Öğretmenlerin rolü değişiyor

Dijitalleşme ve pandemi, eğitim alanında da değişimlere neden oldu. Eğitim teknolojilerinin daha yaygın kullanılacağını söyleyen Derslig kurucusu Mehmet Özdemir, ''Örgün eğitim süreçlerine dijitalleşme ve teknoloji daha çok entegre edilecek. Sanal sınıflar, çevrim içi içerikler, yapay zekâ destekli öğrenme araçları öğrencilere, interaktif bir öğrenme deneyimi sunacak. Bu süreçte öğretmenlerin de rolü değişecek. Öğretmenler teknolojiyi etkili bir şekilde kullanarak öğrencilerine bireysel öğrenme süreçlerinde rehberlik eden kişilere dönüşecek.'' diyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Pandemi sonrası daha çok aşina olduğumuz online eğitim, dijital dünyada yaşanan gelişmelerle birlikte artık daha çok hayatın içinde olmaya başladı. Örgün eğitimin zaman zaman uzaktan eğitimlerle desteklenmesi ve lise, üniversite gibi sınavlara hazırlık için online eğitim platformlarının tercih edilmesi bu alana olan ilgiyi artırdı. Sadece Türkiye'de değil dünyada da uzaktan eğitimi benimseyen kişilerin sayısı hızla artıyor. Tabii bunda ezbere dayalı eğitimin son bulup deneyimleyerek, görerek öğrenmenin payı büyük.

ONLİNE EĞİTİM ÜLKEMİZDE HIZLA İLERLİYOR

Peki online eğitim örgün eğitimi nasıl etkileyecek ve gelecekte eğitim alanında ne gibi değişimler yaşanacak Derslig kurucususu ve yöneticisi Mehmet Özdemir ile konuştuk. 2018 yılında kurdukları uzaktan eğitim platformu Derslig ile binlerce öğretmen ve öğrenciye ulaşan Özdemir, "Dijitalleşme herkesin bildiği gibi her geçen gün hayatımıza daha çok dâhil oluyor ve her sektörde olduğu gibi eğitim sektöründe de bu alanda oldukça hızlı gelişmeler yaşanıyor. Tüm bu etkiler de dünya genelinde online eğitim pazarının büyümesini hızlandırıyor. Son dönemlerde ortaya konan araştırmalar, 2020'de 88,33 milyar dolar pazar payına sahip olan online eğitimin, 2026 yılına kadar her yıl ortalama yüzde 12,62'lik bir artışla 180,19 milyar dolara ulaşabileceğini gösteriyor.

Pandeminin ve dijitalleşmenin de etkisiyle bilişim teknolojileri destekli uzaktan öğrenim platformları globalde 80 milyar dolarlık, Türkiye'de ise 800 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştı. Global pazar her yıl yüzde 8 genişlerken Türkiye'de bu durum çok daha hızlı ilerlediği görülüyor. Hızla yayılan bu teknolojiler, toplumsal alanların ve gündelik yaşamın vazgeçilmez unsurları haline geldi ve dijitalleşme ile birlikte hayatımıza yepyeni uygulamalar ve platformların girmeye devam edeceği öngörülüyor. Çünkü eğitim teknolojileri alanında yapılacak daha çok şey var. Yeni nesil öğrenciler de bu sisteme adaptasyon konusunda gerçekten çok başarılı. Dolayısıyla hem Türkiye'de hem de dünyada daha birçok yenilik bizi bekliyor." şeklinde konuşuyor.

KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRENME İMKÂNI SUNUYOR

Online eğitim birçok kişi tarafından kabul görürken kimi taraflar bunun çok yeterli olmadığı görüşünde. Bu noktada online eğitimin avantaj ve dezavantajlarını nedir diye sorduğumuzda Özdemir sözlerine şöyle devam etti: "Bu öğrenci ihtiyaçlarına, öğretim materyallerine ve öğrenme tarzlarına göre değişebileceğini düşünüyorum. Her iki yaklaşımın da kendi özelliklerine göre değerlendirilmesi ve birbirini tamamlayıcı şekilde kullanılması mümkün. Ben online eğitimin erişilebilirlik, esneklik, bireyselleştirilmiş öğrenme, düşük maliyet gibi avantajlarından mutlaka yararlanılması gerektiğini düşünüyorum. Geleneksel sınıf ortamında, öğrenci ve öğretmenler arasında yüz yüze etkileşimin olması, sosyal becerilerin gelişimi anlamında tabii ki önemli. Ama online eğitimde de öğrenciler, kendi hızlarında öğrenebilir ve kişisel ihtiyaçlarına uygun eğitim materyallerini seçebilir. O nedenle iki yaklaşımı birbirini tamamlayıcı şekilde kullanmak daha etkili olacaktır."

İlkokul döbemlerinden itibaren teknolojiye hakim çocukların online eğitimi tercih ettiğini belirten Özdemir, örgün eğitimin geleceği hakkında da konuştu: "Ben önümüzdeki dönemde eğitim teknolojilerinin giderek daha yaygın kullanılacağı görüşündeyim. Örgün eğitim süreçlerine dijitalleşme ve teknoloji daha çok entegre edilecek. Sanal sınıflar, çevrim içi içerikler, eğitim uygulamaları ve yapay zekâ destekli öğrenme araçları gibi teknolojiler, öğrencilere daha interaktif ve etkileşimli bir öğrenme deneyimi sunacak. Ayrıca kişiselleştirilmiş öğrenme modellerinin de yaygınlaşacağı görüşündeyim. Bu süreçte öğretmenlerin de rolünün değişeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda öğretmenlerin, birer koç olarak teknolojiyi etkili bir şekilde kullanarak öğrencilerine bireysel öğrenme süreçlerinde rehberlik eden kişilere dönüşeceğini göreceğiz."

İNTERAKTİF EĞİTİM ÖĞRENCİNİN DİKKATİNİ ÇEKİYOR

Derslig uygulaması hakkında da bilgiler veren Özdemir, platformun 235 binin üzerinde öğretmen ve 1 milyonun üzerinde öğrenci tarafından kullanıldığını belirtti. "Derslig, öğretmenlerin ders işleyişini kolaylaştıran ve öğrencilerin derslerden maksimum verimi almasını sağlayan bir platform. Öğretmenlerin aradıkları her içeriğe kategorize edilmiş, editörler tarafından incelenmiş şekilde kolaylıkla erişim sağlayabilecekleri ve aynı zamanda anlamlı öğrenci takibi imkânı da sunan Derslig, öğretmenler için donanımlı bir online içerik platformu. Öğrenciler için ise eğlenceli, motive edici, oyunlaştırılmış ve geri bildirim mekanizmaları ile donatılmış bir eğitim platformu. İlkokul, ortaokul ve lisede okuyan öğrencilere hitap ediyoruz. Üyelik sistemiyle çalışan bir platformuz. Öğrenciler, öğretmenler ve eğitim kurumları üye olabiliyorlar. Öğrencilere; animasyon destekli, konu anlatımları, interaktif içerikler ve yeni nesil sorular, yapay zekâ destekli geri bildirimler ile interaktif zaman çizelgesi gibi pek çok özellik sunduğumuz gibi öğretmenlere eğitim - öğretim süreçlerinde ihtiyacı olabilecek her içeriği kolayca bulabilmesini, öğrencilerini anlamlı bir şekilde takip edebileceği ve başarı performanslarını artırabileceği bir sistem sunuyoruz." diyen Özdemir, Derslig'i rakiplerinden ayrıştıran en önemli özelliğin "Akıllı Veli Asistanı" olduğunu dile getiriyor. Bu özellik sayesinde velilerin öğrencileri hakkında bilgilendirilip yönlendirildiğinden bahseden Özdemir, sınavlar için de özel bölümleri olduğu söyledi. LGS ya da YKS'ye hazırlanan öğrenciler için konu tekrarları, hızlı ve verimli okuma becerilerini geliştirmek, nitelikli ve çokça soru çözmek sınavda başarılı olma yolunda büyük önem taşıdığını belirten Özdemir, "Derslig olarak biz de animasyon destekli konu anlatımları, interaktif içerikler, yeni nesil sorular, Z kuşağına uygun içerikler, yapay zekâ destekli geri bildirimler ve güçlendirme merkezi gibi özelliklerimizle sınava hazırlanan öğrencilerin hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Güçlendirme merkezi özelliğimiz sayesinde yapay zekâ desteğiyle öğrencinin eksikliklerini tespit ediyor, bu eksiklikleri gidermek doğrultusunda öğrenciye özel programlar oluşturuyoruz." şeklinde konuşuyor.

Ezbere dayalı eğitimin yavaş yavaş terk edildiği ve öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığı bu süreçte ders anlatımında içerik konusunda nasıl ilerdiklerini dile getiren Özdemir şunları aktardı: "Derslig içeriğinde, öğrencinin sıkılmadan, soluksuz ilerleyebileceği anlatım setleri oluşturduk. Buna dair belirgin bir örnek vermek gerekirse; Derslig içerisinde öğrenci çalışmak istediği dersin ilgili konusu hakkında hazırlanan 40 saniyelik animasyon videoyu izliyor ve sonrasında sistem hemen o 40 saniye ile ilgili bir interaktif soru soruyor. Böylelikle öğrencimiz dersin içerisinde olmanın tadını çıkarıyor. Aynı zamanda hem tüm videonun bitmesini beklemeden konu anlatımı içerisinde sorularla öğrenme pekiştirilmiş oluyor hem de öğrencinin dikkati diri tutuluyor. İlkokul, ortaokul ve lise konu anlatım videolarının tamamı bu şekilde video içi interaktif sorularla hazırlandı. İlkokul seviyesinde karakter animasyonlu, öyküleyici konu anlatımlarına yer verilirken, ortaokul seviyesinde 2D - 3D motion animasyonlar kullanıldı. Lise seviyesinde ise öğretmen anlatımları ile ilerlendi. Derslig'in öğrenmeyi kolay hale getiren başka bir özelliğine de sistemin öğrencinin yarım bıraktığı yerleri takip edebilmesi ve onu sürekli yönlendirmesini örnek verebiliriz.