sibel.ates@aksam.com.tr
Defne Sinem Sarı ve Muhammed Yalan. 24 yaşındaki bu iki genç hayallerini gerçekleştirmek için yanlarına sadece 100’er euro alarak yola çıktı. Çok paraları yoktu ama cesaretleri vardı. İşte otostopla 40 günde 18 ülke gezen bu iki gencin maceralı yolculuklarını dinledik.
Otostopla gezme fikri nasıl çıktı?
Muhammed: Gezme fikri hep aklımdaydı. Çocukken okuduğum kitapların etkisinde kalır ve hikâyenin geçtiği yerlere gitmeyi hayal ederdim. Mesela Notherdam’ın Kamburu’nda anlatılan kiliseyi görmek, Fransa’da geçen bir aşk filmini izleyip Eyfel kulesine gidebilmeyi hayal ederdim. Hayallerimde Amsterdam’a, Barcelona’ya, İtalya’ya giderdim. Şimdi gerçekleşti. Para olmadığı zaman bu işler zor oluyor ama bunu da aştık.
Sahi 100’er euroyla mı çıktınız yola?
Defne: Evet, okul kredimizi biriktirmiştik. Çok fazla paramız yoktu ama cesaretimiz ve hayallerimiz vardı. İşte esas zenginlik buydu. Tek tek hayallerimizi gerçekleştiriyorduk. Yanımızda takı da götürdük. Satacağımızdan endişeliydim ama Muhammed hep bana destek oldu.
Muhammed: Ailemizin durumu çok iyi değil. Babam emekli. Üç kardeşiz ve hepimiz okuyoruz. Zaten okurken yeterince yük oluyoruz bir de gezmek için para isteyemezdik. Müzisyen değiliz ama müzik de yaptık. Ömrümde elime bendir almamıştım mesela.
Defne: Biraz müzik kulağı vardı aslında ben de “yaparsın” dedim. Önce masada deneme yaptı, baktık beceriyor “tamam” dedik, “Oldu.” Muhammed çaldı, ben söyledim.
Muhammed: Avrupa’nın pek çok meydanında Türkçe müzikler söyledik. Bir sürü insanla tanıştık. Hatta Barcelona’da meydanda bizi dinleyenlere halay çektirdik, Karadağ’da tanıştığımız Amerikalı bir kız bizimle dans etti.
NEDEN BİR KADIN OTOSTOP YAPMASIN Kİ?
İlginç birileriyle tanıştınız mı?
Defne: Başımıza gelen en güzel şey Paris’te Notre Dam meydanında tanıştığımız kadın oldu. “Dünya turumuz için bize destek olur musunuz?” yazılı kartonumuzu okumuş. Yanımıza geldi ve yaptığımız müzikten çok etkilendiğini söyledi ve “Keşke kızım da sizin gibi cesaretli olsa. Artık ona daha az para vereceğim, o da sizin gibi yapsın” dedi. Birilerine örnek olmak ve cesaret vermek bizim için çok güzeldi. O günden sonra çok mutlu oldum.
Muhammed: İtalya’da bir ressam ve müzisyenin evinde kaldık. Alp Dağları’nın eteğinde çok güzel bir taş evleri vardı. Onlara “Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünü okuduk, Defne kabak dolması, gözleme yaptı.
Erkeklerin otostop çekmesi normal karşılanırken senin ailen bu duruma ne dedi?
Defne: Babam biraz bu fikre kapalıdır ama annemin de çok rahat olduğunu söyleyemem. Annem kiminle gideceğimi tanıyınca ve iyi biri olduğuna kanaat getirince sorun olmaz. Annem, “Kızım niye bu rezilliği çekiyorsun, ne gerek var” diyor. Halbuki onun verdiği haz bambaşka. Bir kere yola çıkınca o virüs bulaşıyor kanınıza. Sürekli gitmek istiyorsunuz. Bir buçuk ay oldu geleli ama duramıyorum yerimde.
Muhammed: Bir erkeğin yola çıkması kolay ama yanımda güçlü bir kadının olması çok önemli. Defne aslında Türkiye’deki algıyı kırmış durumda. Neden bir kadın otostop yapmasın ki. Yaşıtlarımızın pek çoğu ya oyun oynar ya kafeye gidip saatlerce oturur. Defne özgür ruhlu bir kız ve yolda olmayı seviyor. Böyle bir partnerle yolculuk yapmak çok keyifliydi benim için.
Hayalinizi baltalamak isteyenler oldu mu?
Defne: Hayatım boyunca pek çok kişi “Yapamazsın, beceremezsin” dedi. İlkokulu küçük bir köyde, liseyi de sıradan bir okulda okudum. Üniversiteye gitmeyi de hiç düşünmedim. Kasiyerlik yaptım, reyon görevlisi oldum. Herkes benden nişan düğün beklerken hukuk fakültesini kazandım. Çok şaşırdılar ama “Yapamazsın, senden bir şey olmaz” dediler. Babam bile “Yapamazsın” demişti. Şimdi de “Otostop mu yapacaksınız, yapamazsınız! Başınıza bir şey gelir” deyip Pippa Bacca’yı örnek gösterdiler. Ama başardım
Otostopla gezmeye devam edecek misiniz?
Muhammed: Çok fazla paramız olmadığı için otostop çekmeye başladık ama param olsa bile otostop çekerim.
Defne: İnternetten araştırdığımızda karşımıza gezilecek belli yerler çıkıyor. Ama oranın yerlisi size daha ilginç yerler öneriyor.
Gündüzleri mi otostop yapıyordunuz?
Defne: Genellikle gündüz yapıyorduk ama geceye de kalıyorduk bazen. Geceleri genelde uyumak daha önemliydi.
En fazla kaç saat beklediniz yolda?
Muhammed: Sırbistan’da altı saat beklemiştik. Bir keresinde de beş saat boyunca İtalya’da beklemiştik. İtalyanlar sıcakkanlı insanlardır hemen alırlar diye düşünüyorduk ama tam tersi olmuştu.
Otelde kalmayı niye tercih etmediniz?
Defne: Hep çadırda kaldık. Oteller çok pahalı. Öyle yerlerde kaldık ki değme otellere taş çıkarır. Kimi zaman gecenin bir yarısı yol kenarına çadır kuruyorduk. Sabah bir uyanıyoruz cennet gibi bir yerdeyiz.
Muhammed: Mostar Köprüsü’nün dibinde, elma ağaçlarının altında çadır kurduk. Sabah o elma ağacının gölgesinde uyandık. Kimileri çadırda mı kalıyorsunuz diye yadırgıyor ama Berlin’de öyle güzel bir yerde çadır kurmuştuk ki çoğu otele değişmem manzarasını.
Çok güzel hikâyeler biriktirdik
Başınıza hiç mi tehlikeli bir olay gelmedi?
Muhammed: Hiç öyle bir şey yaşamadık. Aksine çok güzel hikâyeler biriktirdik. Genelde Fransızların soğuk olduğu söylenir ya Paris’te öyle bir insana denk geldik ki gerçekten bir Türk gibi misafirperverlik gösterdi. Almanya’da dört saat yolda kalmanın ardından tanıştığımız kişi evini açtı. Buzdolabında ne varsa ikram etti, bizi memnun etmek için elinden geleni yaptı.
Yolda olmak azla yetinmeyi öğretti
İnsanlar birbirini yolculukta tanır denir ya sizin için nasıldı?
Yollarda olmak bize sabretmeyi, birbirimize tahammül etmeyi öğretti. Kimi zaman yemek bulamadık, peynir ekmekle karnımızı doyurduk. Azla yetinmeyi öğrendik.
En çok ne kadar kazandınız?
Barcelona’da 73 euro kazanmıştık. Bir keresinde Arnavutluk’ta teleferiğe binecek paramız yoktu hemen tezgâhımızı açıp on dakikada 20 euro kazanmıştık.
Parasızlığı dert etmeyin
Sizin gibi dünyayı gezmek isteyen gençleri cesaretlendirmek için neler söylersiniz?
Defne: Cesaretli olsunlar, hayal etsinler ve yola çıksınlar. Biz mesela 30 yaşımıza girmeden bütün kıtalara ayak basmak istiyoruz. Tek hayalimiz bu.
Muhammed: Tarih çok severim. Düşünsenize Collesium’a dokunma fırsatı yakaladım. Balta girmemiş ormanlarda doğayla baş başa kaldım. Hayal ettiğin, kitaplarda okuduğun, filmlerde izlediğin yerleri görmek mükemmel duygulardı. Parasızlığı dert etmesinler ve bizim gibi hayallerini gerçekleştirsinler.