Peri bacalı şehir Kapadokya

LOKMAN DAĞ

lokmandag@gmail.com


Gökyüzünde renk cümbüşü oluşturan balonlar…
Rüzgar ve yağmurun oluşturduğu peri bacaları…
Çamura hayat veren çömlek ustaları…
Oya gibi işlenen kaya evleri…
Bu hafta sizleri Perslilerin deyimiyle “Güzel Atlar Ülkesi” Kapadokya’ya götürüyorum.

Kapadokya aslında volkanik dağların armağanıdır Anadolu’ya. Kaynakçalara göre; tarihi bundan 60 milyon yıl öncesine dayanıyor. Orta Anadolu’nun ilk volkanik dağları Erciyes, Hasan ve Güllü Dağları’nın patlaması ile başlıyor hikaye… Dağların püskürttüğü lavlar ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakalar, Daha sonra rüzgar ve yağmurların aşındırmasıyla eşi benzerine az rastlanacak bu coğrafyayı ortaya çıkıyor.

Genel bilgilerimizi de verdiğimize göre artık izlenimlerimi yazmaya başlayayım. Kapadokya gezisine sabahın erken saatlerinde balon turu ile başlayalım dedik. İşadamı Ağabeyim Halil Uluer’i aradım. Sağ olsun Anatolia Balon’dan yerimizi ayırdı. Balon turu için saat 04.30’da kalkıp servisler ile uçuş yerine gittik. Kameraman arkadaşlarım Taha ve Mithat benden daha heyecanlı çünkü Mithat’ın yükseklik, Taha’nın ise güven korkusu var. Ama daha öncede sıcak balonla uçtuğum için korkmamaları için sürekli teskin ediyorum onları.
Güne Balon Sefasıyla Başlayın
Balonun nasıl havalandığını anlamadılar bile aslında bana göre dünyanın en güvenli hava araçlarından.
Havalandıkça havalanıyoruz…
Peri bacaları semadan bir başka güzel görünüyor. Ama güzel bir sürprizim daha var. Genç bir çift, ikisi de doktor. Evlenme teklifini balonda yapacak. Yerde tüm hazırlıklar tamam. Erciyes Dağı’na doğru yöneliyoruz. Güneş yüzünü henüz gösteriyor.  Tam güneşin doğduğu yerden bir pankart açılıyor.
“Selin’im Benimle Evlenir misin?” tüm balon alkış tutuyor. Genç ve idealist doktor çıkarıyor yüzüğü, Selin’in iki gözü iki çeşme, ne yalan söyleyeyim tüm ekip etkilendik. Romantizm had safhada…
“İşte aşk böyle bir duygu diyorum. Düğümlenir boğazına, bağırsan, hıçkırsan çıkmaz.” Oysa gözler çoktan “evet” demişti sessizce…  
Bir yandan Taha üzgün, “çıtayı çok yükseltti bizim doktor” diyor fısıldayarak. Güneşin doğuşu, Aşk vadisi, Güllü Vadi derken usulca indik balondan geriye semada çektiğimiz güzel kareler kalıyor. O anları  ölümsüzleştirmek bir harika…  Saat henüz çok erken,  güzel bir  kahvaltıdan sonra gezmeye devam  ediyoruz. Göreme’de tüm şehre  hakim güzel bir tepe var, Aşıklar  Tepesi… Orada taze sıkılmış meyve  sularıyla tostlarınızı afiyetle yiyebilirsiniz. Tüm Göreme ayaklarınızın altında. Daha iyi fotoğraflar için kesinlikle  buraya uğramanız gerekli.
Vadilerde Safari keyfi
Göreme’de adım başı safari turu düzenleyen acenteler göreceksiniz. Saati 50-70 lira arasında değişiyor. ATV araçlarla görkemli vadilerden, harika oluşumlardan geçerek keyifli bir rotada doğanın keyfini çıkarın. İnsanın yanında bir de sevdikleri varsa, o bacaların içinden bir peri çıksa da o anların durdursun diye iç geçirirsiniz.
Uçhisar Kalesi
Safariden sonra Uçhisar Kalesi’ne doğru yola koyulduk. Kapadokya’nın en güzel manzarasını oluşturduğu gibi en yüksek noktası… Doğal kaya oluşumu tarih boyunca her medeniyet kale olarak kullanmış. Gelen tehlikeleri uzaktan görmek için ise ideal bir yer. Oradan tüm Kapadokya’yı seyretme şansına sahipsiniz. Tepe noktasına çıkarken biraz yorulacaksınız ama karşılaştığınız manzaraya değecektir.
‘Güvercinler Ülkesi Kapadokya’
Ara sokaklarda gezerken zaman zaman Kars’ın Gravyer peynirini andıran bazı oluşumlar göreceksiniz delik deşik. İşte onlar güvercinlikler. Güvercin yöre halkı için vazgeçilmez. Tarih boyunca da böyle olmuş. Öyle ki Güvercinlik Vadisi’nde binlerce kuş birlikte uçtuğunda seyrine doyamayacağınız harika görüntüler ortaya çıkıyor. Güvercinlik vadisine gitmişken, nazar ağaçlarında dilek tutmayı ihmal etmeyin.  
Testi Kebabının Hikâyesi
Artık Avanos’tayız bizi kocaman bir testi heykeli karşılıyor üzerinde ise harika bir yazı. “ Kör  de bilir Avanos’un yolunu; bardak, testi kırığından bellidir.” Şaban Usta’ya gidiyoruz. Artık vücuttaki kötü enerjiyi atamaya…
Bir yandan testi yapıyoruz bir yandan kahkahalara boğuluyoruz. Görebileceğiniz en komik adamlardan. Turistler ve müşterilerle yaşadıklarını anlatsa sabaha kadar yanında kalmak istersiniz. Testiyi bir de bana yaptırdı. Ama oldukça Sürrealist çalıştığım için bir şeye benzemedi. Testi kebabının hikayesine gelince vakti zamanında Allah
misafiri bir gecekonduya misafir olmuşlar. Misafire verecek bir şeyleri olmadığı için, hazırda bulunan kuzularını kesmişler ama pişirecek kap yok derken eti, domatesi, biberi, soğanı testiye doldurup ağzını da hamur ile kapattıktan sonra ateşe koymuşlar. 2.5 saat piştikten sonra da gönülleri hoş olsun diye bir de testiyi misafire kırdırıp afiyetle yemişler. İşte özeti budur o güzel kebabın. Ama daha çok yer var anlatılacak. İyisi mi kendiniz gidip görün bu güzel
şehri. Devamı 360 TV’de pazar günleri yayınlanan Lokman Bizim Şehirde programında. Hadi kalın sağlıcakla.

Ne yemeli?
l Testi Kebabı- Aydede Restoran
l Küşleme- Gassabım Restoran
l Metrelik Kebap ve Nevşehir tava- Ürgüp Kolcuoğlu Restoran

Nereye gitmeli?
l Uçhisar Kalesi
l Güvercinlik Vadisi
l Göreme-Ürgüp
l Kaymaklı ve Derinkuyu Yeraltı Şehirleri
l Avanos- Zelve