İPEK TANIR / ipektanir@gmail.com
Bugüne kadar aralarında "Zufi İle Allah'ın İsimlerini Öğreniyorum", "Robotikuş ve Uzay Gözetleme Kulesi", "Çıkrık ve Masura" serisi ile "Bizi Allah Yarattı"nın da bulunduğu birçok eser kaleme alan Ömer Faruk Paksu'nun yakın zamanda yayımladığı "İnsanlığın Muhteşem Hikâyesi- Peygamberler Tarihi" adlı kitabı Cezve Kitap'tan okurların beğenisine sunuldu. "Çocuk yaştayken kendi kültürünüzün, milli ve manevi değerlerinizin, geleneğinizin kodlarını doğru verdiğiniz zaman evlatlarınıza, bu onların bütün hayatını şekillendirir." diyen Ömer Faruk Paksu, çocuklara sadece bu dünya için değil, ebedi dünya için de mesajlar verilmesi gerektiğini söyledi. Paksu, "Çünkü hayat bu dünyadan ibaret değil ve asıl ebedi hayatın da olacağı bir zamana çocuğu hazırlamak, iman bilincini vermek gerekir. Doğru verdiğiniz bilgiyle bir anlamda onun hayatını kurtarmış olursunuz." ifadelerini kullandı.
"İnsanlığın Muhteşem Hikâyesi- Peygamberler Tarihi" kitabını yazma sürecinden söz eden Paksu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocukluğumda babamdan çok peygamber hikâyesi dinledim. Kur'an-ı Kerim'de geçen peygamberlerin yaşadığı olaylar, verdikleri mücadeleler, mucizeler çocukluğumdan itibaren hayatıma ciddi anlamda yön veren şeylerdi. Peygamber dediğiniz zaman imanın temelini teşkil eder, imanın altı şartından biridir. Allah'tan gelen bütün bilgiler peygamberler vasıtasıyla insanlara ulaşır. Doğru, net bilgilerdir ve onların hayatı çok ilginçtir. Peygamberlerin hayatı, günümüzde popüler olan, en çok izlenen filmlerden daha heyecanlı, daha macera doludur. İnsanlığın bu dünyasını ve ebedi hayatını kurtaran mesajlar içerir. Bende de çocukluğumdan edindiğim bu tecrübeyi şimdi tekrar yazılı hale getirerek, 'bunu çocuklara ve gençlere nasıl anlatabilirim' diye bir fikir oluştu. Okumalarla bilgi tazelemesi ve doğrulaması yaptıktan sonra bunları derledim. Kur'an-ı Kerim'de geçen peygamberleri çocuklara ve gençlere anlatma niyetim oluştu ve bu kitabı yazdım. Çok fazla detaya girmeden işin özünü alarak, biraz da ona kurgu katarak hikâyeleri yazdım."
"ÇOCUKLARIN İLGİLERİNİ KEŞFETMEK GEREKİYOR"
Çocuklara yönelik yayınlarla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Paksu, "Çocukların ilgilerini, onların dünyasını keşfetmek gerekiyor. Çocuklarda öğrenme, keşfetme ve hayatı tanıma merakı var ve onlara bunları doğru bir şekilde sunduğunuzda, ister hikâye, ister film, ister diğer kültür sanat dilleriyle anlatın, çocuklara ulaşıyor. Burada en mühim şey bunu çocuklara nasıl sunacağınız." dedi.
Ömer Faruk Paksu, çocuk kitaplarında mutlaka eğlenceli bir dilin kullanılması gerektiğinin altını çizerek, bu yaş grubuna yönelik yazılacak eserlerle ilgili yazar adaylarına şu tavsiyelerde bulundu:
"Yazdığınız kitaplarda heyecan unsurunu sürekli taze tutmanız gerekiyor. Sonra o kurgu içerisinde mesajları verebiliyorsunuz. Çocuk edebiyatı çocuğu iyi tanımakla başlar. Çocuklar neye ilgi duyarlar ve bunu nasıl sunmak gerekir, nasıl onların dünyasında yer edinir diye bir soru geliyor karşınıza. Çocuğun dünyasını tanıdığınızda, onların dilini yakaladığınız zaman vereceğiniz mesajı da doğru bir kanalla ulaştırmış oluyorsunuz. Kültürümüzden kaynaklı doğru bilgiyi çocuklarımıza aktarmak bizim görevimiz. Çocuklarımızın bizim değerlerimizle, kültürümüzle yetişmesini istiyoruz. Bunu da onlara üslubunca, günümüz teknolojisinin imkânlarını da kullanarak, çocukların dünyasına hitap ederek yaptığınız zaman o doğru bilgi, doğru kanalla doğru bir şekilde çocuklara ulaşabiliyor."
"KÜÇÜKKEN EDİNİLEN BİLGİLER HAYATI ŞEKİLLENDİRİR"
Çocuk yaşta öğrenilen bilgilerin kalıcı olduğuna dikkat çeken Paksu, şunları kaydetti:
"Çocuk yaşta verilen bilgi mermere kazınmış yazı gibidir, ömür boyu silinmez. Daha sonra edindiğiniz bilgiler kuma, toprağa yazılmış gibidir, biraz kalır, biraz kalmaz. Çocuk yaşta edindiğiniz bilgiler tüm hayatınızı şekillendirir. Özellikle 0-6 yaş grubundaki çocuklara verilen bilgi çok önemlidir. Orada çocuk sizden aldığı her şeyi zihnine kodlar ve hayatı onun üzerine şekillenir. Zaten o yaştaki çocuk çok da sorgulamaz ve her aldığını doğru olarak zihnine, dünyasına kaydeder. Daha sonraki yaşlarda bu kısmen azalarak da olsa devam eder. Yani 0-12 yaş arasındaki çocuğa ailesinden, çevresinden, okulundan, öğretmeninden, okuduğu kitaptan her ne verirseniz o, çocuğun artık hayatıdır. Ondan sonraki bütün öğrendiği şeyleri onun üzerine bina eder. O dönem öğrendikleriyle yeni öğrendiği bilgilerin doğruluğunu ve yanlışlığını test eder. Çünkü onun için doğru bilgi edinilmiştir.
ÇOCUK YAYINCILIĞINA KIZLARIMLA GİRDİM
Çocuklar ve gençler için kaleme aldığı din ve değerler eğitimi konulu kitaplarla tanınan yazar Ömer Faruk Paksu, çocuk yayıncılığına üniversite yıllarında başladı. 1993'ten bu yana sektör içerisinde bulunan Paksu, "Bilgiyi, tecrübeyi, fikri 'çocuklara nasıl anlatırım' diye bir kaygı oluyor dünyanızda" dedi. Çocukken kitaplara meraklı olduğunu ve ailesinin de kendisini bu anlamda desteklediğine işaret eden Paksu, "Kendimi yayıncılığın içinde bulduğum andan itibaren çocuk yayıncılığına olan merakım da arttı. Çocuklara ve gençlere yönelik kitaplar yazma konusunda bir istek ve arzum oluştu. 2007'de Nesil Çocuk Yayınları'nı kurduk. O günlerde daha çok 'ilkokul dönemi için kitaplar yayınlayalım' diye bir ihtiyaç oluşmuştu. Zihnen ve birikim olarak buna zaten hazırdım." diye konuştu.
Çocuk yaşta başlayan kitap merakının kendisi için bir mesleğe dönüştüğüne dikkati çeken Ömer Faruk Paksu, "Çocuklara kitap hazırlamak benim için çok zevkli ve keyifli. Onların dünyasında yaşamak çok güzel. O günlerde benim de kızlarım dünyaya geldi ve onlarla daha da o dünyaya girme ihtiyacı duydum." ifadelerini kullandı.
Paksu, "Yayıncılığın içerisindeyseniz mesleğiniz gereği okuyorsunuz ve bunlar sizi bir şeyler üretmeye zorluyor. Sizin dünyanızdaki bilgiyi, tecrübeyi, fikri 'çocuklara nasıl anlatırım' diye bir kaygı oluyor. Bu kaygıdan sonra çocuklara kitap yazmaya başladım"