Oscar'da Asya rüzgârı

Oscar Ödülleri, bu yıl ''ABD çıkarlarıyla çelişmeyen bir politik doğruculuk'' ve ''küresel kapitalizmin önünü açan bir çeşitlilik'' yaklaşımıyla derinlikli olmayan bir kozmetik düzenlemeyle, yaldızları dökülen Amerikan rüyasını yeniden parlatmaya çalıştı. Her Şey Her Yerde Aynı Anda filmi Oscar Ödüllerinde yapılan bu kapsayıcı makyaj tazelemesinin en büyük tezahürüydü.

HİLAL TURAN / cumartesi@aksam.com.tr

Amerikan film endüstrisinin şov sahnesi Oscar ödülleri, 13 Mart gecesi 95. kez sahiplerini buldu. Geçtiğimiz yıl Will Smith'in Chris Rock'ı canlı yayında tokatlaması skandalından rahatsız olan Akademi, bu yıl oldukça sakin ve sürprizsiz bir Oscar tasarlamış görünüyordu. Nihayetinde "senaryoya bağlı kalındı", Oscar'ın itibarını kurtarmaya odaklı kazasız, belasız bir ödül töreni izledik.

Jimmy Kimmel'ın "Banshees of Inisherin" eşeği ile sahnede yaptığı gereksiz kurguyu saymazsak, iddiasız ve aday filmleri öne çıkaran sunumu da skandalsız bir Oscar töreni vaadinin altını çiziyordu. Programın başında Tokatgate'e hafifçe dokundurması ve gecenin ilk büyük kahkahasını almasıyla geçen yılın gerginliği Amerikan tarzıyla çözülmüş oldu.

Geceye damgasını vuran hiç şüphesiz, Daniel Kwan ve Daniel Scheinert yönetimindeki Her Şey Her Yerde Aynı Anda filminin En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil yedi dalda ödüle uzanması ve Asya kökenli oyuncu ve yönetmenlerin sahnede Oscar heykelciğiyle yaptığı bol gözyaşlı, anne selamlamalı ve bol "Amerikan rüyası" soslu teşekkür konuşmaları oldu.

ZAMANE FİLMİ: HER ŞEY HER YERDE AYNI ANDA

İletişim kuramcısı Marshall Mcluhan, "Yaradanımız Medya" kitabında elektronik devrim'le birlikte, enformasyonun çok hızlı şekilde bireylere ulaştığı, bildiğimiz her şeyin çok hızlı şekilde değiştiği ve altımızdaki zeminin sürekli kaydığını hissettiğimiz bir küresel köyü tasvir eder.

İşte geçen yılın nispeten kurak sinema evreninde McLuhan'ın bu tasvirinin adeta sinemadaki izdüşümü niteliğinde bir film yepyeni bir solukla geldi ve bu yılki Oscarları silip süpürdü. Daha önce izlediğimiz hiçbir filme benzemeyen, merkezsiz bir anlatı evrenine, sıradışı dinamik bir kurguya dayanan ve kahramanı Evelyn'in tüm olası hayat örgüleri arasında soluksuz serüvenini takip için izleyiciden olağanüstü bir dikkat talep eden bir yapım Her Şey Her Yerde Aynı Anda.

"Mutlak hakikat" arayışından çok "Herkesin kendine göre doğruları" göreceliliğinin hakim olduğu postmodern "çoklu evrenler" anlatısına dayanan bir yapımla karşı karşıyayız. Bu felsefi arka planın merkezine, ABD'de yaşayan ve "yabancı düşmanı" bir sistemde çamaşırhane işleterek hayatta kalmaya çabalayan Çinli göçmen bir aile, kızının cinsel yönelimi nedeniyle oluşan anne-kız çatışması da eklenince Netflix ideolojisine ve "zamanın ruhu"na son derece uydurulmuş bir yapım çıkıyor ortaya. Göçmenlik ve LGBT vurgusuyla Oscar'ın başat hassasiyeti "aile değerleri"ni bir potada eritmeyi başaran film, Oscar'ın yaşadığı ciddi imaj kaybını giderme uğruna geliştirdiği yeni "kapsayıcı ve çok kültürcü" formülüne uygun adeta terzi işi dikilmiş bir yapım. Hâl böyleyken bu kadar çok ödülü evine götürmesi hiç de sürpriz olmadı.

OSCAR'A KOZMETİK DÜZENLEME

Sinemaya içerikten çok "magazinel" yaklaşımın hâkim olduğu; kırmızı halıları, yıldızları ve polemikleriyle öne çıkan Oscar'ların yıldan yıla yaşadığı prestij kaybı ve "izleyici" ilgisinin giderek azalmaya başlaması ve en nihayetinde kazananların son derece "Beyaz" olmasına #OscarsSoWhite etiketiyle ünlenen tepkiler, Akademi'yi yakın zamanda bazı radikal kararlar almaya itti.

Akademi öncelikle geleneksel seçmen havuzunu çeşitlendirdi ve dünya sinemasını yansıtan nispeten daha çeşitli bir havuz oluşturdu. Ardından "Kapsayıcılık standartları" başlığı altında toplanan yeni kurallarıyla, dezavantajlı gruplara (etnik, cinsel, ırksal açıdan) destek olmayı hedeflediğini ortaya koydu. Bu yeni yaklaşımın ayak seslerini, Moonlight, Parazit gibi filmlerin heykelciğe uzanmasıyla duymaya başlamıştık. Bu yıl Oscar ödüllerine damga vuran Her Şey Her Yerde Aynı Anda filmi de aslında Oscar Ödüllerinde yapılan bu kapsayıcı makyaj tazelemesinin en büyük tezahürüydü. Filmin başrolünde olan Yeoh, En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan ilk Asyalı, Rol arkadaşı Ke Huy Quan, Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alan ikinci Asyalı oyuncu oldu.

YABANCI FİLM CEPHESİNDE DE "YENİ BİR ŞEY YOK"

Sinemaya bir tüketim nesnesi değil "sanat" olarak yaklaşanların, genel olarak çok da fazla ciddiye almadığı Oscar Ödüllerinde, genellikle tek ilgi duydukları alan "Yabancı Dilde En İyi Film" kategorisidir. Oscar'ın habercisi niteliğindeki BAFTA'da 7 ödül alan Almanya yapımı Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, dört Oscar kazanarak gecenin şaşırtmayan sonuçlarından birine imza attı.

Erich Maria Remarque'ın Birinci Dünya Savaşı sırasındaki siper hayatını konu alan etkileyici romanından uyarlanan Batı Cephesinde Bir Şey Yok, gerçekçi savaş sahneleriyle romanın savaş karşıtlığı vurgusunu seyirciye geçirebilse de, eski çevrimlerine ya da "savaş karşıtı filmler" ligine sinemasal anlamda yeni bir soluk getirmiyor aslında. Ancak savaş karşıtı söylemiyle "Oscar politik doğruculuğu"nu destekleyen bir yapım olarak öne çıkıyor.

BRANDEN FRASER'A SUNİ TENEFFÜS

Oscar'ın sürprizsiz sonuçlarından biri de "En İyi Erkek Oyuncu" kategorisinde gerçekleşti. Banshees of Inisherin'deki olağanüstü performansıyla Colin Farrell ve yine Oscar'ı olmasa da gönülleri fetheden Aftersun filmindeki yaşıyla orantısız dev bir performans ortaya koyan Paul Mescal, yahut Elvis rolünde göz dolduran Austen Butler gibi güçlü favorilerin olduğu kategoride, Oscar'ın geleneksel "rolü için fiziksel değişime uğrama fedakârlığı" baskın çıktı.

Brendan Fraser, The Whale'da görüşmediği kızıyla yeniden bağ kurmaya çalışan aşırı derecede obez bir adamı canlandırdığı performansla güçlü adayların arasından sıyrılmayı başardı. Mumya gibi büyük bütçeli pop-corn filmlerinden tanıdığımız ve sonrasında neredeyse tümüyle unuttuğumuz Brendan Fraser'a yönetmen Darren Aronofsky adeta suni teneffüs yaparak, kariyerindeki düşüş ivmesini yukarı yönlü çevirdi diyebiliriz.

OSCAR POLİTİĞİ

Hollywood'un Amerikan dış politikasının "rıza imalatı" sağlayan ön karakolları olduğunu düşünürsek, onun sahnesi Oscarların da bu politikadan uzak olduğunu söylemek oldukça zor. Ancak bu yıl skandalsız ve tartışmasız bir Oscar'a odaklanan Akademi, kendisi de eski bir aktör olan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin bu yılki törende konuşma yapma talebini reddederek, savaşla ilgili tartışmalara doğrudan taraf olmamayı tercih etti.

Ancak "En İyi Belgesel" kategorisinin kazananı olan Navalny ile de dolaylı olarak politik tarafını belli etmeyi ihmal etmedi. Rus muhalefet lideri Alexei Navalny'ye bir bakış niteliği taşıyan belgeselin ödül konuşması için sahneye çıkan, tutuklu siyasetçinin eşi Yulia Navalny, "Senin özgür olacağın ve ülkemizin özgür olacağı günün hayalini kuruyorum" diyerek Vladimir Putin'i hedef alan bir mesaj verdi. Bu aslında Oscarların "kapsayıcılık" düzenlemesinin ancak ABD dış politika kodlarıyla çelişmeyecek kadar genişleyebileceğinin altını çiziyordu.

"AMERİKAN RÜYASI" RELOADING

Ezcümle bu yıl kırmızı halıların yerini sembolik şekilde bej halılara bıraktığı, magazinle ve sansasyonla değil filmlerin başarısıyla ve çeşitlilik vurgusuyla kendinden söz ettirmeye çalışan bir Oscar ödül törenine şahit olduk.

"En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülüne layık görülen Ke Huy Quan, mülteci teknesiyle başlayan ve Hollywood'da noktalanan kişisel yolculuğunu anlattığı konuşmasında aslında tüm gecenin varmak istediği noktayı özetliyordu. "Bu Amerikan rüyası."

Oscar ödülleri, bu yıl "ABD çıkarlarıyla çelişmeyen bir politik doğruculuk" ve "küresel kapitalizmin önünü açan bir çeşitlilik" yaklaşımıyla derinlikli olmayan bir kozmetik düzenlemeyle, yaldızları dökülen Amerikan rüyasını yeniden parlatmaya çalıştı.

Ödül gecesi geçen yıla göre izleyici sayısını yüzde 13 artırsa da bu kozmetik düzenleme son yıllarda ciddi yara alan Oscar imajını ne kadar düzeltebilecek, zaman gösterecek.

2023 OSCAR'LARININ ÜZDÜKLERİ

Oscar'dan ödülsüz ayrılan The Banshees of Inisherin,

Hüzün Üçgeni ve Tár gibi yılın iddialı yapımları

Avatar ve Top Gun gibi bu yıl sadece teknik kategorilerde ödüle layık görülen büyük bütçeli prodüksiyonlar

Tar'daki performansıyla yıldızlaşan Cate Blanchett

En kişisel filmi olan Fabelmans'la ödülsüz dönen Hollywood'un öz çocuğu, sinema dâhisi Steven Spielberg

Olay var diye gelen izleyiciler

2023 OSCAR'LARININ TAM LİSTESİ

En İyi Film, En İyi Özgün Senaryo, En İyi Film Kurgusu: Her Şey Her Yerde Aynı Anda

En İyi Kadın Oyuncu: Michelle Yeoh

En İyi Erkek Oyuncu: Brendan Fraser

En İyi Yönetmen: Daniel Kwan ve Daniel Scheinert

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Jamie Lee Curtis

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ke Huy Quan

En İyi Uluslararası Film, En İyi Sinematografi, En İyi Film Müziği, En İyi Yapım Tasarımı: Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Almanya)

En İyi Uyarlama Senaryo: Women Talking

En İyi Belgesel: Navalny

En İyi Kısa Belgesel: Filler Aşkına

En İyi Animasyon Filmi: Pinocchio

En İyi Görsel Efekt: Avatar: Suyun Yolu

En İyi Özgün Şarkı: Naatu Naatu (RRR)

En İyi Ses Kurgusu: Top Gun: Maverick

En İyi Kısa Film: An Irish Goodbye

En İyi Kısa Animasyon: The Boy, The Mole, The Fox and The Horse

En İyi Kostüm Tasarımı: Black Panda: Wakanda Forever

En İyi Makyaj ve Saç Tasarımı: Balina