Mimarlığı çiftçilikle birleştirdi

Mimar Esra Eren, çiftçiliğe yeni bir boyut getirdi. Çocukları için zeytin yetiştirmek amacıyla bir arazi satın alan Eren, zeytin ve zeytinyağının yanı sıra, budanan ağaçların atıklarını da çöp olarak görmedi. Zeytin ağaçlarının dalları usta tasarımcıların elinde birer aksesuara dönüşürken ortaya çıkan ürünler yurtdışında büyük rağbet gördü

ZEKİ GÜMÜŞ / zeki.gumus@aksam.com.tr

Hani hep denir ya ‘girişimci olmak lazım’ diye… Mimar Esra Eren bunu başaranlardan. Eren, Kendi tarlasından yetişen zeytinleri kurduğu tesisle zeytinyağına çevirdi ve uluslararası alanda birçok ödülün de sahibi olmuş. Gelin hikâyenin devamını kendisinden dinleyelim... 

Mimarsınız aynı zamanda zeytin üreticisisiniz, mimarlıkla zeytin ağacını birleştirme fikri nasıl ortaya çıktı?

Evet, mimarım, zeytincilik şu anda aktif olarak mesleğim haline geldi. Çocuklarıma sağlıklı zeytin ve zeytinyağı tükettirmek için aslında oluştu bu fikir. Sonrasında araştırma yaptım. Avrupa’da bu alanda eğitimler aldım. 9 yıl önce de kendi arazimde zeytin yetiştirmeye başladım. Erken hasat zeytinleri sıkarak yağ haline getirdim ve bunları Delice By E markasıyla ağırlıklı olarak yurt içine az da olsa dış piyasaya sundum. 

Zeytin ağaçlarından aksesuar yapma düşüncesi nasıl oluştu?

Zeytin ağaçları her yıl budanıyor, yaşlı ve kuru dallar kesilerek yeni dalların gelişmesi sağlanıyor. Ancak kesilen ağaç dalları hep yakılıyordu. Ben ‘Neden yok olsunlar ki’ dedim. Ağaçları kesildikten sonra da yaşatmak yıllarca verdikleri ürünün karşılığında bir teşekkür olabilirdi. Araştırmasını yapmaya başladım. Tuzlu suda bekletilen ağacın sonrasında esnemediğini öğrendim. Sanatçı bir arkadaşımla görüştüm ve ortaya harika aksesuvarlar çıktı.

Ne bu aksesuvarlar?

Servis tahtası, kase, kaşık, zeytin tabağı, zeytinyağı şişesi kabı gibi her biri özel tasarlanmış ürünler. Yani kahvaltımızın vazgeçilmezlerinden olan zeytin, aslında ağacıyla da masadaki yerini alıyor. Zaman içinde yenilerini de ekleyeceğiz bu aksesuvarlara.

Talep var mı peki bu aksesuarlara?

Yurt içinden ve özellikle yurt dışından talep var. Berlin’de bir fotoğrafçı benim ürünlerimi kullanıyor. Gıda çekimlerinde bu aksesuarların fotoğrafa ayrı bir güzellik kattığını söylüyor. O çekimler öncesi istediği boyutları bize söylüyor ve biz de ona göre üretim yapıyoruz.  Bizim aksesuvarlarımız seri üretim değil.