ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr
Bu hafta Güneydoğu Bölgesi’nin önemli noktası ve Ramazan ayı gezi rotalarının öenmli durağı Şanlıurfa’dayız. En kalabalık 9. Şehir olan Şanlıurfa’nın nüfusu yaklaşık 2 milyon civarındadır. Kendine özgü havası ve kültürüyle Şanlıurfa, yerli ve yabancı turistlerin gözde mekanı olmaya devam ediyor.
Şanlıurfa, tarihe kaynaklık eden şehirdir, Bu ilimizin tarihini yazmaya kalksak birkaç kitap yazmamız gerekebilir. Bundan dolayı kısaca Şanlırfa’nın tarihine değinecek olursak, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi›nde sergilenen “11.500 yıllık Dünyanın En Eski Heykeli, yüzyılımızın en önemli arkeolojik keşfi olarak tanımlanan «11 500 yıllık Dünyanın En Eski Tapınağı»; ilk buğday ve mercimeğin vatanı, resim ve mimarlık tarihinin başlangıcı, dünyada ilk defa hayvanların evcilleştirildiği yer olarak kabul edilen Göbeklitepe ve Göbeklitepe ile aynı döneme ait keşfedilmeyi bekleyen birçok sit alanı, Urfa’ya ait arkeolojik değerlerdir. “Dünyada en çok arkeolojik kazı yapılması gereken yer” niteliğini taşıyan Şanlıurfa., adeta açık hava müzesidir. Bu özelliğinden dolayıdır ki “Müze Şehir Urfa” olarak da anılır.
Şanlıurfa, ilkel dinlerden, çok tanrılı ve tek tanrılı dinlere ait inançların kaynaştığı tarihi bir kent olarak kültür ve inanç turizminde birçok peygamberi bağrından çıkarmış; birçok peygamberin uğrak yeri olmuş ve ev sahipliği yapmıştır. Yazılı ve sözlü kaynaklardan aktarılan bilgilere göre Hz. Adem, eşi Hz. Havva ile birlikte hayatının bir evresinde gelip bu bölgede yerleşmiş ve ilk buğdayı Harran ovasında ekerek çiftçilik tarihini buradan başlatmıştır.
Şanlıurfa, MS.2.yy. ile 5.yy arasında Yahudi, Hıristiyan, Müslüman ve Sabii âlimlerin ders verdiği Urfa Akademisi ve MS.6.yy. le 13.yy. arasında önemli bir ilim ve bilim merkezi olan Harran Okulu ile dünyaya nam salmıştır. Batı medeniyetinin oluşumunda Latince ve Süryanice’den Arapça’ya yaptığı çevirilerle önemli katkı sağlayan Harran, Süryani dili, yazısı ve edebiyatının doğduğu şehirdir. Sahip olduğu bu zengin kültür mirasından dolayı “Kültür Şehri Urfa” olarak da anılır.
11 Nisan 1920’deki şanlı direnişinden dolayı Urfa’ya, 1984 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce “Şanlı” unvanı verilmiştir.
Bu kadar önemli bir tarihe ev sahipliği yapmış ilimizin gezilmesi görülmesi gereken yerleri elbette çoktur. Biz sadece özet olarak mutlaka görülmesi gereken yerlerin listesini yapalım.
Urfa Kalesi; Dambak tepesinde, M.Ö 2000 yılında yapıldığı söyleniyor. Kalenin üstünde ki iki taş sütununda İbrahim Aleyhiselamın ateşe atılmasında mancınık olarak kullanıldığı mekandır.
Balıklı Göl; İbrahim peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yerdir.
Tarihi Kapalıçarşı; Şanlıurfa Kapalıçarşısı olan illerinden biridir. Osmanlı döneminden kalma hanları ve çarşıları görülmeye değer. Buralardan yerel mamüller alışverişi yapabilirsiniz.
Ulu Camii; Şanlıurfa’nın en eski dini yapısıdır. Eski bir sinagog olan yapı, M.S. 457 de yapılmıştır. Kırmızı renkteki mermer sütunlarının ağırlıklı olması sebebiyle Kızıl Kilise diye adlandırılmış, 12. yy’da camiye dönüştürülmüştür.
Şanlıurfa Müzesi; 1969 yılında açıldı. Tarihi birçok eseri burada görmek mümkün.
Harran Evleri; Yerli ve yabancı turistlerin ilgi gösterdiği bir yerdir.
Göbeklitepe; Örencik köyü yakınlarında bulunan Göbeklitepe tarihe tanıklık eden bir mekan olması özelliğiyle görülmeye değer bir mekandır.
Eyüp Peygamber ve Makamı; Kent merkezinde bulunan Hz. Eyüp Peygamberin çile çektiği mağara’dır.
Halfeti Antik Şehri; Halfeti, yaklaşık 2 saat uzaklıktadır.
Görülecek yerler listenizde mutlaka olmalıdır.
ŞANLIURFA'DA NE YENİR?
Şanlıurfa, Peygamberler Şehri olması olmasının ve Dünya’nın ilk medeniyetlerine ev sahipliği yapmasının yanında gastronomi şehri olma özelliği de fazla olan bir kentimizdir. Ciğeri, kebapları, tatlıları, çiğ köftesi, kahvesi, lahmacunu, salçalı ve bol isotlu yemekleri ve daha bir çok lezzeti ile Dünya’ya nam salmıştır.
Urfa Kebabı; Türkiye’nin en meşhur kebap türlerindendir, koyun etinden hazırlanır.
Lahmacun; Lahmacun heryerde yapılır, Şanlıurfa’nın lahmacununda sarımsak yoktur. Lezzeti farklıdır.
İsot Çömleği; Nar taneleri ezilerek suyu çıkarılıp süzülür. Soğan, biber, domates, nar suyu ve kuşbaşı et çömleğe konurve fırına verilir.
Mırra; Araplara özgü bir kahve cinsidir, küçük fincanlarda tüketilir çünkü acı bir tadı vardır.
Çiğ Köfte; Şanlıurfa denince akla ilk gelen kesinlikle çiğ köftedir. Kent merkezinde yöreye özgü isotlu lezzetli çiğ köfte yiyebileceğiniz lokantalar bulabilirsiniz. Bulgur ve et karışımından yapılır.
Bostana; Lezzetli bir salata türüdür. Diğer adı Avrat salatasıdır.
Duvaklı Pilav; Önemli günlerde yapılan, patlıcanın üzerinde kavrulmuş kıyma ve pilav eklenerek servis edilen pilav türüdür
Arap Lebeni, diğer adı yoğurt çorbası da denilir.
Bunların dışında Şanlıurfa’da Söğürme, semsek ve ciğer kebabı, şıllık tatlısı lezzetlerini de deneyebilirsiniz.
Şanlıurfa, ziyaretçilerine, medeniyetler tarihi geçmişiyle, müzeleriyle, lezzetleriyle Ramazan ayında iyi bir rota alternatifi sunuyor.