‘Müzik insanları birbirine bağlar’

MEHMET EMİN DEMİREZEN

emin.demirezen@aksam.com.tr

İsrailli usta müzisyen Mark Eliyahu 150 yıllık  Kamançasıyla birkaç yıl aradan sonra yeniden  İstanbul’da konser verecek. 1 Aralık’ta vereceği  konser öncesi Eliyahu’yla müziğini konuştuk. 

Yıllar yılı sözsüz müzik dinleyememekten hep şikâyet ettim. Ama öyle bir an oldu ki bir anda sözsüz müzik hayatımın bir anlatım parçası haline dönüştü. Nasıl mı? Hiç unutmuyorum Mark Eliyahu’yu ilk duyduğumda içimden geçenleri anlatıyor hatta haykırıyor gibiydi. Gün o gün kendisini tanıdım. Tanıdıkça müziğinin içine daha çok girdim ve aslında bir anlamda kendimi buldum. Fırsat bu fırsat 1 Aralık’ta Zorlu PSM’de vereceği konser öncesinde büyük üstat Eliyahu’yla hem kendisini hem de kişilerde derin izler bırakan müziğini konuştuk. 

Müziklerinizi dinlerken birçok insan Türk müziği olarak dillendiriyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

Her şeyden önce bu söylediğin şey benim için büyük bir iltifat. Çünkü Türk müziğine ve gelişmekte olan müziğinize hayranım. Dilinizi bilmesem de müziğini anlayabiliyorum ve bunu en derinden hissedebiliyorum. Aslında benim müziğimde bir anlamda Türk müziğiyle aynı dili konuşuyor. Bundan dolayı da böyle algılamanız çok normal. 

Söz olmamasına rağmen çalarken bize birçok şey anlatıyor gibisiniz. İnsanlara müziğinizle ne vermek amacındasınız?

Müzik aletimi çalarken hiçbir şey düşünmüyorum. Aklım sadece o an onunla birlikte dans ediyor. Çalarken de müziğimden bir hikâye çıkıyor ama o hikâye bana ait değil! Herkese ait olan bir hikâye! Yani ruhlarımızın hikâyesi ve ben de bu noktada sadece tüneldeyim. 

‘RUHUM MÜZİKLE DANS EDİYOR’

Müziğinizi yaparken nelerden etkileniyorsunuz, yaşanmışlıklarınızın müziğinizde nasıl bir etkisi var?

Müziğim her an ortaya çıkabiliyor. Beklenmedik her an ve her yerde… Duygularım yoğunlaşıyor ve dolu bir bulutun yağmur yağması gibi eserlerimi boşaltıyorum. O anlarda da ruhum müzikle dans etmeye başlıyor. Yaşamın farklı deneyimlerinden dolayı da güzel eserler ortaya çıkıyor. 

Peki dünyadaki müzik ortamında  kendinizi nasıl  konumlandırıyorsunuz?

Müzik yapmayı gerçekten çok seviyorum. Bu benim için bir endüstriye bağlı değil! Müzik, tutkusu içinizde yanan his!  Bu da benim için bir görev. 

Kamançanız sizin için ne anlam ifade ediyor?

Kamançanın sesini ilk duyduğumda çok etkilenmiştim. Sanki daha öncede biliyormuşum gibi hissettim. Mistik bir yaklaşım oldu aramızda.  O andan itibaren benim bir parçam oldu. Kamançanın sesi bana her zaman kutsal hikâyeleri anlatan eski bir ruhun sesi gibi geliyor. Kamançamın sesinin benim sesim olduğunu hissediyorum. O yüzden de bir anlamda kamançayı çalarken kendimi ifade ediyorum. Çünkü çalarken sözlerden daha etkili olduğunu düşünüyorum. 

Türkiye’de ve dünyada hatırı sayılır bir kitleniz mevcut. Onları müziklerinizin dışında nasıl  diri tutmayı sağlıyorsunuz?

Nereden gelirseniz gelin ya da hangi ulustan olursanız olun müziğin doğrudan kalbe gidebilme gücü var. Dolayısıyla müzik insanları birbirine bağlar ve o aşkı yayar. O yüzden müzik dışında yaptığım hiçbir şey yok!