Özlem Süer'den Göbeklitepe yorumu

Ümit TEMURÇİN

umittemurcin@gmail.com

Özlem Süer Göbeklitepe’ye ithafen hazırladığı koleksiyon sergisini New York’ta Lazzoni Mobilyaları’nın “Madison Avenue’daki” showroom’unda gerçekleştirdi.

Türk tasarımının öncü isimlerinden ve benimden her koleksiyonunu yakından incelediğim usta moda tasarımcısı Özlem Süer, bu sezon New York’u fetheden isimlerden biri oldu. Dünyanın tarih seyrini değiştiren Göbeklitepe ilhamıyla hazırlağı koleksiyonunu müthiş bir sergiyle tanıttı. Lokalin sonsuz gücünü tüm dünyanın gözünün üzerinde olduğu New York’ta moda haftasıyla eşzamanlı olarak gerçekleşen sergi başarılı Türk markası Lazzoni Mobilyaları’nın Madison Square mağazasında, St.Regis Hotels’ın desteğiyle ve devlet sanatçısı Emel Özer kürasyonunda moda severler ile buluştu. 

Deneysel materyallerin kavramsallığa vurgusunu, 2019 Göbeklitepe Yılı’na ithafen, tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen Göbeklitepe’deki bulguların ilhamıyla vahşi hayvan figürleri, T biçiminde dikili taşlar ve yuvarlak plan detaylarının aralarında, taş duvar etkileriyle bu dev tarihi imajın aktarıldığı ünik baskılarla anlatıldı.

Böylesi önemli bir hazinenin dünya sahnesinde, Türk-Amerikan sentezinde ve dünyanın en önemli merkezlerinden “Madison Square’de” sunulmuş olması bu görkemli mirasın tanıtımına eminim çok değer  katacaktır. Bu arada ben henüz Göbekliteye’yi gezme fırsatı bulamadım fakat bu proje eminim hem yurt içi hem de yurtdışından birçok kişiyi bu özel coğrafyayı ziyaret etmeye sevk edecektir.  

 Ağırlıklı olarak özel baskılaran  oluşan, toprak renk etkilerinin görüldüğü eserlerde heykelsi yaklaşımların ön plana çıktığını söyleyebilirim. Gerek NY’da yapılan sunumlarda gerekse çekimlerde yer alan görseller  de oldukça başarılı.

Uluslararası moda platformlarında kültürel ve tarihi miraslarımızın bu denli güzel aktarılması beni Türk tekstili ve moda tasarımcılarımız adına heyecanlandırıyor. Bu tarz projeleri desteleyen ve hayata geçiren tüm kurum ve bireyleri gönülden tebrik ederim. Özelikle  Lazzoni’nin dördüncü kuşak temsilcisi Efe Karabulut ‘u ve tüm ailesini kıtalar arası bu denli  başarılı bir projeyi destekledikleri ve ev sahipliği yaptıklarından ötürü kutlarım.