Prof. Dr. Ali Atıf Bir: ‘Kitap okumuyoruz' sözü bir ezber

Yayıncı, akademisyen Prof. Dr. Ali Atıf Bir: “Türkiye'de kitap okuması gerekenler kitap okuyorlar. Hatta oldukça da iyi okuyorlar. ‘Kitap okumuyoruz' bir ezber. Ekim ayında 3200 farklı kitap basılmış. Alınan bandrol sayısı yaklaşık 35 milyon. Bunun yüzde 60'ı eğitim yayınıdır. Demek ki 15 milyona yakın kitap basılmış. Yayıncılar Birliği rakamları bunlar, bu rakamlara bakmadan karara varmak yanlış.”

ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr

“Türkiye okumuyor diyorlar... Okumuyorsa bu kadar yayınevi nasıl var olabilir” diyen akademisyen ve reklamcı kimliğiyle tanıdığımız Ali Atıf Bir artık yayıncı kimliğiyle karşımızda. The Kitap Yayınları kurucusu olan Ali Atıf Bir kitaplara aşık bir profesör. Evinde 25 bin kitabı olan Bir, reklamcılık sektöründeki başarısını yayınevi sektörüne de taşımış oldu. Kurduğu yayınevinin en büyük amacı genç ve yeni yazarları desteklemek. Prof. Ali Atıf Bir özellikle genç yazar adaylarına kitap yazma konusunda çok destek oluyor. Biz de sevilen hoca ile ülkemizdeki kitap okuma ve pandeminin yayıncılık sektörünü nasıl etkilediği konusunda bir söyleşi gerçekleştirdik. İşte söyleşimizden öne çıkan başlıklar…

Özellikle hangi tür kitaplar okumayı seviyoruz?

Türkiye ilginç bir şekilde klasikleri okumayı seviyor. Popüler romanları okumayı seviyor. Bunun nedeni de hataya düşmemek, güvenmemek. Bu ilginç bir sendrom. Klasik Türk romanlarına düşkünlük özellikle Sabahattin Ali ile birlikte arttı. Bunu ise olumlu olarak değerlendiriyorum.

Pandemi döneminde okuma oranı artmış olabilir mi?

Özellikle e-ticaret satışları arttı. Ancak geçen yılın eylül-ekim ayına göre hem başlık sayısı hem de toplam baskı sayıları yüzde 5-10 arası düştü. Tam olarak ölçmek mümkün değil ama izlenimim arttığı yönünde.

Zaten bunca yayınevi varken neden bir yayınevi kurdunuz? Farkı ve özgünlüğü nerede?

Yayıncılık bir gönül işi. Ama tabi ki ticari boyutu açısından bu da bir iş ve dinamikleri diğer işlerden farklı değil. Çok yayınevi olabilir, hepsi kitap basıyorlar ama aynı kitabı basmaları, eğer telifi düşmemişse mümkün değil. Özgünlüğü iş, ekonomi, psikoloji, sosyoloji gibi kurgu dışı kitapları açısından kanıta dayalı ve insanları yanılmayacak kitapları basmasında. Çocuk kitaplarında aynı şekilde aileleri yanıltmayacak, gıda boyası kullanılan kitaplar basmasında. Edebi açıdan farklı romanları Türkçe’ye çevirirken; yazma aşıklarının ilk kitaplarını basmaya uğraş veriyoruz.

Pandemi süreci yayıncılığı sizce nasıl etkiledi? Yayıncılık sektörünün şu an içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Pandemide restoranlar gibi birçok hizmet sektörü ağır yara aldı hâlâ da alıyor. Kitap sektöründe ise e-ticaret olanağı sektörün ağır yara almasını engelledi. E-ticaret sitelerini büyüttü ama diğer yandan büyük illerde Anadolu’nun zenginliği bağımsız kitapçıların kapanmasına neden oldu. Tabi sektördeki dinamikleri de değiştirdi. Gücü e-ticaret devlerine yönlendirdi. dr.com, kitapyurdu, bkmkitap artık trendyol, hepsiburada, amazon’la rekabet ediyorlar. Bazılar yeni güçlerini kötüye kullanıyorlar... Elektronik pazar yerlerinde kitap satışı yaygınlaşıyor. Biz de bu arada kitapora.com’la yeni oyuncu olarak pazar girmek üzereyiz ama bir farklılıkla... Özel bir segmente hizmet vereceğiz.

Yazar olmak isteyenlere önerileriniz ne olur? Yazar adayları kendileri ve yazdıkları şeyler hakkında önce hangi sorulara yanıt vermeliler?

Yazar olmak isteyenler öncelikle yaşadıkları bir durumu yazmaya çalışsınlar o durumu ifade etmedeki sözcük kullanma, bir araya getirme yeteneklerini keşfetmeye çalışsınlar. Ne kadar iyiyim sorusunu sorsunlar. Daha sonra aynı şeyi yaşamadıkları bir olay üzerinden yapmaya çalışsınlar ve aynı soruyu sorsunlar. Daha sonra da yazılarını sıradan birine ve bir uzmana okutup dürüst görüş alsınlar… Bize gelen ilk metinlerde en önemli sorun ifade etme yeteneği, daha sonra da yaratıcı kurgulama oluyor.