Müzik genlerimizde var

Son yılların en dikkat çeken çellistlerinden biri olan ve dünyaca ünlü salonlarda konserler veren Jamal Aliyev, 5 yaşından beri çello çalıyor. Müzik dolu bir evin içine doğduğunu söyleyen Aliyev, ''Annem Ankara Opera ve Balesi'nde çellist babam ise Bilkent Senfoni Orkestrası'nda keman sanatçısı. Dedem de çellistti. Genetik olarak bu müzik mirasının bir parçası oldum.'' diyor.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

"Dünyanın 30 Yaş Altı En Önde Gelen 30 Müzisyeninden Biri" olarak seçilen ve dünyaca ünlü salonlarda solo performanslar sergileyen Jamal Aliyev, müzik serüvenini Akşam Cumartesi'ye anlattı. Müzisyen bir aileden gelen Aliyev, yeni jenerasyonun hızla yükselen ve en çok aranan isimleri arasında. Bakü'de doğup daha sonra ailesiyle Türkiye'ye yerleşen Aliyev, müzik eğitimine İngiltere'de devam etmiş. Farklı kültürleri görmüş ve yaşamış olmanın müziğini etkilediğini belirten Aliyev, 5 yaşından beri çello çalıyor. 2017'de BBC Proms'ta Londra Royal Albert Hall'da BBC Konser Orkestrası ile BBC radyo ve TV'de ünlü film müziği bestecisi John Williams'ın 85. Doğum Günü sergilediği canlı solo performans ile adından söz ettiren sanatçı, yayınladığı çalışmaları ile müzikseverlerden tam not aldı. Son olarak Başkent Kültür Yolu Festivali Gala Konseri ile sanatseverlerin karşısına çıkan Aliyev, hayalinin dünyanın birçok yerinde sanatseverlerle müziğini paylaşmak olduğunu söylüyor.

AİLEM BENİM İÇİN OKUL GİBİYDİ

Müzikle tanışma hikâyenden bahseder misin?

5 yaşımdan bu yana çello çalıyorum. Müzik ile tanışma hikâyem aslında aileme dayanıyor dedem, annem, babam her biri müzisyen. Annem Ankara Opera ve Balesi'nde çellist babam ise Bilkent Senfoni Orkestrasında keman sanatçısı. Dedem de çellistti. Genetik olarak bu müzik mirasının bir parçası oldum. Dolayısıyla ben müzik dolu bir evin içine doğdum. İki kardeşiz, kardeşim müzik ile hiç ilgilenmedi ama ben çello ile tanıştıktan sonra bir daha kopamadım. İlk öğretmenim dedemdi. Sonrasında konservatuvar ve İngiltere'deki eğitim maceram başladı. 13 yaşımdan beri Londra'da yaşıyordum. Geçen yıl da İstanbul'a yerleştim.

Ailenin müzisyen olduğundan bahsediyorsunuz. Bu senin yolculuğunu nasıl etkiledi? Müzisyen bir aileden geldiğin için mi bu yolu seçtin?

Olumlu etkiledi çünkü her an elleri üzerimde olan ve müziği çok iyi bilen bir ailede büyümek benim için bir okul gibiydi. Küçük yaşlardan itibaren disiplinli çalışmam ve müzik ile vizyonumun gelişmesinde ailemin elbette çok katkısı oldu. Çello repertuvarı örneğin bir piyano kadar geniş değildir. 13 yaşımda İngiltere'ye gittiğimde zaten tüm repertuvarı biliyordum. Erken yaşta çok yol kat ettim. Müzik dışında çok fazla şey düşünme fırsatım olmadı bir dönem futbola merakım olduğunu hatırlıyorum.

Size nasıl tavsiyeleri oldu?

Onlar da klasik müzik eğitimi almış insanlar dolayısıyla tavsiyeleri her zaman çok çalışmam ve disiplinli olmam konusunda olmuştur. Klasik müzikte iyi bir yere gelmek çok fazla fedakârlık gerektiriyor. Yaşıtlarım küçükken dışarda oyun oynarken ben çello çalışırdım. Adanmışlık olmazsa başarı da olmaz.

ÇELLO DUYGULARIMI İFADE EDİYOR

Sizin evdeki ortamlar nasıl olurdu. Birlikte müzik yapar mısınız?

Ufak eşlikler olurdu ama birlikte müzik yapmaktan ziyade genelde herkes kendi çalışmalarını yapardı.

Müzik anlamında nasıl bir eğitimin oldu?

İlk öğretmenim dedemdi sonrasında Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Müzik Hazırlık, İlk ve Ortaokulu'nda okudum. 13 yaşında Yehudi Menuhin okulundan tam burs kazanarak Londra'ya yerleştim. Lisans ve yüksek lisans öğrenimimi Royal College of Music'te de tam burslu olarak tamamladıktan sonra, Guildhall School of Music'te Artist diploma eğitimini ve aynı zamanda Hochschule Für Musik Köln'de doktora eğitimini tamamladım.

Neden çelloyu seçtin? Çello senin gözünde nasıl bir enstrüman?

Çello'nun insan sesine çok yakın olması ve çalarken duygularımı ifade etmemi sağlayan eşsiz tınısı beni küçük yaşlardan bu yana çok etkiledi. Hiç düşünmedim başka bir enstrüman çalar mıydım diye. Çelloya tutku ile bağlıyım.

Çok önemli salonlarda konser vermişsin. İlk büyük sahneni hatırlıyor musun?

Royal Albert Hall'daki Promp konseri, beni en çok heyecanlandıran performanslardan biriydi. John Williams gibi çok önemli bir film müziği bestecisinin 85. doğum günü kutlamasıydı. Radyo ve televizyonda canlı yayınladığı için dünyada milyonlarca insanın izlediği bir konserdi.

PAYLAŞMAK MÜZİĞİN TADINI ARTIRIYOR

Solo performanslarının yanı sıra birlikte müzik yaptığın sanatçılar var. Hangisi daha çok hoşuna gidiyor? Ve müziğini paylaşmak sana ne hissettiriyor?

Her ikisi de güzel aslında. Birlikte müzik yapmak müziğin tadını daha çok çıkarmanızı sağlıyor.

Ece Dağıstan ile yakın zamanlarda birçok projen olmuş. Nedir sizin müziğinizi birleştiren? Bugüne kadar birlikte neler yaptınız ve gelecek yeni projeniz var mı birlikte?

İnsan olarak ve iki müzisyen olarak çok iyi anlaştık. Bunun sonucunda da kısa zaman içerisinde birlikte hayata geçirdiğimiz "Dünya Şarkıları" projesine başlamış olduk. 2022 Ağustos ayında başladık. "Until", "I Met You" "Libertango" "Sultan" "The Snowstorm: Romance" teklilerini yayınladık. Zülfü Livaneli'nin eserlerinden oluşan "Bliss" albümü de dinleyiciler tarafından çok beğenildi.

2021 yılında "Dünyanın 30 Yaş Altı En Önde Gelen 30 Müzisyeninden Biri" olarak seçilmişsin. Bunu öğrendiğinde ne hissettin? Bu başarı tesadüf olmaz... Nasıl bir çalışma şeklin var? Her gün belli saatler çalar mısınız?

Çok mutlu oldum ve elbette gurur duydum. Bu başarının ardında yıllar var. Çello ile ilk tanıştığım zamandan bu yana her gün düzenli olarak çalışmak var. Ben genelde gece çalışmaya başlayıp sabaha kadar çalışırım. Günü farklı yaşıyorum. Gece sakinliğinde dikkatimi dağıtan daha az şey olduğunda müziğe de daha iyi konsantre oluyorum. Herkesin uyuduğu saatler benim günümün başladığı zamanlar. Herkes uyandığında ben uyuyorum.

İNGİLTERE'YE GİTMEK DÖNÜM NOKTAM

Birçok ödül almışsın. Aldığın ödüller seni nasıl etkiledi?

Cesaret ve motivasyon kazandırdı ve daha fazlası için özgüvenimi artırdı. Bu da elbette daha çok isteyerek ve severek çalışmaya devam etmeme neden oluyor. Emeğinizin ve çalışmalarınızın takdir edildiğini görmek yere daha sağlam adımlarla basmamı sağlıyor.

Herkesin hayatında kırılma noktaları vardır. Senin hayatımın dönüm noktasıydı diyebileceğin bir an olay var mı?

13 yaşımda İngiltere'ye gitmem olabilir. Hem iyi bir müzisyen olabilmeme hem de kendi ayakları üzerinde duran bir birey olmama çok yardımcı oldu.

En çok ne çalmayı seviyorsun?

Birçok şarkı var. Zaten yayınladığım şarkılar çalmayı en çok sevdiğim şarkılardan oluşuyor. Bir isim vermek gerekirse "Yiğidim Aslanım" şarkısını çocukluktan beri çok seviyorum o şarkıyı çalmak benim için çok keyifli.

Klasik müziğin içinde olan biri olarak Türkiye'de bu müziğin karşılığı nedir sizce? Klasik müziğin üvey evlat muamelesi gördüğünü düşünüyor musunuz?

Hayır, çünkü popüler müzik şu anda dünyanın birçok yerinde hâkim ama popüler müzik kadar olmasa da Avrupa, Amerika ve İngiltere'de klasik müzik en çok dinlenen müzik türleri arasında. Birçok yerde klasik müzik mutlaka bir şekilde kulağınıza çalınır. Avrupa kültürünün ve çok önemli bestecilerinin olmasının da bunda elbette büyük payı var.

Yeni bir çalışma gelecek mi?

8 Ekim'de Bach İstanbul'da bir performansım olacak. Sonrasında ENKA Sanat'ta Dünya Şarkıları projemiz ile sahnede olacağız. Yeni konserler ve projeler netleştikçe de sosyal medyamda paylaşıyorum. Hayalim dünyanın birçok yerinde müziğimi paylaşmaya devam etmek istiyorum.

İKİ DÜNYA ARASINDA KÖPRÜ KURMAK İSTİYORUM

Farklı kültürler görüyorsun. Azerbaycan'da doğup Türkiye'de büyümüşsün ama yurt dışı ile birçok bağlantın var... Farklı kültürler senin müziğini nasıl besliyor?

Farklı kültürlerden beslendiğim doğru. Londra müziğin başkentlerinden biri ve klasik müzik dünyasında çok önemli. Sadece öğrenci olmak değil aslında birçok önemli ismi canlı canlı dinlemek ve master classlara katılmak ve orada yaşamak müzik ile ilgili vizyonumu geliştirdi. Müzik bilgimi Batı kültürü ile sentezleyerek iki dünya arasında bir sanat köprüsü kurmayı amaçlıyorum. Zaten çaldığım eserlere bakarsanız sadece klasik olmadığını da görürsünüz. Libertango, Sultan gibi hem Türk hem de yabancı repertuvardan birçok şarkıyı çello piyano düzenlemesi ile kaydediyoruz. Bliss adında Zülfü Livaneli şarkılarından oluşan bir albüm de yayınladık. Ece Dağıstan ile yaptığımız Dünya Şarkıları projemizde kapsamında bu eserleri de dinleyebilirsiniz.

Yurt dışında tanınan bir sanatçı olarak kendi öz müziğini onlara anlatmak gibi bir misyonun var mı?

Bir misyon gibi olmasa da çelloya yakıştırdığım ve önce dinlemekten keyif aldığım eserleri kaydedip dijital platformlarda dinleyici ile paylaşıyorum. Klasik müziği zaten değiştiremezsiniz ama klasik müzik dışındaki projelerde farklı birçok eseri yorumluyorum.

Jamal Aliyev, bu yıl dünyaca ünlü şef Howard Griffi ths'in yönetiminde ORF Viyana Radyo Senfoni Orkestrası eşliğinde besteci Georg Goltermann'ın eserlerinin yer aldığı bir albüm kaydetti.