Piyano bana paylaşımı ve dinginliği öğretti!

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

Caz müzisyeni Kerem Görsev’in 18’inci albümü “After the Hurricane”i çıkardı. Albümde bulunan 8 parçanın bestesi de Kerem Görsev’e ait. Dünyanın önemli müzisyenlerinden trompette Terell Stafford, kontrbasta Peter Washington ve davulda Ferit Odman’ın yer aldığı albümü konuşmak üzere Görsev’le bir araya geldik. 

“After the Hurricane” 18. albümünüz… Kısa sürede yeniden bir albüm çıkardınız. Bu durum üretkenliğinize nasıl yansıyor?

Öncelikle albüm yapmak için albüm yapmıyorum. Bu uzun yaşanmışlıkların hikâyesi... Bir hikâye olur, bir şey yaşarsın; tabiat olayları, kadın-erkek ilişkileri ve hayvanlarla olan ilişkiler seni etkiler, besler. Beslendiğin şeylerle ruhuna bir şey girer ve sonucunda da müzik ortaya çıkar. Bu yüzden bu kadar sık albüm yapıyorum. “Spring Water”dan sonra bir şeyler yaşadım. Burada yazdığım parçalar da 3 ay içinde yazdığım yeni parçalar… Bu albüm ani oldu diyebilirim. 

Bu albümde sizi en çok besleyen şey ne oldu?

Kadın erkek ilişkisinden etkilendim.

Albümünüzün adı kasırgadan sonra… Bu kasırga neyi ifade ediyor?

Bir kadınla beraber oldum, ayrıldık ve kasırga koptu… Kasırgadan sonra da evlendik. Oradaki kasırga durumu işte bu. 

O fırtınadan sonra hep bir sessizlik hali bürünür. Sizde bu tam tersi olmuş anlaşılan. Siz sessizliği müziklerinizle bozmuşsunuz… 

O olayların yaşattığı düşünce sana not olarak çıkıyor. Oturuyorsun piyanonun başına, piyano sana “gel hadi, çal beni. Beynindekini benimle paylaş” diyor. Ağıt gibi bir şey düşünün… 

Çocukluğunuza dair müzikle ilgili olarak hatırladığınız ilk anı nedir?

1967 yılında Üsküdar’da bir Ermeni ailenin konağına gitmiştik. Babam bana orada satılık bir piyano vardı, onu çok zor şartlar altında, taksitlerle aldı. Benim ilk ciddi oyuncağım bir piyanoydu.

O oyuncak size neler öğretti?

Paylaşımı ve dinginliği öğretti. Küçükken herkes futbol, basketbol oynardı, koştururlardı. Ben ise bazı oyunlara dahil olmazdım. 

Neden?

Oyunda ellerime zarar gelecek diye… Kaleci olarak bile hiç oyuna almazlardı. Futbol maçı oynarken de herkes dikkat ederdi, hatta “Kerem’e dikkat edin, parmağına bir şey olması” derlerdi. O ilk piyanomla 20 seneye yakın flört ettim. 

YENİ PİYANOLAR DEĞİL ESKİ PİYANOLAR MAKBULDÜR 

Piyanoyla tanışmanız çok erken yaşta olmuş. O zamandan bu zamana piyanoda değişiklikler oldu mu?

Bu arada ilk çaldığım piyano 1850’lerden kalma bir panoydu. Eski Amerikan arabalarıyla şimdiki Amerikan arabaları arasında nasıl fark varsa öyle bir fark var. Aynı görünüyorlar ama sistemleri çok değişti. 

Ya hissettirdiği duygular?

Eski piyano makbul değildir ama eski araba makbuldür. Piyanonun antikasıyla çalamazsın… Piyano dediğiniz şey yeni, dinamik ve diri olacak ki cevap versin sana. En iyi piyano yeni olandır. 

İyi piyanoyu nasıl anlarız, var mı tüyoları?

Senin gözlerini bir konserde kapatalım. İyi piyano sana şiir gibi, şerbet gibi gelir. Ötekisi de karaktersiz bir ses verir. 

Sosyal medyadaki paylaşımlarınızda gördüm, yazın teknenizde bile yanınızda sürekli keyboard görüyorum… Bu tutkunuzu daha nerelere taşıyorsunuz?

Yazın geceleri teknemde ıssız bir koyda kimse yokken keyboard’umu çıkarıyorum, çalıyorum ve mutlu oluyorum. Bir nevi onunla eğleniyorum. 

Piyano çalmayı iş olarak görüyor musunuz?

Piyano benim mesleğim aynı zamanda en büyük hobim. 

PİYANO İLE ÇATIŞIRSAN SENİ AŞAĞI ÇEKER

Piyano ile hiç kavga eder misiniz?

Piyano ile kavga edemezsiniz çünkü piyano ile çatışırsan seni aşağı çeker. Piyano vahşi bir at gibi, ona emin bir şekilde oturacaksın ve hakimiyeti ele alacaksın. Piyano senin acemi olduğunu hissederse sonuç elde edemezsin, çaldırmaz kendini. 

Pelin Opcin, Londra Caz Festivali’nin yeni programlama direktörü oldu. Caz alanında böyle bir önemli görev Türkiye’nin imajını nasıl etkiler? 

Yayılmak lazım… Caz bir virüs gibi vücuda girdimi çıkmıyor. Festival yöneticilerin de bunu iyi bir şekilde sunmaları gerekiyor. Pelin, oraya hakkıyla geldi. Bir şeyler de kata kata devam ederse, çok güzel olur. Bu bizim için bir fırsat da… Bu durumun Türklere de faydası olabilir. Buradan oraya seçecekleri iyi müzisyenler çaldırabilirler. Londra Caz Festivali’nde Türk isimleri de görebiliriz.