O çocukların kahramanı: Bir çocuk okursa dünya değişir

O bir iyilik meleği, çocukken zor şartlar altında okuduğu günleri unutmuyor ve memleketi Şile'nin köylerinde okullara kütüphane yaptırıyor. Çocukların yüzü gülsün diye onlara küçük hediyeler götürüyor. Adımlarını umutların gerçekleşmesi için atıyor ve ''Bir çocuk okursa dünya değişir'' diyor.

EMİNE DOLMACI / cumartesi@aksam.com.tr

Bazı iş adamları memleketine fabrika yaptırır istihdama katkı sağlar, bazıları türlü türlü yatırımlar yapar kalkınsın diye. Bazıları da eğitime, çocuklara ve gençlere yatırım yapar ki bu en önemlisidir; hayalleri, umutları ve geleceklerini büyütür. İşte Dilara İncebacak da böyle bir isim. İstanbul'un bir köyünde, çocukken sıkıntılar çektiği, büyük fedakarlıklarla okuduğu günleri unutmadı. Şile'deki köylere iki kütüphane yaptırdı, muhabbeti ve çantasında taşıdığı küçük hediyelerle de çocukların gönlünü çaldı.

Dilara İncebacak 29 yaşında gencecik bir kadın, İstanbul'un incisi Şile'nin Ahmetli Köyünde doğup büyümüş. Bir taraftan hiperaktif bir çocuk, bir taraftan da tek kişilik iyilik ordusu. Her daim güler yüzlü, sempatik; deli dolu bir kız çocuğu olduğu günlerde, mahallenin çocuklarını eve toplar bir ekmeği onlarla bölüşürmüş. Erkek çocuklarıyla mahalle maçları yapar, babasıyla kahveye gider çay içermiş. Keçi, inek peşinde koşar annesi işten döndüğünde ona sobada çay yaparmış.

HEM SANATÇI HEM İYİLİKSEVER

Müzik ve oyunculuk yeteneği fark edildikten sonra ses ve şan dersleri alan Dilara, belediye orkestrasında klarnet çalmayı öğrenmiş, ardından arkadaşlarıyla grup kurup kendi şarkılarını yapmış ve müzik programlarında dereceler almış. Bir gün köye gelen filmcilerin teklifiyle dizide rol alınca medya sektörüne adım atmış. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Türk Müziği Bölümünde eğitim gören Dilara, orada okurken TRT İstanbul Radyosu Gençlik Korosu'na katılmış. Radyo ve televizyon ön lisans eğitiminden sonra da İstanbul Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümünü okumuş. Bu süre içinde televizyonlarda cast direktörlüğü, oyunculuk, muhabirlik, radyo programcılığı yapmış. Şu sıra çalışmıyor; kendini memleketi Şile'nin köylerindeki okullarda eğitim gören çocuklar adamış. Onları çeşitli hediyelerle sevindiriyor ve okullarına kütüphaneler kuruyor.

İÇLERİNDEN KİMLER ÇIKACAK KİMLER...

"Köy okullarına ve köy çocuklarına dokunmak neden önemli?" sorusuna gözlerinin içi gülerek cevap veriyor: Benim için gerçekten bu çok önemli. Çünkü ben de çocukken çok zor şartlar altında okudum. Soba başında ödevlerimi yapardım. Köyüme şimdiki gibi ulaşım imkânı yoktu. Ailem o soğuk kış mevsimlerinde otobana kadar yürüyerek beni götürür otobüse bindirir gece geç saatlerde yine alır eve getirirdi. Üniversitede kalacak yerim yoktu ilk zamanlar, arkadaşımın kaldığı yurtta kaçak olarak kalıyordum. Bazen kütüphanede sabahlardım. Okumak için elimden gelenin fazlasını yaptım. Allah bana daha fazla güç kuvvet verecektir. Böylelikle daha güzel işlere imza atacağıma inanıyorum. Çocuklarla güzel projelerim var. Özgüven kazanmaları için onlarla birkaç kısa film çekmeyi düşünüyorum. Kim bilir içlerinden belki benim gibi medya sektöründe yer alacak kardeşlerimiz de çıkar.

ANNESİNİN KÖYÜNDEN BAŞLADI

Yaptığı projeleri daha önce düşündüğünü ancak hayata geçiremediğini aktaran Dilara, "Bu sene bir zaman yarattım ve çalışmalara ilk önce annemin köyü olan Teke Köyündeki Şehit Serkan Angay Okulu'nun kütüphanesini yaparak başladım" diyor. Daha sonra aynı bölgeye yakın Değirmençayırı Köyü Şehit Öğretmen Hüseyin Aydemir Okulunun kütüphanesine devam ettiğini aktaran Dilara, "Çocuklar okula motive olsunlar diye onlara sevdikleri yiyecekler götürdüm. Köylüler de çok sevindi ve destek verdiler. İnanır mısınız yolda beni gören yaşlı teyzeler bile yaptıklarımı duymuş, çevirip teşekkür ediyorlar" diye anlatıyor. Tek kişilik ordu gibi çalışmasını ise şu sözlerle değerlendiriyor: Ben küçükken de kendimi bir lider olarak tanımlıyordum. Okuldayken de her şeyi tek başıma organize ederdim. Hayatım boyunca her sıkıntımı tek başıma çözmemden ötürü böyle şeyleri tek başıma yapabileceğime inandım ve yaptım.

BULUNDUĞUN YERİ GÜZELLEŞTİR

İnsanların kendisini sevdiğinden ve güvendiğinden bir yola çıktığında tanıyan tanımayan herkesin destek olduğunu belirten Dilara, "Bu konuda kimsenin hakkını yiyemem, biraz tatlı dille herşey çözülüyor" diyor. "Dışarıda bir kahve içerken bir yemek yerken harcanan paraları, neden çocuklara bir kitap, bir çikolata almak için vermeyelim?" diye soruyor. İnsanın önce kendi bulunduğu yeri güzelleştirmesi gerektiğini ifade eden Dilara, "Kendi memleketime faydalı bir birey olamayacaksam yapacağım diğer işlerde de insanlar yanımda olmazlar." diyor. İnsanlarla iletişim kurmayı çok seven ve onlara nasıl dokunması gerektiğini de iyi bilen Dilara İncebacak, "İşte bu benim sırrım. Bunu nasıl başarabiliyorum bazen ben de inanmıyorum. Bunun akabinde sabır ağır bir imtihandır ama unutmayalım ki hüküm de kesindir, 'Allah her daim sabredenlerle beraberdir.' Ne zaman üzülsem bunu düşünüyorum. Bu, bir felsefe olarak beynime ve gönlüme kazındı" şeklinde konuşuyor.

BEN VARIM DİYEREK YÜRÜYECEKSİN

Sosyal medyayı oldukça iyi kullanan, oradan yaptıkları işlere ilişkin duyurular ve çağrılar yapan Dilara, "Herkese ulaşıyorum, anlatıyorum, çevrem de görüyor ve destek veriyor. Güzel şeyler yaptığınızda yanınızda kimse olmasa bile siz yapmaya başladıktan sonra bu bir hareket oluyor" diyor. O da bir çoğumuz gibi iyiliğin bulaşıcı olduğuna inananlardan, bunu da şu sözlerle anlatıyor: "Siz bu harekete tek başınıza çıktığınızda bir bakıyorsunuz, yanınızda aslında bir çok kişi var. Tanımak ya da tanımamak aslında önemli değil. Size inanıyorlarsa, her daim yanınızda olurlar. İnanın ilk kütüphaneyi kurduğum günün gecesi yastığa kafamı koydum ve çocukların bana sarılışını hatırladım. Gözümden sevinç gözyaşları döküldü. Dedim ki, "Kim var?" demeyeceksin, "Ben varım" diyerek yürüyeceksin."

BİR ÇOCUK OKURSA DÜNYA DEĞİŞİR

Çocukların yüzünü güldürmek için koşturan ve yaptığı işlere inanan Dilara, çevresindeki insanlara da bu yönde çağrıda bulunuyor, "Bu hayatta ne yaparsanız bir gün elbet karşınıza çıkıyor" diyor. Dilara sözlerini şöyle sürdürüyor: "Ben bunları mücadele içinde yetişen bir genç olarak yaptım ve bu çocuklar ileride inanıyorum ki, 'bir Dilara ablamız vardı bize kitap getirdi, çikolata getirdi' diye anacaklar. Bir tebessüm çok şey değiştiriyor. Kardeşine tebessüm etmen de, yolunu kaybedene yol göstermek de, yoldan taşları, dikenleri toplamak da bir sadakadır. Biz iyiliğimizi yapalım, bu dünyada olmasa da öteki dünyamızda elbette güzel kapılar açılacaktır. Biliyorum zor şartlar olacak ama pes etmemek, çabalamak gerek. Umut her daim vardır. Umutların gerçekleşmesi için adım atacak kişiler bizleriz. Bir çocuk okursa dünya değişir."