2016 Eurovision Şarkı Yarışması’nda ‘1944’ adlı şarkısıyla Ukrayna’ya birincilik getiren Jamala, 17 Ağustos’ta Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Türkiye’deki ilk solo konserini verecek. Jamala, 2003 Eurovision birincisi Sertab Erener’le de düet yapacak. Konser öncesinde konuştuğumuz Ukraynalı şarkıcı, “Müziği dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum” diyor.
Jamala (Cemile) adını dünyaya 2016 Eurovision Şarkı Yarışması’ duyurdu. Yarışmada Ukrayna’ya birincilik getiren ‘1944’ü seslendiren bu Kırım Tatar kızına herkes hayran oldu. Şarkısında büyükannesinin ve Kırım Tatarlarının sürgün hikâyesini anlatıyordu Jamala. Türkçe nakaratında ‘Yaşlığıma toyalmadım, Men bu yerde yaşalmadım’ sözlerinin yer aldığı parça gerçek bir trajediyi anlattığı için herkesi çok etkilemişti. Bizler adını 2016’da duyduk ama o müziğe çok küçük yaşlarda Kırım Tatar ve çocuk şarkıları söyleyerek başladı. İlk profesyonel kaydını 9 yaşında yaptı. Şu ana kadar kariyerine 4 albüm sığdıran şarkıcı ve besteci, başarılı müzik kariyerinin yanı sıra tarihsel drama türündeki ‘The Guide’ ve Belçikalı yönetmen Olias Barco’nun yönettiği ‘Polina’ filminde de oyunculuk yeteneğini gözler önüne serdi. Türkiye’deki ilk solo konserini 17 Ağustos’ta Turkcell Yıldızlı Geceler kapsamında Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda verecek olan Jamala, konser öncesinde sorularımızı yanıtladı. Konserde 2003 Eurovision birincisi Sertap Erener’le düet yapacağını ve Volkan Konak’ın ‘Yarim Yarim’ şarkısını da seslendireceğini söyleyen Jamala’nın başka sürprizleri de olacak. 2016 Eurovision Şarkı Yarışması’ndan sonra, sadece kendi ülkenizde değil Avrupa’da da tanınıyorsunuz.
‘1944’ POLİTİK DEĞİL, KİŞİSEL
1944 sadece Eurovision’da Ukraynaya birincilik getiren bir şarkı değil aynı zamanda o dönemde yaşanan bir sürgün hikâyesi. Bu şarkıyı yazarken nelerden etkilendiniz?
Bu şarkı benim için çok önemli. Aslında tamamen kişisel… Büyük büyükannem bunlara katlanmak zorundaydı çünkü çocukları vardı. Şükürler olsun büyükbabam o korkunç tren yolculuğundan sağ çıktı ve ben bugün burada olabiliyorum! Tren durduğunda o zavallı insanlar sonunda kâbusun bittiğini sandılar fakat öyle olmadı. Özbekistan’a getirildiler. Ne paraları vardı ne yaşayacak yerleri ne de işleri… Yerli halk bile onları dışladı. Gerçek bir hayatta kalma mücadelesiydi.
‘1944’ şarkısıyla ilgili politik yorumlar da yapıldı. Bu yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şarkımı politik beyan olarak addetmeye çalışanlara katılmıyorum. ‘Schindler’in Listesi’ politik bir film miydi? Bu daha ziyade tarihi hafızayla ilgili. Sadece insanların hatırlamasını ve düşünmesini istedim. Bunun hiçbir politik tarafı yok.
SU BİRİKİNTİSİNDE BİLE YÜZERİM
Eurovision’dan sonra konser programı ve röportajlarınız yoğun. Böyle bir tempoda kendinizi nasıl motive ediyorsunuz? İlham kaynağınız ne?
Biraz tuhaf gelebilir ama her şeyden ilham alıyorum. Hayatı insanları, sosyalleşmeyi, gezmeyi, kitapları ve sinemayı seviyorum. Suyu çok seviyorum. Beni sakinleştirip iyileştiriyor. Eğer suyun yakınlarında bir yerlerdeysem her zaman yüzmeye giderim. Arkadaşlarım her su birikintisinde yüzebileceğime dair espriler yapıyor.
Birçok ödül aldınız. Sizin için ödüller ne ifade ediyor?
Benim için ödüller çok önemli değil. Ödül almak güzel ama dinleyicilerin sizi sevmesi ve tanıması çok daha değerli… Ancak En İyi Albüm ve En İyi Sanatçı dâhil olmak üzere YUNA (Ukrayna’nın ana müzik ödülü) ödüllerini aldığımda çok etkilenmiştim. Benim için önemli başka bir ödül de Türk müziğinin gelişimine olan katkımdan ötürü 2014’te İstanbul’da aldığım Kızıl Elma Ödülü.
Şarkı söylemekten başka yapmayı düşündüğünüz projeler var mı?
Müziği dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum Ama güzel bir dram filminde de başrol oynamak isterdim.
TÜRKİYE’NİN HER ŞEYİNİ SEVİYORUM
Daha önce de Türkiye’de birçok kez bulundunuz ama ilk kez solo konser için ülkemize geliyorsunuz. Türkiye ile nasıl bir bağınız var? Türk dinleyicilerinize neler söylemek istersiniz?
Türkiye’ye bayılıyorum! Kesinlikle her şeyini seviyorum. Atmosferini, insanlarını, mimarisini, mutfağını… Kız kardeşim eşi ve çocuklarıyla burada yaşıyor ve ben de onları olabildiğince sık ziyaret etmeye çalışıyorum. Her geldiğimde bana birbirinden güzel yeni yerler gösteriyorlar. Harika bir ülke! Herkesi konsere bekliyorum. Sertab Erener ile de düet yapacağımız muhteşem bir konser olacak. Repertuvarıma Türkçe şarkılar da aldım. Volkan Konak’tan ‘Yârim Yârim’ şarkısını söyleyeceğim. Diğerleri de sürpriz olsun (gülüyor).