Yüz gençleştirme ve şekillendirme amacıyla dolgu malzemeleri uzun zamandan beri kullanılıyor. Gerçi ben gençleştirme yerine iyileştirme diyorum. Bir taraftan değişmek istemiyoruz diğer taraftan da kendini aşağıya doğru bırakmış, kumaş gibi esnemiş cildimizden şikâyetçiyiz. Etrafta kimi zaman aşırı şişirilmiş yüzlerle karşılaşıyoruz, "Böyle balon gibi olacağımıza, kırışır, sarkar ama normal kalırız" diyoruz. Ben dâhil çoğumuzun korktuğu bu abartılı doldurulmuş yüzlerden kaçarak, daha gergin bir görüntü elde etmenin artık bir yolu var. Bütün dünyada kısa bir zamanda çok popüler bir uygulama haline gelen “nokta lifting” çok teknik ve doğal sonuçlar alınan bir uygulama.
DERİ TOPARLANIYOR
Nokta lifting işleminde jel kıvamındaki dolgular geniş alanlara değil, sadece yüzün bu taşıyıcı noktalarına çok az miktarda yerleştiriliyor. Yani yanağın tamamına değil sadece yanağı taşıyan destek noktalarına yapılıyor. Böylece elmacık kemiği hafifçe yukarıya doğru kalkıyor ve üzerindeki deri toparlanıyor. Peki, kime, neye göre yapılıyor? Yüzümüzün 10 ana taşıyıcı noktası var, yaşa ve ihtiyaca göre kaç bölgeye yapılacağı da değişiyor.
İLK ANDA HİSSEDİLİYOR
5 nokta lifting:
5 nokta lifting sıklıkla sadece orta yüz dediğimiz yanak bölgemiz veya alt yüz dediğimiz çene kenarı, ağız köşesi sarkıklıkları için uygulanıyor. 30’lu yaşlarla başlayan minimal doku gevşemeleri ve sarkıklıklarının önüne geçmek için çok başarılı bir yöntem.
8 nokta lifting:
Bu yöntem sıklıkla 40’lı yaşlardan sonra orta ve alt yüzün bir arada düzeltilmesi istenildiğinde kullanılıyor. Sadece sarkan alanları kaldırmakla kalmıyor aynı zamanda destek noktalarının direncini artırarak yıllar içindeki gevşemeye de yavaşlatıcı etki gösteriyor.
LİFTİNG ETKİSİ YARATIYOR
10 nokta lifting:
Nokta lifting yönteminin en ileri ve en güçlü şekli. Yüz destek noktalarının tamamını destekliyor, böylelikle şakak bölgesi ve kaşlardan başlayarak çene dahil olmak üzere lifting etkisi yaratılıyor. 50 yaş ve üzerinde tüm yüzde düzelme hedeflendiğinde tercih ediliyor. Yaş almaktan kaçışımız yok, bunda kötü bir şey de yok. Nasıl hissettiğimiz önemli olan ve eğer değişmeden daha iyi görünmek istiyorsak, olabildiğince doğal sonuçlar veren uygulamaları tercih etmeliyiz. Böylece kendimizin en güzel ve en iyi halinde mutlu oluruz.