henüz çok aşama kaydedebilmiş değiliz zira konvansiyonel dünya koleksiyonerleri genelde elle tutulur objelere yatırım yapmaktan bugünlere geldikleri için onlar da kendi süreçlerinde dönüşümü yaşar haldeler.

NFT'NİN VARLIĞI SANATI GLOBALLEŞTİRDİ

NFT'nin varlığı dijital sanatı nasıl etkiledi?

Hakan Yılmaz: NFT öncesinde de dijital sanatlar vardı. Hatta alınıp satılabiliyordu ama bu satışlar, geleneksel sözleşmeler ile oluyordu. Bu süreçler birçok sanatçı için oldukça zorlu ve çetrefilliydi. NFT ve blockchain teknolojisinin sağladığı akıllı sözleşmeler bu süreçleri hızlandırdı, kolaylaştırdı ve bir standarda bağladı. Böylelikle tüm dijital artistler eserlerini, global sanat pazarına sunabildi. Bu da dijital sanat alanlarının büyümesi ve genişlemesini sağladı, hâlâ da büyüyor.

Devrim Danyal: Dijital sanat ve NFT'nin tarihsel gelişimine baktığımızda, sürecin kayıt dönemi kadar eski olduğunu ve günümüze kadar farklı formatlarda dönüştüğünü gözlemliyoruz. NFT'nin hayatımıza girişi esasen finansal bazda kripto paralar aracılığıyla gerçekleşti. Herkesin ilgisini çekmekte yetersiz kalan finansal ekosistemdeki NFT'ler öncelikle sanatla buluşarak hayatımıza kimlik, ahenk katarak kripto varlıklara evrildi.

Web 3.0'dan bahsetti Devrim Bey konuşmasında. Bu gelişme yeni bir başlangıç mı?

Hakan Yılmaz: Web 3.0 teknolojileri ile birlikte ilk kez 'dijital varlık sahipliği' konusu hayatımıza girdi. Bu dijital varlıklar, satın alınabilir ve yeniden satılabilir. Bu satıştan kâr elde edilebilir. Bu durum sanata ilgisi olmayan insanların da dijital sanata bakmasına sebep oldu. Yeni bir dönemin başlangıcı olan Web 3.0 dünyasında sanatçı ve mühendislerin önemi giderek artacak. Çünkü orada yeni bir dünya inşa ediliyor.