Oyunculuk uzun soluklu bir iş!

Senaryosunu Onur Ünlü’nün kaleme aldığı, yönetmen koltuğuna ise Taner Elhan’ın oturduğu ‘Sevgili Komşum’ filmi sinema seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Filmin başrolünde yer alan başarılı oyuncu Serap Matyaş’la bir araya geldik. Oyunculuk ve özel hayatına dair samimi açıklamalarda bulunan Matyaş, “Kadın oyuncu olmakla erkek oyuncu olmanın zorluğu ve faydası aynı” diyor.

Kendinizi ekranda ilk gördüğünüzde ne hissettiniz?

Aslında ilk gördüğümde çok heyecanlanmıştım. O ilk ekran tecrübesinden sonra daha iyisini yapmam gerektiğini hissetmiştim ve şimdi de bunun için çalışıyorum.

Güzel bir proje olsa önceliğiniz dizi mi tiyatro mu olur?

Sinema ile tiyatro her zaman önceliğim oldu. Fakat tiyatro acayip bir duygu diyebilirim! Sahnede olmaktan hem çok korkuyorum hem de çok mutlu oluyorum. Sanırım tiyatro, oyuncunun kendine en iyi baktığı bir platform.  Kendime iyi bakmak için de önceliğim her zaman tiyatro olur.

Birçok dizide yer aldınız… Dizilerin süreleri çok büyük bir problem! Peki, şu an dizilerin bundan başka problemleri var mı?

İyi senaryoların olmadığını söyleyemem fakat genelleme yapacak olursam çok daha iyi senaryoların ekranda olmasını umuyorum. 

DÜNYA STANDARTLARINDA İYİ FİLMLER YAPIYORUZ

Türkiye’deki dizi ve film sektörünün durumunu değerlendirmenizi istesek?

Sinemada çok önemli yönetmen ve senaristlerimiz var. Herkesin bildiği üzere Nuri Bilge Ceylan ülkemizi dünya sinemasıyla tanıştırdı. Tolga Karaçelik Sundance Film Festivali’nde aldığı ödülle de bizi çok mutlu etti. Tabii illa ödül alınınca başarılı olunmuyor. Türkiye’de dünya standartlarında çok iyi filmler yapılıyor, bunu kabul etmek lazım.

Sizce Türkiye’de yapılan diziler ve filmler insanların hayatına ne kadar dokunuyor?

İzleyen insanın hayatıyla kurduğu mesafeye göre değişir. Ben daha çok toplumsal aktörlerin hikâyelerinin, dizilere ve filmlere dokunduğunu düşünüyorum. 

Şu anda devam eden veya bitmiş projeler arasında en beğendiğiniz ve “keşke ben de yer alsaydım” dediğiniz bir proje var mı? 

Olmamışsa sebebi vardır sanırım… Onun için daima keşke dememeyi tercih ediyorum.

Türkiye’deki tiyatro eğitimi oyunculuğa yeni başlayanlar için yeterli mi?

Tiyatro eğitimine konservatuvarda başlayanların sayısı azaldı. Daha çok oyunculuk ve tiyatro eğitimi üzerine atölyeler veya kurslar var. Bu kursların çoğundan alınan eğitimin yeterli olmadığını düşünmekle birlikte çoğunun doğru eğitimi verdiğini de düşünmüyorum!

YETENEK DİYE BİR ŞEY YOK…

Genç yeteneklere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

Yetenek diye bir şey yoktur. Sadece çalışsınlar… Kurs mantığıyla dört veya yedi ay eğitim alıp çok şey beklememek gerek insanlardan. Oyunculuk uzun soluklu bir iş!

Ekranda yer alan yeni isimlerden beğendiğiniz kimler var? 

İsim verecek kadar tanımıyorum...

Oyunculuk, bileğinizdeki bir ‘altın bilezik’ mi?

Sanırım oyunculuk yapan birinin ‘altın bileziği’ oyunculuk olmayabilir. Benim ise altın bileziğim oyuncu koçluğu. 

Birçok dizide yer aldınız. Peki, setlerdeki insan ilişkileri hakkında neler düşünüyorsunuz? 

Her setin insan ilişkisi başkadır. Ama setlerdeki hiyerarşinin dengeli ve adil olması gerektiğini düşünüyorum. 

Kadın oyuncu olmanın zorlukları ve faydaları neler size göre?

Kadın oyuncu olmanın ya da erkek oyuncu olmanın zorluğu ve faydası aynıdır. Öncelikle nasıl bir kadın oyuncu olduğuna veya nasıl bir erkek oyuncu olduğuna göre bu durum değişir.

Kendinizi geliştirmek için neler yaparsınız?

Kendimi felsefeyle geliştirmeye çalışıyorum. Aynı zamanda bunun da okuluna gidiyorum.  

HAYAL ETTİĞİM KADIN OLAMADIM DAHA!

Hayalleriniz neler?

Berliner Ensemble sahnesinde bir tiyatro oyununda oynamak ve Polonya da Kieslowski’nin “Aşk üzerine kısa bir film” senaryosunun tiyatroya uyarlanmış halini oynamak en büyük hayallerim arasında.

Kendinizi ne yaparken iyi hissediyorsunuz? 

Felsefe ve psikoloji üzerine düşünürlerin kitaplarını okurken kendimi iyi hissediyorum.