Piyanonun altın kızı: İlyun Bürkev

Piyanoyla ilk tanışmasını kendisi bile hatırlamıyor. Annesinin kendisine hamileyken piyano çaldığını söyleyen İlyun Bürkev, yürümeye başladığında hep piyanoya gittiğini ve tuşlara bastığını aile büyüklerinden sonradan öğrenmiş.

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr

Onun piyanoya ilgisi nedeniyle ailesi tarafından 4 yaşında bu alanda eğitim almaya başlayan İlyun Bürkev, 7 yılda yakaladığı başarıları ile parmak ısırtıyor. Şimdilerde orkestra ile konsere hazırlanan Bürkev, AKŞAM’a piyanonun kendisi için ne ifade ettiğini, gelecekteki hedeflerini anlattı.

İLK DERSİ 4 YAŞINDA ALDI

Piyanoyla ilk tanışman nasıl oldu?

Annem bana hamileyken hobi olarak piyano çalıyormuş. Ailem 6 aylıkken piyanonun tuşlarına bastığımı söylüyor. Yürümeye başlayınca kapağını kaldırıp dakikalarca durmadan piyano çalarmışım. Benim ilgim üzerine 4 yaşına geldiğimde ailem ders almamı sağladı. Piyano hocası Kıymet Berrak’tan ilk derslerimi aldım. Kendisi çok yetenekli olduğumu kulağım absolut kulak olduğumu söyledi. Bakmadan basılan notayı söyleyebiliyordum, duyduğum bir müziği notalara çevirebiliyordum. 2 yıl boyunca almış olduğum derslerin ardından 21 Nisan 2014 tarihinde The Associated Board of the Royal Schools of music prep sertifikasını aldım. 2015, 2016 ve 2017 yıllarında grade 1,2,3 sertifikalarını takdirle tamamladım. İlkokul üçüncü sınıfta okurken Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İstanbul Devlet Konservatuvarında yarı zamanlı eğitim almaya başladım. Geçen yıl tam zamanlı olarak aynı okulda okumaya devam ediyorum. 

Kendini geliştirmek için başka özel dersler aldın mı?

Ailem bu konuda bana çok destek oldu ve özel dersler almamı sağladı. Avusturya’da Feldkrich Vorarlberg Conservatory’de Yunus Kaya’dan, Dubai’de Piyanist Anna Gamal’dan, İstanbul’da Piyanist Philippe Raskin’den, Kanada’da Vancouver Universty of British Colombia’da Edmundo Gonzalez’den, Avusturya Salzburg’ta Mozarteum Universty’de Prof. Gereon Kleiner’den, İstanbul’da Piyanist ve Orkestra Şefi İbrahim Yazıcı’dan, İtalya Laveno’da Mr. Vincenzo Balzani’den Los Angeles’de French Conservatory of Music’de İstanbul’da Piyanist Gülsin Onay’dan ve yine  Piyanist Emre Şen’den özel dersler aldım.

Aldığın eğitimleri ödüllerle taçlandırdın anlatır mısın katıldığın yarışmaları.

2017 yılına kadar piyano eğitimi aldıktan sonra aynı yıl ilk olarak, İstanbul’da Hisar Okulları tarafından düzenlenen Uluslararası Piyano Yarışmasında birincilik ödülü kazandım. Bu piyanoda ilk başarımdı ve beni çok mutlu etti. Bu başarının ardından 2018’de Hırvatistan’ın Varazdin şehrinde düzenlenen Jurica Murai Uluslararası Piyano Yarışması B kategorisinde en yüksek puanla birincilik ödülünü layık görüldüm. Bu yarışmaya 34 ülkeden katılım olmuştu. Yine geçtiğimiz yıl Paris’te 20’den fazla ülkenin katıldığı piyano Yarışmasında üçüncülük ödülünü aldım. Bu yıl ise ilk olarak Adana’da Rhapsody Uluslararası Piyano Yarışmasında üçüncülük, İstanbul’da Pera Uluslararası Piyano Yarışmasında birincilik ödülü kazandım. Temmuz ayında İspanya’nın Granada şehrinde 9.’su düzenlenen Maria Herrero Uluslararası Piyano Yarışması’nda da birincilik ödülünün yanı sıra müzikalite ödülüne layık görüldüm.

ÖZGÜVENİM ARTTI

Bu ödüller sende nasıl bir değişime neden oldu?

Öncelikle kendimi çok mutlu etmemi sağladı. Ortaya konulan emeğin ödüllendirilmesi yenileri için sanki anahtar oluyor. Piyano başına geçtiğim zaman bir şeyler yapabileceğimi hissetmeye başladı, özgüven kazanmamı sağladı. 

İdol olarak aldığın birisi var mı?

Mozart, Beethoven  benim en sevdiğim besteciler mesela. Günümüz bestecilerinden Fazıl Say, Gülsin Ayman, İbrahim Yazıcı yabancı olarak Andrea Rieu beni en çok etkileyen isimler. Ayrıca Mimar Sinan Üniversitesi’ndeki hocam Burcu Aktaş Urgun’a teşekkürlerimi sunuyorum.

25 EKİM İÇİN HEYECANLIYIM

Bir konser hazırlığın var, bunun diğerlerinden farkı ne?

Evet 25 Ekim’de Adana’da konsere çıkacağım. Çukurova Senfoni Orkestrası ile beraber Mozart Konçertomu çalacağım. Daha önce tek başıma konser verdim ama hiç orkestra ile birlikte sahnede olmadım. Bu benim için ilk olacak ve onun heyecanını yaşıyorum. 

Bu teklif nasıl geldi?

Yarışmalarda derece alınca adımı duymuşlar ve ailemle irtibata geçmişler ve ‘sayın küçük sanatçımızı konserimize davet etmek istiyoruz’ diye söylemişler. Çok heyecanlandım. Orada Mozart konçertosunu 80 kişilik orkestra ile birlikte tüm konseri izleyenlere çalacağım bu çok güzel bir şey.

YER MEKAN FARK ETMİYOR

“Strazburg sokaklarında ailemle birlikte yürürken sokak sanatçılarını gördüm. Biri piyano çalıyordu çok da güzel çalıyordu. Onu dinledim. Parçasını bitirdikten sonra kendisinden çalmak için izin istedim ve çalmaya başladım. Büyük bir kalabalık oluştu ve herkes alkışlamaya başladı. Piyanoyu gördüğümde yer mekan fark etmiyor hemen tuşlarına basmak istiyorum.”

MÜZİK VARSA KONUŞMAYA GEREK YOK

Gelecek hedefin ne?

Ben müzikte profesyonel olarak ilerlemek istiyorum. Çok iyi bir konser piyanisti olmak istiyorum. Aynı zamanda batı klasik müziğini en iyi seviyeye getirip, Türk doğu müziğini de öğreniyorum. Onu da çok iyi bir seviyeye getirip ikisini birleştirip bir orkestra kurup insanlara sunmak istiyorum. Çünkü benim için müzik evrenseldir. Bir insan müzikle konuşmasına gerek kalmaz. Çok keyifli bir şeydir müzik ben müziği çok seviyorum. Hayatımın bir parçası gibi hissediyorum. Büyüyünce de bu mesleği yapmak istiyorum.

SALONDAN ÇIKANLAR BENİ DUYUNCA GERİ DÖNDÜ

“Piyano gördüğüm zaman dayanamam hemen gitmek isterim. Hırvatistan’da birinci olunca babam ödül olarak beni Viyana’ya götürdü. Orada kocaman bir sarayda çok güzel bir konser vardı. Birlikte konseri izledik. Konser bittiği zaman ben koşa koşa piyanoya atladım. Kapağını kaldırıp çalmaya başladım konser bittiği için salondan çıkmaya başlayan kalabalık ben çalmaya başlayınca geri dördü.”