YELİZ COŞKUN / yeliz.coskun@aksam.com.tr
Mustafa Bey, sizi MasterChef Türkiye yarışmasıyla tanıdık. İlk bölümde jürideki şefleri de ağlatan hikâyeniz hepimizin yüreğine dokundu. Biz sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
1969 Elazığ doğumluyum. Hava astsubaylık okulunu kazanarak İzmir’e gittim ve bir yıl eğitimin ardından 1987’de Astsubay Çavuş rütbesiyle Balıkesir’e atanarak göreve başladım. 25 yıl ordumuza hizmet ettikten sonra 2010 yılında emekli oldum.
Yayında eşinizi anlatırken gözleriniz dolmuştu. Eşinizle nasıl ve ne zaman tanışmıştınız? Nasıl bir evliliğiniz vardı?
Eşimle görücü usulü evlendim. Doğal olarak ilk yıllarda birtakım sorunlarımız olsa da birbirimizi tanıdıkça bu sorunların üstesinden birlikte geldik. Çocuklar olunca birbirimize daha çok kenetlendik. Dünyaya yine gelsem yine eşimle evlenmek isterim.
İKİ KEZ KANSERE YAKALANDI
‘Yemek yapmaya eşimi kaybettikten sonra başladım’ dediniz. Eşinizin hastalığını ne zaman öğrendiniz, neydi hastalığı? O süreçte neler yaşadınız?
2009 yılında eşimin beyninde iyi huylu bir tümör olduğunu öğrendik. O sıralar Dalaman’da görev yapıyordum. Eşim İzmir’de beyin ameliyatı geçirdi ve arkasından ışın tedavisine başladı. Her şey yolunda gidiyordu. Bir yıl sonra eşimin tamamen iyileştiğini ve kullandığı ilaçlara artık gerek kalmadığını öğrenince çok sevinmiştik. Fakat bu sevincimiz uzun sürmedi. 2011 yılında eşimin karnında bir şişlik oluşmaya başladı. Bu kez eşimin yumurtalık kanseri olduğunu öğrendik. Tekrardan bir ameliyat oldu ve sonrasında kemoterapi başladı. O sıralar büyük kızım Fırat Üniversitesi’nde eğitimine devam ediyordu. Küçük kızım ise lisede okuyordu. Bunun üzerine mutfağa girmemin vaktinin geldiğini düşündüm. Dalaman Halk Eğitim Merkezi’nde açılan aşçılık kursuna yazıldım. İki yıl gibi uzun bir süre kursa gittim. Eşimin rahatsızlığı 7 yıl sürdü. Bu 7 yılda 6 büyük ameliyat geçirdi ve defalarca kemoterapi aldı. 8 yıl mücadele ettik. Şubat 2018’de maalesef kaybettik.
Mustafa Başgöz ile eşi görücü usulü tanışıp, evlendiler. Başgöz, yarışmanın 8. grubunda yer aldı ve üst tura çıkamadan elendi.
‘SENİ ALMAZLAR’ DEMİŞTİ
MasterChef’i birlikte izlerken aranızdaki diyaloglar nasıldı? Eğleniyor muydunuz?
Eşim Acun Medya’nın yarışmalarını çok severdi. Survivor, O Ses Türkiye ve MasterChef programlarını sürekli izlerdi. O dönemde eşimin ağrıları çoğalmıştı. Bu yüzden kendi odasına çekilip yalnız kalmak isterdi. Fakat MasterChef başladığı zaman salona gelerek büyük bir heyecanla bu programları izler ve ağrısını unuturdu. Bu benim çok dikkatimi çekmişti. MasterChef’in ilk sezonunu birlikte izledik. Bir gün birlikte izlerken “Hanım ben de MasterChef’e katılayım mı?” dediğimde, “Akıllım hiç seni oraya alırlar mı?” demişti. Eşim hep, “Sen Survivor’u başarabilirsin ama yemek konusunda bir şey diyemiyorum. Çünkü çok yetenekli gençler oluyor yarışmada” derdi.
Eşiniz yemeklerinizi beğeniyor muydu? En sevdiği yemeğiniz hangisiydi?
Eşim sağlığında benim mutfağa girmeme izin vermezdi. Ama hastalığından dolayı giremeyince artık benim girmeme ses çıkarmıyordu. İlk zamanlar yaptığım yemekleri beğenmiyordu ama belli bir süre sonra beğenmeye başladı. En sevdiği yemeğim bulgur pilavıydı.
Somer Şef, Başgöz’ü ilk dinlediğinde gözyaşlarını tutamamıştı.
ŞEFLER ACIMI HİSSETTİLER
Şeflerin karşısına çıktığınızda hangi yemeği yapmıştınız? Sizin için bir anlamı var mıydı o yemeğin?
Şeflerin karşısına çıktığımda CEPELINE diye bir Litvanya yemeği yapmıştım. Litvanya’da öğrenmiştim bu yemeği. Benim için çok bir anlamı yok ama severek yapıp yediğim bir tarif ve değişik olur diye yapmıştım.
Şefler hikâyenizi dinlediğinde ağladılar. Neler hissettiniz?
O an ben de çok duygulanmıştım. Tamamen duygusal bir ortam oluştu. Ben şeflerimizin her şeyden önce çok iyi insanlar olduğunu hissettim ki kesinlikle öyleler. Kendileri de acımı kalplerinde hissetmişlerdi. Onlara bir kez daha teşekkür ediyorum.
KIZLARIM BENİ HEP DESTEKLEDİ
Musfata Başgöz, ‘Eşimin emanetleri’ dediği iki kızıyla birlikte. YEMEK YAPMAK MUTLULUK Eşinizin mirası olan iki kızınız var.. Eşinizin vefatının ardından onlar için yemek yaptığınızı söylediniz. Nasıl bir duygu? Eşimin bana emanet ettiği iki prensesim var. Yoğun bakımda yattığı son günlerinde yanına gitmiştim. Artık konuşamıyordu fakat minik göz işaretleriyle bana “Ben gidiciyim. Kızlarıma çok iyi bak” dedi. Onun vasiyetini yerine getiriyorum şimdi. Küçük kızım Konya’da okuduğu için sadece büyük kızımla yaşıyorum. Kendisi araştırma görevlisi ve doktora yapıyor. Bu yüzden akşamları geldiğinde yemeği hazır oluyor. Bu durum beni çok mutlu ediyor. Yemek yapmanın sizin için önemi nedir? Yemek yapmak benim için artık büyük zevk. Yeni teknikler öğrenip kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bu da beni mutlu ediyor. Bence her Türk erkeği mutfağa girmeli ve annelerinin eksikliğini evlatlarına hissettirmemeliler.