ALİ DEMİRTAŞ / ali.demirtas@aksam.com.tr
Fotoğrafçılık da tutkusu, atlar da. Hal böyle olunca tutkularını birleştirmeyi seçmiş bir fotoğraf sanatçısı o, Nuri Çorbacıoğlu. Kendi deyimiyle atlar onun çocukluğu, Türklerinse kanadı. Bu özel hayvanları fotoğraflamayı, yılkıların peşinde, onları dolu dizgin takip etmeyi çok seviyor. Çektiği birbirinden eşsiz fotoğrafları da sosyal medyasından yayınlıyor. Sadece fotoğrafını çekip, istediği kareyi yakalayıp ayrılmıyor ama oradan. Ülkemizde sayısı gittikçe azalan yılkıları yakından takip ediyor, onlara daha iyi koşullar yaratmak için elinden geleni yapmaya çalışıyor ya da onların sesi oluyor. Kendisinin de 60 tane var. Özetle atlar onun her şeyi. Peki neden? Neden bu hayvanlar onun için çok özel? Bunları ve dahasını konuşmak adına Kayseri'de bir araya geldik Nuri Bey ile. Hem yılkıları görmeye gittik hem de aralarında röportajımızı gerçekleştirdik, buyurun sohbetimize...
Sizi kısaca daha yakından tanıyabilir miyiz?
Nuri Çorbacıoğlu, aslında Denizliliyim ama 15 yılı aşkındır Kayseri ve Kapadokya'da yaşıyorum. 10 yıldan fazla öğretmenlik ve öğretim görevliliği yaptım, 8 yıl önce kurumsal hayatı tamamen bırakarak kendimi atlara ve fotoğrafa adadım. Kapadokya'da bir turizm acentam ve film yapım şirketim var, özellikle yurt dışı gruplarına fotoğraf turları ve at binicilik turları düzenliyorum. Aynı zamanda prodüksiyon işleri ve bölgede yapılacak film işlerinde fixer ve uygulayıcı yapımcı olarak hizmet veriyorum.
TÜRKİYE FOTOĞRAF CENNETİ
Fotoğraf ve fotoğrafçılık sizin için ne demek?
Fotoğraf benim için yaşam biçimi... Üniversite öğrenciliğim sırasında hobi olarak başladığım 20 yıllık bir serüven şu an başrol işim ve hayatımın anlamına dönüştü. Fotoğraf ile yatıp fotoğraf ile kalkıyorum. Türkiye'nin fotoğraf cenneti olduğunu düşünüyorum ve bu güzelliklerin dünyadaki fotoğrafçılara duyurulmasını kendime görev belirledim. Fotoğraf ve video bir ülkenin tanıtımı adına en önemli donelerden ve bunu iyi kullanırsak turizme de büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Fotoğrafın öneminin tüm kurumlarda ve yerel işletmelerde daha kavranmadığı düşüncesindeyim.
ATLAR BENİM ÇOCUKLUĞUM
Atlara olan özel ilginiz nereden geliyor? Atların sizdeki karşılığı nedir?
Çocukluğumdan beri köyde atlarımız vardı ve at benim için büyük heyecandı, köye atlar için gider ve atlı köy yaşantısından büyük keyif alırdım. Sanatçı çocukluğuna yolculuk eder diye bir söz var çok beğendiğim, sanatçı tarafını bilemem ama atlarla birlikte olduğumda çocukluğumu yeniden yaşıyorum. İnsan güzel anıları tekrar yaşamaktan başka ne ister ki... Atlar benim çocukluğum ve Türk genlerimizde kodlanmış çok güzel varlıklar. Dîvânu Lugâti't-Türk'te ne güzel tasvir ediyor, "At Türk'ün kanadıdır". Bu kanatlar ile Orta Asya'dan dünyaya yayıldık, şimdi bu kanatlara sahip çıkma zamanı...
Atları fotoğraflama fikri nasıl çıktı ortaya çıktı?
Fotoğrafa başladığım ilk dönemlerde doğa, manzara ve Anadolu'da yaşam fotoğrafları çekiyordum. Kayseri'ye öğretmen olarak geldiğimde her hafta sonu köyleri keşfetmek için fotoğraf adına dolaşıyordum. 15 yıl önce bir gün önümden 300 kadar vahşi at dört nala koşup tozu dumana katarak gitti, inanılmaz büyüleyici bir atmosferdi. Daha önce hiç fotoğrafları çekilmemiş bu atlar oldukça vahşi idi, peşlerine takılıp sahibini öğrendim ve atçı Ali Dayı (Ali Kemer) ile dostluk kurarak yavaş yavaş bu atları fotoğraflamaya başladım. Yaklaşık 2 yıl kadar kendim fotoğrafladıktan sonra fotoğrafçılar için buraya turlar düzenlemeye başladım.
Başka bir hayvan türünü çekecek olsaydınız bu hangi hayvan olurdu?
Sanırım yine yaban hayatı olurdu, önce yırtıcı kuşlar sonrasında ise büyük vahşi kedileri fotoğraflamak isterdim.
BENİM DE 60 ATIM VAR
Aynı zamanda sizin de atlarınız var. Kaç tane, ne zaman edindiniz ve niçin?
Evet yaklaşık 60 atım var, sosyal sorumluluk olarak bakıma muhtaç atları sahiplenmeye çalışıyorum. Tabi ki onların bakımı çok zor ve maliyetli ama ileride bir kurum veya kuruluş desteği ile bu sosyal sorumluluğu büyütmeyi hedefliyorum.
At binmeyi de seviyor musunuz peki?
At benim için tam bir tutku, eskiden daha yoğun rahvan ata binerdim ama son yıllarda biniciliği biraz ihmal ettim. Yine de atlara dahil sohbet etmek ve fotoğraflamak bile oldukça keyif verici.
YILKI ATLARI YÜK OLARAK GÖRÜNÜYOR
Ülkemizdeki yılkı atları kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yılkı atları bizim mirasımız, ta Orta Asya'dan getirdiğimiz bu atlar ne yazık ki son dönemde yük olarak görünüyor. Oysaki ABD Mustang atlarına sahip çıkarak onlardan markalar oluştururken, biz yılkı atlarından kurtulma çabası içindeyiz. Yılkı atları rehabilite edilerek, çeşitli düzenlemelerle turizme kazandırılması gerektiğini düşünüyorum.
ATLAR VE MANDALAR İÇİN DAHA ÇOK OTLAK SAĞLANMALI
Kayseri'deki yılkı atlarının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Onların konforu veya geleceği için sizce neler yapılmalı?
Kayseri'deki yılkı atlarının bir kahramanı var Atçı Ali Dayı... Ne yazık ki Anadolu coğrafyasında ki diğer yılkı atları onlar kadar şanslı değil ve sayıları günden güne azalıyor. Kayseri'deki yılkı atların turizmin oluşturduğu bilinirlik ve sürdürülebilirlik ile birlikte kısmen koruma altında ama yine de tam bir koruma değil. Atların otlak yeri olan Hürmetçi Sazlığı ivedilikle ıslah edilip yılkı atları ve mandalar için daha çok otlak sağlanmalı.
DÜNYADA BÖYLE BAŞKA BİR KONUM DAHA YOK
Bundan sonraki kaygınız, hedefiniz nedir fotoğrafçılığa ve atlara dair?
Dünyadan özellikle Amerika'dan at fotoğrafçılarının gelip Kayseri yılkı atlarını ve güzel atlar ülkesi Kapadokya atlarını fotoğraflaması çok hoşuma gidiyor. Bu bir başarıdır. Hem Türk fotoğrafı açısından hem de Türk atçılığı açısından. 300'den fazla atı bu kadar kolay bir şekilde bir arada görebileceğiniz bir konum daha yok dünyada. Moğolistan ve Asya ülkelerinde böyle kalabalık sürüler var ama ulaşması çok zor. Yine Amerika'da büyük sürüler var ama o çiftliklerde de çekim yapmak oldukça zor ve maliyetli. Ümit ederim Türkiye'de atçılık ve at fotoğrafçılığını içine alan bir Türk Atçılık Festivali gerçekleştirebilirim.