Müziğimiz Filistin davamızın aynasıdır

''Müziğimiz kim olduğumuzu gösteriyor. Hikâyemizi doğru dürüst anlatmanın en iyi yolu bu aslında. Müziğimiz davamızın aynasıdır'' diyen Filistin müziğini dünyaya tanıtan ud üçlüsü Le Trio Joubran, dün İstanbul'da konser verdi. 'Filistin'e destek vermek için Müslüman olmaya gerek yok' diyen sanatçılar, uluslararası topluma destek olmaları, farkındalık yaratmaları ve gerçeği yaymaları için çağrıda bulundu.

MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr

Filistin müziğini dünyaya tanıtan ud üçlüsü Le Trio Joubran, dün akşam Maslak TIM Show Center'da Epifoni organizasyonuyla müzikseverlerle buluştu. Filistinli Samir, Wissam ve Adnan Joubran kardeşlerden oluşan Le Trio Joubran, İstanbul konserinin gelirini Filistin'de tedavi bekleyen yaralılara bağışlayacağını açıkladı.

Filistin barış elçisi olan ud üçlüsü, bugüne kadar yayınladığı 8 stüdyo albüm ile tüm dünyada büyük saygı ve beğeniyle takip ediliyor. Dünya basınında haklarında çıkan övgü dolu yazılarla tanınan Joubran kardeşler, enstrümanlarını tek bir ses gibi büyüleyici biçimde çalıyor. Ud ve Arap lavtasının en büyük virtüözlerinden olarak gösterilen Joubran kardeşler enstrümanlarını kendi ruhlarının sesi ve bedenlerinin çarpan kalbi olarak ifade ediyor. Paris Olympia'dan New York Carnegie Hall'a uzanan farklı konser salonlarında binlerce kişiye konser veren sanatçılara İstanbul'daki bu özel konserlerine çıkmadan önce müzikle Filistin davasına nasıl hizmet ettiklerini ve İsrail'in Gazze'de 40 gündür devam ettirdiği soykırımı sorduk.

UD BİZDEN ÖNCEDE VARDI

Ne zamandır müzikle ilgileniyorsunuz? Udu seçmenizin bir nedeni var mı?

Sanatçı bir aileden geliyoruz. Dört kuşaktır müzisyen ve ud yapımcısıyız. Bu enstrümana ve kültürümüze doğal bir bağlılığımız var. Herhangi bir yaşta müzikten uzak kaldığımızı veya udu ne zaman tanıdığımızı hatırlamıyoruz. Ud bizden önce de oradaydı ve zamanla bizim de kendimizi ifade etme yolumuz oldu.

Ud çalmak size ne hissettiriyor?

Müzik genel olarak bir şifacıdır. Biz bugün udlarımızla bir hikâye anlatmaya; duygularımızı, korkularımızı, umutlarımızı ve düşüncelerimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Bu aslında bir görev gibi. Ud, çok zengin bir enstrüman ve insan sesine çok yakın. Onu tutuş şeklimiz de duyguların titreşim ve frekanslar yoluyla aktarılmasında onu eşsiz kılıyor. Vücudumuzun ve kendi sesimizin bir parçası haline geldi.

Nasıl bir müzik icra ediyorsunuz?

Biz özellikle geleneksel Filistin müziği çalmıyoruz. Geleneklerimize, hikâyemize, nereden geldiğimize ve neden burada olduğumuza derin bir saygı duyan modern besteler yapıyoruz.

HİKÂYEMİZ MELODİLERİMİZİN MERKEZİNDE

Müziğinizi Filistin davasını dünyaya açıklamanın bir yolu olarak görüyor musunuz?

Müzik film gibidir, bir hikâye anlatabilirsiniz. Bizim hikâyemiz ne yazık ki her gün değişiyor ve hayatımızın ve melodilerimizin merkezi haline geliyor. Müziğimiz kim olduğumuzu gösteriyor. Hikâyemizi doğru ve dürüst anlatmanın en iyi yolu bu aslında. Müziğimiz davamızın aynasıdır. Bazı müzisyenler şarkı sözlerine anlam katmak için hikâyemizi benimsiyor. Hayal kurmak, daha iyi bir hayata bakmak için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.

Filistin'de mi doğdunuz? Filistin'de doğup büyümek hayatınızda nasıl izler bıraktı?

Filistin'in kuzeyinde doğduk. Şimdi kariyerimiz ve işimiz nedeniyle Avrupa'da yaşıyoruz. İsrail zulmü bizi üç nesilden beri şekillendirdi. Nakba'nın (Nekbe) hikâyelerini büyükbabalarımızdan duyduk. Bu günlerde ise daha zor bir duruma ve daha acımasız bir soykırıma tanık oluyoruz. Filistin'de veya sürgünde olsun Filistinlilerle aynı acıyı paylaşıyoruz.

MÜZİSYENLERE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR

Gazze'de İsrail tarafından soykırım uygulanıyor ve başta çocuklar olmak üzere masum insanlar ölüyor. Birçok ülkede büyük kitlesel eylemler yapılıyor. Siz nasıl tepkiler veriyorsunuz olanlara?

Birçok mitinge katıldık ve bağırdık. Beste yapmaya çalıştık. Duygularımızı ifade etmek için en iyi yerin sahne olduğuna inanıyoruz. Ve bugün bu sahneyi kullanmak ve Filistin'den bahsetmek ve herkesin duyması gereken kültürü ve hikâyeyi paylaşmak için tüm müzisyenlere her zamankinden daha fazla sorumluluk düşüyor.

Bazı ülkeler Filistin'e destek veren sanatçıların konserlerini iptal ediyor. Böyle bir şey yaşadınız mı?

Filistinli olduğumuz için konserlerimizi iptal eden ülkeler olmadı. Filistin'i desteklemek için Türkiye'de dört konser vereceğiz. Bazı ülkelerde hükümetler halklarıyla aynı görüşleri paylaşıyor Filistin konusunda. Ancak kimi ülkelerde de hükümetler halklarını temsil etmiyor. Bizim amacımız insanlar için çalmak.

Bugüne kadar Türkiye'de çok kez konser verdiniz. Ancak bu kez biraz farklı sanırım. Bu konserin sizin için özel bir anlamı var mı?

Filistin Kızılay Derneği ile iş birliği içindeyiz, bu konserin farkındalık ve Gazze'ye yardım için önemli bir fırsat olduğuna inanıyoruz.

İNSANLIK TEHLİKE ALTINDA

Gazze halkı için buradan dünyaya bir çağrınız var mı?

İnsanlık tarihi içinde çok yoğun bir döneme tanıklık ediyoruz. İnsanlık tehlikede, içimizi dinlemenin zamanı geldi. Nezaket zayıflık değildir, destek utanç verici değildir. Filistinlilere yardım etmek için kimsenin Müslüman olmasına gerek yok. Masum çocuklara, anne ve babalarına yardım etmek için kimsenin Filistinli olmasına da gerek yok. Toprakların, kültürün ve bu kutsal dini mekânın koruyucusu olmalarına rağmen Gazze'de ve Batı Şeria'da işgal altındaki toprakların içinde ya da dışında, Filistin halkının hepsi tehlikede ve hepsi tehdit altında. Uluslararası topluma destek olmaları, farkındalık yaratmaları ve gerçeği yaymaları için çağrıda bulunuyoruz.