Organizasyon işleri bize ne söyler?

Organizasyon işleri; festivaller, kültürel etkinlikler, ödül törenleri hangi mahallenin hangi duruma, zemine ve kuruma göre nasıl tavır aldığını göstermesi bakımından katalizör vazifesi de görüyor. Misal mi? Çoook...

GÜLCAN TEZCAN / gulcantezcann@gmail.com

Günlerdir Altın Kelebek Ödülleri'nden bahsediliyor. Aday olan pek çok isim yarışmadan çekiliyor. Bir zamanların anlı, şanlı medya ve televizyon ödülleri artık koşarak uzaklaşılan bir PR organizasyonuna dönüştü. Televizyon eleştirmeni Murat Tolga Şen'e göre bu kaçışta Altın Kelebek ödüllerinin uzunca bir süredir kurum içerisinde paylaştırılmasının oluşturduğu tatsız hava olsa amiral gemisinin artık 'havuz medyası'na dönüştüğü iddiası da malum çevreler açısından rahatsız edici bulunuyor. Yani logosunda Türkiye Türklerindir yazıp da her tür ayrımcılığı, ırkçılığı yaptığı, ötekileştirici dil kullandığı, darbe çığırtkanlığını görev edindiği dönemlerinde rahatsızlık duyulmuyordu ama şimdi sanatçılar 'dünya görüşlerine aykırı buluyor' Hürriyet gazetesini. Vay ki vay!

Dizi, sinema ve televizyon dünyasında onlarca 'ünlü'nün parlatılmasında rol oynayan Altın Kelebek'in elleriyle büyüttüğü 'sektör' tarafından itibarsızlaştırılması ibretlik.

Bu organizasyon işleri bir yandan da hangi mahallenin hangi duruma, zemine ve kuruma göre nasıl tavır aldığını göstermesi bakımından katalizör vazifesi de görüyor.

Misal, Küçükçekmece Belediyesi iki yıldır bir etkinlik yapıyor. Masal İstanbul adıyla düzenlenen organizasyonda kullanılan isim 2013 yılında basılan ve bir seriye dönüşen romanın adı aynı zamanda. Figen Yaman Coşar'ın kaleme aldığı ve 16. baskısını yapan roman Erdem Yayınları tarafından yayınlanmış. 2013'ten bu yana Masalİstanbul kitabıyla ilgili röportajlar, tv programları, imza günleri, okullarda öğrencilerle buluşmalar yapılmış. Ama ne Küçükçekmece Belediyesi ne de organizasyonu yapan firma basit bir Google aramasında karşılarına çıkacak bu gerçeği dikkate almamış hatta görmezden gelmiş. Üstelik geçen sene Masalİstanbul'un isim hakkını almışlar. Neden? Yayınevi Yapı Kredi ya da Can Yayınları olsa 'Nasılsa yayınevi kitabın isim hakkını almamış. O zaman biz bu ismi alır ve onun üzerinden yayın da yaparız, organizasyon da' diyebilirler mi? Sevim Ak'ın, Feridun Oral'ın bir kitabının başına aynı şey gelse medyada kopacak kıyameti bir düşünün. Ama bu hak ihlalini yapan Küçükçekmece Belediyesi, eser ismi büyük bir pişkinlikle elinden alınmaya çalışılan kişi belli bir kliğin yazarı olmayınca bu durum ne medyada haber oldu ne de edebiyat çevreleri gündemine aldı bu mevzuyu.

Asıl aklımın almadığı şu; sözkonusu etkinliği yapanların masallarla iyiliği, güzelliği, doğruluğu anlatmak gibi bir dertleri varsa binlerce çocuğun gönlüne girmiş bir romanın isim hakkını nasıl bu kadar rahat gasp edebiliyorlar? Anlayan beri gelsin...

ŞEHRİN GÖSTERİŞLİ VİTRİNİ: TERSANE İSTANBUL

Güncel sanatın en iddialı fuarlarından Contemporary İstanbul bu yıl yeni mekânı Tersane İstanbul'da sanatseverleri ağırlıyor. Haliç'e nâzır şık ve kullanışlı bir sergileme alanı olarak kapılarını açan Tersane İstanbul, şehrin yeni kültür, sanat havzası olmaya aday. Venedik Bienali'nin kıskandığım ortamının çok daha güzelini artık İstanbul'da soluklamak heyecan verici. Yakın zamanda İstanbul Havalimanı'nda faaliyete başlayan İGART ve 29 Ekim'de açılışı yapılacak Atatürk Kültür Merkezi ile birlikte düşünüldüğünde tüm bu yapılar İstanbul'u hakettiği şekilde dünyanın kültür başkentlerinden biri haline getirecek. Birtakım çevreler tüm bunların AK Parti iktidarı döneminde gerçekleştiğini söylemek ve altını çizmekten imtina edecekler. Ancak sözünü ettiğim üç yapı bu gerçeği görmezden gelecek kadar körleşenleri de bir kenara not etmemizi sağlayacak.

Contemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli basın toplantısında yaptığı konuşmada, "İstanbul sanatla buluşurken, açılan yeni müzeler ve kültür mekânları şehirde bir festival havası yaratıyor." şeklindeki utangaç ifadelerle İGART'tan da bahsetti neyseki. Güreli, bu seneki fuar ve Tersane İstanbul ile ilgili de şunları söyledi:

"Contemporary Istanbul olarak Haliç'in tarihsel önemini ve kültüre olan katkısını çağdaş sanatla birlikte ifade etmeye hazırlanıyoruz. 16. yılımızda yaptığımız bu mekân değişikliği ile başlıyoruz. Camialtı ve Taşkızak Tersanelerini kapsayan bölgede çağdaş sanatı açık ve kapalı olmak üzere her alanda ağırlamak bizi çok heyecanlandırıyor. Burada belirtmek isterim ki Venedik'ten sonra bir çağdaş sanat fuarı tarihi bir yapıda gerçekleştirilecek. Tarihte Altın Boynuz olarak bilinen Haliç'in tekrar eski ihtişamına kavuşturan bu yenileme projesinden sesimizi çağdaş sanatla yükselteceğimiz için ayrıca heyecanlıyız. CI bu yıl 16. edisyonunda çağdaş sanatı, kültür ve sanat yaşamını şehirle birleştirirken, daha aktif ve daha kapsayıcı bakış açısıyla yenilenmiş bir fuar olarak geleceğe bakıyor."