Ünlü mücevher tasarımcısı Nilay Bayındır, tekstil firmasından mücevher tasarımına giden sürecini Akşam Cumartesi'ye anlattı. Kapalıçarşı'da uzun seneler ustaların yanında pişerek kurduğu markasıyla yalın ve zamansız tasarımlara imza atan Bayındır, mücevher dünyasında erkek egemenliğinin yavaş yavaş bittiğini belirtiyor. Yakında anne olacak olan Bayındır ile markası ve ilham perisi üzerine keyifli bir röportaj yaptık.
Bize kendinizden ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Markamı kurma hikayem aslında tek cümle ile özetleyebilirim 'Hobim İşim Oldu'.
El emeğine duyduğum tutkuyu, aldığım eğitimler ile birleştirerek 2016 yılında ' Linya Jewellery'i kurdum.
Eğlenceli, kişiye özel, modern ve zamansız tasarımlar yaratma fikriyle markanın çizgisini oluşturmak istedim.
Uzun yıllar Türkiye'nin önde gelen bir tekstil firmasında tasarımcı olarak çalıştım. Bu alandaki tecrübelerimi kullanarak hep hayalini kurduğum Linya markasını hayata geçirdim.
Üniversite de aldığım Moda ve Tekstil tasarımı eğitimim üzerine kapalı çarşıda uzun seneler kıymetli ustalardan çıraklık – ustalık eğitimi alarak kendimi sade kârlıkta geliştirerek markamı geliştirdim. Her bir ürünü kendim tasarlayarak ve üreterek kendi atölyemi kurdum.
Parçalarınızı oluştururken ki süreçten ve materyal seçiminizden biraz bahsedebilir misiniz?
Ben markamı kurduğum ilk günden beri kullan- at fikrinden uzak bir çizgi oluşturmaya çalıştım. Genelde ağırlıklı olarak koleksiyonumun ana materyali 925 ayar gümüş oluyor ve buna ek olarak 14 ayar altın ile kapsül koleksiyonlarda yapıyorum. Markamın çizgisini oluşturmam da bana en çok yardımcı olan şey aynı zamanda bir tüketici olarak zamansız ve değerli madenlerle çok pahalı olmayan şık ve özgün tasarımlara ulaşma hissiyatıydı. Çünkü piyasada ya çok pahalı ya da çok ucuz kısa ömürlü ürünleri herkeste görmek beni farklı bir alana yöneltti. Kendine özgü tarzı olan kadınlara hitap etmek ve değerli madenleri işleyerek özgün tasarımlar yapmak istedim.
İNCİ ZARİFLİĞİN SİMGESİDİR
Tasarımlarınızda daha çok inciyi kullanıyorsunuz, bunun bir nedeni var mı?
İnci zarifliğin simgesidir benim için. İlk günden beri incileri işlemeyi, onlarla oynamayı ve modernize etmeyi çok seviyorum. Özellikle onları kombinlemeyi ve klasik duruşundan uzak daha çok zamansız ve modern tasarımlar oluşturmaya çalışıyorum.
Kapalıçarşı'nın tarihi, ustaların deneyimini yakından gözlemlemek size neler kattı?
Ahhh, orası benim kalbim. Oranın atmosferi, ruhu benim en büyük ilham kaynağım. Kurumsal iş hayatında çalışırken koşturmaktan özümüzden çok uzaklaşıyoruz bazen . Ben kendime bir hobi edinmek isterken Kapalı Çarşıda bir sanat evi keşfettim. Önce kalfalık - çıraklık daha sonra ustalık eğitimi aldım çok kıymetli ustalardan. Hem kurumsalda çalıştım hem de sade karlık eğitimimi tamamladım bu süre zarfında.
ERKEK EGEMENLİĞİ YAVAŞ YAVAŞ DEĞİŞİYOR
Mücevher tasarımında kadın olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Aslında dezavantajı olduğunu düşünmüyorum. Sadece eskiden bu meslek daha çok erkek egemenliğindeydi ama günümüzde artık yavaş yavaş değişiyor. Ama elbette kadın olarak müşterilerimle kendimi özdeştirerek onların ihtiyacına, isteklerine göre tasarım yapmak bana avantaj sağlıyor.
PANDEMİDE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN KIYMETİNİ ANLADIK.
Pandemi süreci üretkenliğinizi nasıl etkiledi? Stratejilerinizde değişikliğe gitmenize neden oldu mu?
Bu dönemde her şeyin değerini daha çok anladık bence. Bende herkes gibi daha gündelik parçalar tercih ettim özel hayatımda. Takıp, çıkartmak istemeyeceğim parçalar ve bu da hem beni hem koleksiyonumu oluştururken şekillendirdi. Zamansız tasarımlar ve tüm gün evde, işte, sporda rahatlıkla takabileceğimiz takılar tasarlamaya itti.
Kendi deneyiminizden öğrendiğiniz ve aynı kariyeri tercih eden gençlere ne önerirsiniz?
Bence önce işin mutfağı. Bana en çok gelen soru 'ben tasarım eğitimi aldım bende marka kurmak istiyorum, yapabilir miyim' oluyor. Ama bence sadece tasarım eğitimi almak yetmiyor işin mutfağında onu üretmek çok önemli. Hayal ettiğin bir ürünü doğru şekilde hayata geçirebilmen için önce maddeyi tanıman gerekiyor.
Tebrik ederim. Çok yakında anne olacaksınız. Hamilelik dönemi tasarımlarınıza nasıl yansıdı?
Çok teşekkür ederim, tatlı bir heyecan var tabii. Pandemi dönemi bana en çok zamanın ve özgürlüğümüzün ne kadar kıymetli olduğunu öğretti. Bir de üzerine hamilelik gelince her şey daha kıymetli bir hal aldı benim için. Bu dönemde üretmekten hiç vazgeçmedim aksine hamileliğim beni azimli ve korkusuz olmaya itti. Temkinli, dikkatli ve üretken. Pandemi başladığından beri 2 tane koleksiyon çıkarttım ve şimdi yaza hazırlanıyorum. Benim için üretmek mutluluk kaynağım ve motivasyonum. Bu da tezgah başına geçtiğimde tasarımlarıma yansıyor.