Sağlığın yeni İHA'sı girişimsel radyoloji

Girişimsel Radyoloji uygulamalarının komplikasyon riski diğer operasyonlara göre daha düşük, işlem zamanı ve hastanede kalış süresi daha az ve tedavi maliyeti epey düşük. Bu uygulamanın başarılı ismi Yard. Doç. Dr. İsmail Caymaz ile Girişimsel Radyoloji'yi konuştuk.

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr

Girişimsel Radyoloji nedir?

Girişimsel Radyoloji, ultrason, tomografi, MR veya anjiografi gibi cihazlarla, vücudun ic¸inde ulaşılmak istenen bölgeye, küçük bir kesiyle ulaşan bölümdür. Tabii bu noktaya ulaştıktan sonra, hastalıklı bölgeden parça almak, o alanların tedavisi günümüz teknolojisiyle gerçekleştirilebilmektedir. İşimiz aslında bir nevi insansız hava araçlarının yaptığı gibi, hastalıklı olan bölgeyi, daha evvelden yaptığımız haritalamalar sonucu bulmak ve bu alana ulaşılabilecek en güvenli güzergahı seçmek. Operasyonla bu alana ulaştıktan sonra tanı ve tedavi için gerekli işlemleri gerçekleştiriyoruz. Daha da anlaşılır olması için bir örnek verebilirim. Bir hastada tümör var. Bu tümörü önceden vücuttaki yerini görüntüleme araçlarıyla tespit ediyoruz. Daha sonra çevresindeki yapıları değerlendirip en güvenli güzergahı seçip bu alana ulaşıyoruz. Önceden tedavi için planladığımız yöntemi uygulayarak enerji veren cihazlarla bu alanı yakıyoruz. Gerekiyorsa, bu tümörü besleyen damarı tespit edip, tıkıyor ve onkolojik ilaçlar veriyoruz. Böylece hasta düşük riskle tedavi oluyor.  

Uygulama alanları sınırlı mı?

Türkiye’de tüm dünyada olduğu gibi kalp haricindeki tüm damar  tedavileri girişimsel radyolojinin ilk çalışmaya başladığı konulardır. Daha sonra ultrason, tomografi ve MR gibi görüntüleme cihazlarının gelişmesiyle, vücudun açılmadan ameliyatsız istenilen bölgeye ulaşılması, parça alınması ve tedavi edilmesi mümkün oldu. Dolayısıyla, şu anda onkolojiden-damar tedavilerine kadar uzanan çok geniş bir ilgi alanı var. Türkiye’de bu işlemler yaygın olarak gerçekleştiriliyor.