DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildiğinden beri neredeyse bir yıl geçti. Pandeminin etkilerinden az ya da çok düzeyde etkilenmeyen kalmadı. Bir boyutuyla mutlaka her yaş grubunu cinsiyet ayrımı yapmaksızın etkiledi. Aslında cinsiyet ayrımı yapmaksızın demek doğru değil. Kadınları kesinlikle çok daha fazla etkiledi. Evden çalışmayla birlikte kadının iş yükü arttı, aile içi şiddetin de artmasıyla birlikte kadınlarda depresyon, anksiyete ve intihara eğilim erkeklere oranla daha fazla düzeyde artış gösterdi. Psychiatric Times'da Covid sonrası gelişen stres bozukluğu, depresyon ve anksiyete bozukluğu konusunda şimdiye kadar yapılmış çalışmaları derleyen bir yazı yayımlandı. Bu yazıda oradan özetlediğim bilgileri sizlere aktaracağım.
Bu bir yıl içerisinde literatürde pandeminin neden olduğu psikiyatrik rahatsızlıklarla ilgili çalışmalar yapılmış olsa da pandemi sonrasında düzenlenecek olan yeni çalışmalarla önümüze daha net bir tablo çıkacaktır. Şu ana kadar yapılan çalışmalara göre pandeminin stres bozuklukları açısından başlıca etkilediği gruplar:
1. Pandeminin neden olduğu ölümlere ve ağır hastalıklara yakından şahitlik eden sağlık çalışanları
2. Ailede ağır Covid-19 enfeksiyonu geçiren birisi ya da Covid-19'a bağlı ölüm olan bireyler
3. Covid-19 açısından yüksek risk taşıyan aile üyeleri olan bireyler
4. Covid-19'la ilgili haberlere gereğinden fazla maruz kalanlar
Çin'de yapılan bir çalışmada hemşirelerde posttravmatik stres bozukluğu (PTSB) oranının yüzde 16.8 olduğu belirlenmiş. PTSB travmatik yaşam olayları (ciddi bir kaza, çocuklukta tacize maruz kalma, doğal afetler gibi) sonrası gelişen bir psikiyatrik rahatsızlıktır. PTSB semptomları içerisinde depresif semptomlar, anksiyete semptomları ve uyku bozuklukları da vardır. Yine Çin'de 7 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmada sağlık çalışanları içerisinde yüzde 35 oranında anksiyete semptomları, yüzde 20 oranında depresif semptomlar, yüzde 18 oranında da uyku problemleri gözlenmiş. 35 yaş altı grubun bu bulguları gösterme oranı 35 yaş üstünden daha yüksek bulunmuş. Yani gençler daha fazla etkileniyor. Singapur ve Hindistan'da yapılan çalışmalarda bu oranlar daha düşük bulunmuş (anksiyete yüzde 15, depresyon yüzde 10). Amerika'nın Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nin verilerine göre Covid-19 pandemisi sırasında psikiyatrik rahatsızlıkların oranı şu şekilde; travma ve stres kaynaklı bozukluklar yüzde 26.3, anksiyete veya depresyon yüzde 30.9, uyuşturucu madde kullanımı yüzde 13.3, intihar düşünceleri yüzde 10.7. Pandemi bittikten sonra yapılacak çalışmalar büyük önem taşıyor. Aynı zamanda, pandeminin neden olduğu psikiyatrik hastalıklarla ilgili toplumsal çalışmalara da ağırlık verilmesi gerekiyor.
Pandemide psikiyatrik rahatsızlıktan koruyucu faktörler;
Sosyal destek
Düzenli gelir/Devam eden bir işinin olması
Sağlık hizmeti kaynaklarına ulaşabilirlik
Güvenli çalışma ortamı (pandemide çalışmaya uygun, koruyucu tedbirleri sağlayan iş yerleri)
Wellness programları
Yeterli koruyucu malzeme (maske, dezenfektan gibi)
Gerektiğinde ve zamanında Covid testi yapılabilirliği
Pandemide travmatik stres faktörleri:
Ağır Covid-19 enfeksiyonu geçirmek
Hastaneye yatış
Pandemi ölümlerine şahitlik etmek
Sevdiği birinin ölümü
Gereğinden fazla Covidle ilgili detaya maruz kalmak (sosyal medyada bu konu ile ilgili hesaplarda fazla zaman geçirmek gibi)
Pandemide genel stres faktörleri
Covid-19 nedeniyle karantinaya alınmak
Sosyal izolasyon
Kazancın düşmesi/iş kaybı
Evden çalışırken aynı zamanda çocukların bakımıyla ilgilenmek
Hasta bakmak
Zor tıbbi kararlar vermek zorunda kalmak
Yetersiz koruyucu malzeme