Radyolar hep var olacak

İnternet tüm alışkanlıklarımızı değiştirdi. Teknolojinin ilerlemesiyle de FM bandında yayın yapan radyolar şekil değiştirdi. Çamlıca Kulesi'ne geçtikten sonra dinleyiciye daha kaliteli yayın vermeye başladık.

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@hotmail.com

Radyo Alaturka Genel Yayın Yönetmeni Beyza Koç, Radyoculuğun dününü ve geleceğini anlatan Koç, "İletişim kanalları ne kadar çoğalırsa çoğalsın, radyo var olmaya devam edecek" dedi.

Radyo Alaturka'da hafta içi her gün 17.00-20.00 saatleri arasında 'Beyza Koç'tan Nağmeler programıyla Türk Müziğinin seçkin örneklerini dinleten Beyza Koç, aynı zamanda şarkıların güftesi ve bestekârı hakkında bilgi veriyor. Radyo Alaturka'nın genel yayın yönetmenliğini de yapan Koç, insanların radyodan gelecekte de vazgeçmeyeceğini söylüyor.

Radyoların bir altın devri vardı, bir ara kapandı yeniden açıldı.

Radyo aslında bir gizemdi eskiden. Sosyal medya bu kadar aktif değilken, radyo programcısını görmek için bile radyo dinlenirdi. Ama artık hayatımızda bir sosyal medya var birçok kanaldan birçok sayfadan canlı yayın yapan bu mesleğe gönül vermiş insanlar var. Herkes bir kanal kurup, yayın yapabiliyor ama dünden bugüne kalıplaşmış radyolar ve radyo programcıları eskimez ben buna inanıyorum.

DİNLEYİCİ BAŞKA YERE GİTMİYOR

Birçok müzik kanalı, birçok müzik sayfası kuruldu ama radyosuna gönül vermiş programcılar ve onların dinleyicileri başka bir yere gitmez. Örnek olarak bizim radyoyu ele alırsak, Radyo Alaturka 2004'ten bugüne 3 kez el değiştirdi ama dinleyici '15 yıldır bu radyoyu dinliyorum' diye mesaj atıyor. Bu işte özellikle kalıplaşmış radyo dinleyicisinin gitmediğinin göstergesi. Türk sanat müziğinin en seçkin eserlerine yer veriyoruz, musikişinaslara kıymet veriyoruz. Dünden bugüne o bestekâr, güftekârların; aşklarını, acılarını, anılarını ve duygularını yansıtıyoruz. Alaturka'yı bu yüzden bırakmıyor dinleyici. Ruh haline göre farklı müzik dallarını, sitelerini arayışları içerisinde oluyor ama alaturkanın dinleyicisi hiçbir yere gitmiyor.

Eskiden radyo daha mı genel hitap ediyordu?

Farklı tarzda, kalıplaşmış yayın yapan radyolar var. Biz de örneğin Türk müziğinin en seçkin eserlerini dinletiyoruz ama içinde bulunduğumuz bir durumda, bir acıda, bir gündem haberleri de veriyoruz. Bizim kitlemiz baktığı zaman, 'Evet ben Türk müziği dinliyorum ama zaplayıp bu haberi buradan alayım, trafik durumunu şuradan alayım demiyor. Biz kitlemizle güncel haberi paylaşmak adına var olan tüm gündemi yayınlıyoruz. Bu anlamda da sabit yayın yapmıyoruz.

YAYIN KİRLİLİĞİ ORTADAN KALKTI

Çamlıca Kulesinin açılması radyolarda ne değiştirdi?

İnternet tüm alışkanlıklarımızı değiştirdi. Teknolojinin ilerlemesiyle de FM bandında yayın yapan radyolar şekil değiştirdi. Çamlıca Kulesi'ne geçtikten sonra dinleyiciye daha kaliteli yayın vermeye başladık. Çamlıca TV kulesinde yüz radyo yayını yapılıyor, bunların arasında biz de varız. Kesintisi düşük olan radyolar kuleden kaldırıldı. Artık yayın kirliliği olmadan, kulak kirliliği olmadan tek bantta olan yayınlar kaldı. Böylece insanlar dijital platformda ya da arabalarında radyoları cızırtısız dinleme imkânına kavuştu.

KENDİMİZİ YENİLİYORUZ

Format olarak değişiklik olacak mı?

Radyolar gelişmeye devam ediyor ve devamlı var olacaklar. Yönetim bazında değişiklik gösteren radyolar, frekans ya da içerik değişikliğine gidebilir. Örneğin, bir pop radyosu el değiştirdiğinde tamamen arabesk fantezi müziğine kayabilir. Radyo Alaturka ise; bugüne kadar üç kez el değiştirse de Türk müziğinin en seçkin radyosu olmaya ilk günden beri devam etti. Bugün de aynı yayın politikasıyla var olmaya devam ediyor. Biz şuna çok dikkat ediyoruz. Türk müziği ve alaturka dediğimizde bunun içine 45'lik şarkılar, nostaljik eserler de giriyor. İnsanlar Zeki Müren dinlerken, neden Ferdi Özbeğen dinlemesin? Arada biraz Sezen Aksu'nun 1974 yılındaki 45'liğini yayınlıyoruz ve biz dinleyicinin her yaş gurubunda gönlüne hitap ediyoruz. Bu anlamda sürekli tarzımızı değiştirmeden sürekli yenilikçi olmaya çalışıyoruz.

TÜRK MÜZİĞİ DİNLEYEN NAİFTİR

Aynı zamanda programda yapıyorsunuz, neler yaşıyorsunuz programda dinleyici ile iletişiminiz nasıl?

Bizim dinleyicimiz o kadar naif ki, bir şarkıyı bile 'gönül dostlarımıza ithaf ediyorum çalabilir misiniz, mümkün müdür' der. Türk müziğini dinleyenler bestekârını, güftekârını sahiplenir. Biz de iletişim çok güzeldir. Hafta içi her akşam 17.00-20.00 arasında Beyza Koç'la Nağmeler programını yapıyorum. Bestekâr ve güftekârlarımızın hayatlarına da yer veriyorum, bir şarkı hikâyesini de anlatıyorum. Şarkıyı anons ederken 'kıymetli bestekârımız Hüsnü Üstün' dedim. Zeki Müren'den Sibel Can'a, Orhan Gencebay'a birçok sanatçıya beste vermiş bir sanatçı. Bana ulaştı 'Sen misin yaşlı ben miyim yaşlı, kaç yaşındasın görmeden dinliyorum ama ud dersi almak istediğini duydum ben sana şan ve ud dersi vermek istiyorum' dedi. Bundan daha kıymetli ne olabilir. Her kuşaktan dinleyenimiz var. Sabah, Altan Kiraz'ın sunduğu Altan Vakti programı var. Gün ortasında Meltem Mendi ile Alaturka Rüzgarı var. Radyo alaturka dinleyicisi; 'Altan ne anlatacak, Meltem ne söyleyecek, Beyza hangi bestekârın hikâyesini anlatacak?' diye merak ediyor.

TÜR MÜZİĞİ'NDE AHDE VEFA ÖNEMLİ

Repertuvarınızdan örnekler verir misiniz?

Yayın politikamız gereği Türk müziği alaturka yayın yapıyoruz ama Türk müziğimizi çok iyi icra etmiş yeni kuşaklarda var. Bunların başında Tarkan, Şevval Sam, Candan Erçetin, Gökhan Tepe ve Funda Arar gibi isimler yer alıyor. Bu sanatçılarda, zamanın çok kıymetli bestekârlarının ahde vefa albümlerini yaptılar. Biz bunlara yer veriyoruz, 70-80 yaşında alaturkaya gönül vermiş dinleyicilerimizin yanı sıra 17-20 yaşında dinleyici kardeşlerimiz de var. 'Öğrenciyim, sadece alaturka dinliyorum, müziğe değer veriyorsunuz' dediğinde Selahattin Pınar'ın bestesini, Tarkan okumuş oluyor. Aslında genç nesli de çekmiş oluyoruz ve dinleyiciye hangi bestekârın kaç yılında bu albümü ahde vefa olarak şu anki güncel sanatçıların neye ithâfen okuduklarını da anlatıyoruz.

Gelecek nesle örnek oluyorsunuz?

Evet. Yeni nesil hem müziğimizi kapıyor, hem de konuşmalarımızdan esinlenerek o aldığı bilgilerle araştırma yapıp, o sanatçının ya da bestekârın başka eserlerini de dinliyor. Bizi dinlerken öz Türkçe'yi kapıyor. 'Sizi dinliyoruz nasıl güzel konuşuyorsunuz, biz de böyle konuşmak istiyoruz hatta yayın yapmak istiyoruz' diyen nesille de karşılaşıyoruz.

MÜZİK VE SAĞLIK AYNI TINIDA

Yeni program fikirleri nasıl oluşuyor?

Biz sürekli yenilikçiyiz, çarşamba akşamları Ferit arkadaşımız 20.00-21.00 saatleri arasında resital programı yapıyor. Zeki Müren, Behiye Aksoy, Kamuran Akkor, Selami Şahin'in çok eski ve çok gündem olmuş, herkesin acısına ve anısına dokunmuş şarkılarına yer veriyor. Tadında bırakmak için süresini bir saatle sınırlandırdık. Biz bunları deneme yanılma yöntemiyle öğrendik ve çok ses getirdi.

Yine aynı şekilde, menüsküs ameliyatı oldum, doktorum beni ameliyata Türk müziği ile aldı. Uyandığımda ud sesi vardı. 'Hocam sizde bu ud, bu müzikalite varken neden program yapmıyoruz' dedim ve şimdi Radyo Alaturka'da her Cuma akşamı Can Sağlığı programı yapıyor. Sağlık, sohbet ve müziği bir arada yapıyoruz. Her hafta bir sağlık konumuz var. Aydın hocamız, repertuvarı ile beraber geliyor ve bir saat boyunca hem dinleyenlerimizin sağlık sorunlarına, hem de gönüllerine hitap ediyor. Tüm bu yenilikçi vizyonumuza en büyük desteği ise Yönetim Kurulu Başkanımız Yasin Çörekçi veriyor.

KUTU SESİMİ BEĞENİP BENİ OĞLUNA İSTEDİ

Ses rengimiz, hitabetimiz kullandığımız Türkçe nedeniyle dikkat çekiyoruz. 70-80 kuşağında hani kız görmeye gidilirdi ya işte 'falancanın kızı ne kadar hanım, ne kadar naif tam ailemize göre' denirdi. Bizim dinleyenlerimizden de bunu dile getiren oldu. Mualla teyzemiz vardı, öğretmen bir oğlu varmış, mesaj yazmayı bilmiyor. Torununa 'bu kıza mesaj yaz dayına kız arıyoruz, bu kız çok naif evli mi bekâr mı öğrenelim. Uygun görürse fotoğraf gönderelim' diyor. Böyle bir mesaj aldım, sese istinaden öz Türkçe ile konuşuyoruz. Böyle naif bir hitabımız var. Bizi daha çok kendi ailelerinden hissettiği ve belki de gözlerinde canlandırdığı profiliz biz.