Ne geldiyse başımıza bu moda yazılarından geldi

Sizce moda nedir?

İnsanın kendine yakışanı giymesi demeyin, o başka bir şey. Aslında bence insanın kendine yakışan diye bir şey de yok. Neyi istersek onu giymeliyiz, öyle başkasının yakıştı ya da yakışmadı demesiyle değişmemeli zevkimiz. İnsan kendi istediği gibi, kim ne der diye düşünmeden giyindiğinde gerçekten daha özgür ve mutlu hissediyor. Bu yüzden evde pijamalarımız ile rahat hissediyoruz, çünkü kimse için değil, kendimiz için giyiyoruz o ayılı ya da kedili şeyleri. Peki, kim bu onlara göre giyindiğimiz kişiler? Kim karar veriyor, neyi giyip neyi giymeyeceğimize? Cevap; toplum.. Peki, toplum kim? Sizsiniz, benim, biziz. Yani biz aslında birbirimiz için giyiniyoruz. 

ŞUNU GİYİN! 

Tıpkı müzik gibi, yemek gibi, seyahat ya da kitap seçimlerimiz gibi giyim zevkimiz de bir anda ortaya çıkmıyor. Aslında bir birikim bu, yıllarca deneyip, görüp, kendimizi nasıl daha iyi hissediyorsak öylesine karar verdiğimiz bir duruş. Bu yüzden de moda ve stil aynı şey değil. Şimdi size beylik laflar edip, nasıl stil sahibi olunur diye ders vermeyeceğim, ben aslında bu öğretilere ve yazılara da karşıyım. İnsanları kalıplara koymak bu bence, trendlerden haber vermek başka şey, neyi neyle nasıl giyeceğimizi söylemek başka şey. Bir de kimin söylediği önemli tabii. Ne geldiyse başımıza bu çok bilen moda yazılarından geldi. Eskiden böyle miydi? İki tane dergi vardı, o kadar da editör, onlar yazdı mı tamam derdik, kendimize göre yorumlardık, zaten kimse de bunu giymeyin, şunu giyin demezdi. 

TREND, YENİ DEMEK

Tamam, çok güzel, kadınların kendilerine böyle bakmaları, özen göstermeleri, mesleği kadınları güzelleştirmek olan beni mutlu ediyor ama bir taraftan da bu bilgi kirliliğine bir dur demek lazım. Bu işin okulu var, olmadı tecrübesi var, öyle her giyinmeyi seven, ben moda yazarıyım, stil danışmanıyım diye ortaya dökülünce olmuyor. Oluyor da, komik oluyor.