MERVE YILMAZ ORUÇ / merve.oruc@aksam.com.tr
Türkiye Yüzyılı birçok yerli ve milli üretimle taçlanıyor. Uzun zamandır benimsenen Milli Teknoloji Hamlesi ile yıllardır beklenen birçok hayal gerçek oldu. Vecihi Hürkuş'un Hürkuş'u artık göklerde.
Yine Türkiye'nin ilk göz ağrısı Devrim arabası ile yarım kalan 60 yıllık hayal bugün TOGG ile gerçekleşti. Türkiye'nin yerli elektrikli otomobili TOGG artık yollarda, her an karşınıza çıkabilir.
Türkiye'nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü tarafından tasarlanıp geliştirilen ve yüksek çözünürlüklü görüntü sağlamak üzere Türkiye'de üretilen İMECE uydusu, Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Karadeniz Doğalgazı, Konya'nın Karapınar ilçesinde kurulan Avrupa'nın en büyük Karapınar Güneş Enerjisi Santrali (GES) de ülkemizin gücüne güç katan adımlar olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı.
Türkiye, 5 yıl, 10 yıl, hatta 15 yıl önce diktiği fidanların meyvelerini bugün topluyor. "Yapamazsınız, başaramazsınız" diyenlere inat kararlılık, azim ve büyük bir inanmışlıkla kat edilen bu yol ve yapılanlar güçlü Türkiye'nin, yeni Türkiye'nin ayak sesinden başka bir şey değil. Dünyanın her yerinden takip edilen bu gelişmeler düşmana korku dosta ise güven veriyor. Savunma sanayi, elektrik, gaz, teknoloji alanında tam bağımsızlık yolunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye'nin bu üretimleri toplumda ve sanat dünyasında nasıl karşılık buluyor? "Türkiye'de yaşayan bir vatandaş olarak atılan bu milli ve yerli adımları nasıl değerlendiriyorsunuz?" diye biz sorduk. Oyuncu Ali Nuri Türkoğlu, teknoloji editörü Hakkı Alkan, sanatçı Aylin Şengün Taşçı, yapımcı Murat Kaya, piyanist Tuluyhan Uğurlu, gazeteci Nedim Şener, mimar ve sanatçı Melek Zeynep ile yapımcı Ferhat Eşsiz cevapladı.
GAZETECİ NEDİM ŞENER: "SU AKAR TÜRK YAPAR"
Bizlerin gençliği hayal kırıklıkları ile geçti, bugünkü gençler ise hayallerini umuda çevirmiş geleceği inşa ediyor. Yıllar önce aynı kulvarda yarışa başladığımız ülkeler sanayi ve ekonomide önümüze geçerken, başta otomotiv olmak üzere kendi markalarını yaratırken bize "Su akar Türk bakar" ya da en kötüsü, "Bizden adam olmaz" sözlerini ezberlettiler. Ve bunu da bizden olan sözüm ona ülkeyi yönetenlere yaptırdılar. Sadece "Devrim otomobili" bu konuda kitaplara konu olacak cinsten, oluyor da zaten. 1961 yılı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'na yetiştirilmek üzere 4.5 ayda geceli gündüzlü çalışan 20 genç mühendis Devrim adı verilen otomobili üretmeyi başardı. Otomobilin yapılmasını isteyen 27 Mayıs darbesinin başındaki Cemal Gürsel TBMM'nin önüne getirilen iki Devrim otomobilinden birine binip, benzini bittiği gerekçesiyle 100 metre sonra stop ettiğinde, "Garp kafasıyla otomobil yaptık şark kafasıyla benzin koymayı unuttunuz" diyerek sadece emekleri değil hayalleri ve umudu da çöpe attı. Oysa Gürsel benzini biten araçtan inip TBMM önündeki diğer Devrim otomobiline binip Cumhuriyet Bayramı törenlerine katılmıştı. Ama başarılı olan kısmını gören olmadı. Devrim otomobilleri kusursuz gidenle değil, benzini biten kısmıyla anlatıldı. Cemal Gürsel kendi istediği projesini bile savunamadı. Türkiye'de öyle bir siyaset, bürokrasi ve basın vardı ki, darbe yaparken alkışlıyorlar ama yerli otomobil yapmanıza bile izin vermiyorlardı. "Devrim Otomobilleri" 60'lardan sonraki kuşakların hayal kırıklığı ve umutsuzluğu oldu. Ondan önceki kuşak da "Asılırsan İngiliz sicimiyle asıl" denilerek aşağılanmıştı. İşte TOGG o hayal kırıklıklarının o genç mühendislerin intikamı, işte Anka'larımız, savaş uçağımız KAAN, Bayraktar'ların İHA'ları, SİHA'ları Vecihi Hürkuş'un, Nuri Demirağ'ın intikamı, yerli ve milli roket ve füzelerimiz Şakir Zümre'nin, yerli ve milli tüfek ve tabancalarımız Nuri Killigil'in intikamı, TCG Anadolu savaş gemimiz hayatını bu yolda vermiş kahramanların intikamı. Bugünün gençleri tüm bunlara bakarken sadece dünya ile rekabet eden otomobil, gemi, silah, uçak, roket görüyor olabilir. Hayır o baktıkları ve hepimizin gördüğü, öğretilmiş çaresizlikten kurtulan bir milletin hayal kırıklıklarını umuda dönüştüğü eserlerdir. Asıl önemlisi, "Biz yapabiliriz" fikrinin yerleşmesidir. Yani "Su akar Türk yapar". Geçmişte olduğu gibi birileri gelecekte de engel çıkaracaktır ama yeni nesiller hiç vazgeçmeden geleceği de o eserlerin açtığı yolda kuracak.
OYUNCU ALİ NURİ TÜRKOĞLU: TÜRKİYE YÜZYILI'NA İNANIYORUM
Bir irade gerekiyordu bütün bunları yapmak için, Türkiye'nin genç beyinlerini üretken tecrübeliler ile bir araya getirecek bir güven ortamı, bir motivasyon gerekiyordu. Bu anlamda irade ortaya koyulduğu için son derece memnunum. Türkiye büyük devlet olmanın gereğini yerine getiriyor. Tüm engellemelere, vaktiyle konan tüm takoz ve örülen duvarlara rağmen Milli Teknoloji Hamlesi'ni gerçekleştiriyor. Otomobil apayrı bir övünç vesilesi. Ülkenin en güçlü iş adamlarının inanmadığı yerde başka başka 'babayiğitler' bulan bir babayiğidin işi bu markamız. İHA, SİHA, Kızılelma, TCG Anadolu ilk etapta bildiklerimiz. Dünyanın en büyük insansız hava aracı ihracatçısı olmak ne demektir? Kim bilir neler gelecek ardından merakla ve gururla izliyorum. Bunlar en az 100 yıllık hayaller. Savunma sanayi güçlü Türkiye'nin dosta güven düşmana korku vermesi bizim de koltuklarımızı kabartıyor. Bunlarla gurur duymayanları görmezden gelmeli, yola devam etmeli, daha da güç vermeliyiz. Kutuplardan uzaya, sınırsız denizlerimize kadar hareket kabiliyeti olan bir Türkiye var artık. Bir Türk vatandaşının gözleri dolmuyor bununla gururlanmıyorsa büyük bir sorunu var demektir. Dileriz ki bu milli hamleleri göğsünün üzerinde taşıyacak hale gelsinler. Başta bu iradeyi koyan bir liderin olması gerektiğini, irade sahibi, güç sahibi olmadan bunların yapılamayacağı gerçeğini bilmelerinin vakti geldi de geçiyor. 15 Mayıs'tan sonra Türkiye depremle başlayan yaralarını çok daha hızla saracak, yoluna emin adımlarla devam edecektir. Konuşanlar ve yapanlar karşıtlığı hiç değişmez. İdeolojik körlüğe sahip olanlar yapılanları parti aidiyeti üzerinden değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti aidiyeti üzerinden değerlendirsinler. Bu vesileyle irade koyan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve değerli çalışma arkadaşlarının başarılarının daim olmasını dilerim. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Tüm dünyanın gözü dost yahut düşman bakışla Türkiye'nin üzerinde iken bunun milli bir mesele olup olmadığını gerçekten anlamak istiyorlarsa dış basını daha çok okumalarını tavsiye ederim. Böylece birileri dua ederken birileri nasıl diş biliyor, nasıl düşmanlık ediyor daha net görebilirler. Türkiye güçlü bir devlet olarak doğru yoldadır. Medya zehirlenmesi yaşamadan analitik bir akılla meselelere bakarsak bu gerçeği daha net görürüz. Ben Türkiye Yüzyılı'na inananlardanım. Elimden geldiğince dilimin döndüğünce yaptığımız işlerle buna katkı vermeye çalışanlardanım. Vatanımı, bayrağımı, ezanımı, değerlerimi, insanımı çok seviyorum.
TEKNOLOJİ EDİTÖRÜ HAKKI ALKAN: MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ'NE SIKI SIKI BAĞLANMALI
Savunma sanayiinde dışa bağımlı bir ülkenin, tam bağımsızlığından söz edilemez. Bugün Rusya'ya, İran'a ve Çin'e uygulanan yaptırımların yarın Türkiye'ye uygulanmayacağının garantisini kimse veremez. O nedenle kendine yeten bir ülke olmak için Milli Teknoloji Hamlesi'ne sıkı sıkı bağlanmalı ve çok çalışmalıyız. Güçlü Türkiye için güçlü ordu, güçlü ordu için ise yerli ve milli teknolojiler gerekiyor. Teknofest'in ilk yılını hatırlıyorum. O günlerden bugüne gelinen noktayı hayal etmek bile zordu ama bu vizyona yürekten inanan kahramanlar sayesinde başardık. Elde ettiğimiz teknolojiler, sadece ülkemizin değil, NATO ülkesi olan birçok devletin de ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu, inanılmaz bir başarı. Bugünün değil, geleceğin teknolojilerine hazır olmak için en büyük kaynak, yetişmiş insan gücü. Neredeyse her hafta yeni bir sürprizle çığır açan teknolojilerimiz duyuruluyor. Bu yoğunluğun sebebi, Teknofest gibi etkinlikler sayesinde bu alana yönlendirilen gençlerin artık yetişmiş olması. Mühendislerimiz sayesinde, onlarca yıl sürecek geliştirmeler, aylara indirilmiş durumda. Bu zamana kadar gördüklerimizin kat kat fazlasını görmeye hazır olmalıyız. Yeter ki, Milli Teknoloji Hamlesi'ne sahip çıkalım. Bu yolda devam edersek, dostuna güven veren, düşmanını korkutan bir ülke olmanın yanı sıra, savunma sanayindeki ürünleri ihraç ederek hem ekonomisine hem de stratejik konumuna ciddi katkılar sağlayan bir "marka ülke" konumuna doğru hızla yol alacağız.
SANATÇI AYLİN ŞENGÜN TAŞÇI: BU PROJELERİ DESTEKLEMEK VATANDAŞLIK GÖREVİ
Milli Teknoloji Hamlesi ve savunma sanayi alanındaki çalışmaların Türkiye için çok önemli olduğunu düşünüyorum. TOGG, TCG Anadolu, Kızılelma, Akıncı gibi projeler Türkiye'nin teknolojik gelişimine büyük katkı sağlayacak, ülkemizin ekonomik ve askeri gücünü artıracaktır. Dolayısıyla bu projelerin geliştirilmesi, ülkemizin geleceği için büyük anlam ifade ediyor. Çünkü yüksek teknolojili ürünlerin yerli üretimi Türkiye'nin ithalat bağımlılığını ortadan kaldıracak, buna bağlı olarak dış ticaret açığını düşürecek. Milli savunma sanayiinde üretilen ürünler askeri gücümüzü daha çok arttıracak, ordumuzun savunma kabiliyetini geliştirecek. Öte yandan bu projeler Türkiye'nin teknolojik yönden gelişmiş ülkeler arasında anılmasını sağlayacak. Böylece yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi artacak. Daha önemlisi Türkiye'nin teknolojik açıdan gelişmiş bir ülke olarak yerini sağlamlaştırması yaşam standardımızı yükseltecek. Bu milli projelerin başarılı bir şekilde tamamlanması için elimizden gelen her şeyi yapmak zorundayız. Bu konularda geceyi gündüze katarak canla başla çalışanların önünde saygıyla eğiliyorum. Bu projelerin Türkiye'ye faydaları konusunda farkındalık yaratmak ve desteklemek ise her birimizin vatandaşlık sorumluluğudur. Ben de bu projelerin başarısı için duacıyım ve çalışmalara yürekten, gururla destek veriyorum. Türkiye'nin geleceğine inancım sonsuz!
YAPIMCI MURAT KAYA: GELECEĞE UMUTLA BAKMAMIZA VESİLE OLDU
Uzun süredir devam eden Milli Teknoloji Hamlesi ülkemizin geleceği açısından çok önemli ve stratejik bir konuma yerleşti. Vatandaş olarak bizleri gururlandırdı ve geleceğe umutla bakmamıza vesile oldu. Gururlandığımız bu tabloya bizler de katkı sağlamayı hedefledik ve işimiz gereği teknolojik bir hava aracı yapamasak da yapılan bu araçları çocuklarımızın da sevmesini, benimsemesini sağlamak için Aslan Hürkuş Kayıp Elmas adlı bir sinema filmi yaptık. Ciddi bir izleyici kitlesine ulaştı, beğenildi ve benimsendi. Filmimizden çıkan çocuklarımız 'filmi nasıl buldunuz' diye mikrofon uzatan basın mensuplarına, çok beğendiklerini ve büyüyünce uçak mühendisi olmak istediklerini söylediler. Bu cevaplar amacımıza ulaştığımızı gösterdi ve bizleri çok mutlu etti. Aslan Hürkuş serisinin devamını yapmak için kolları sıvadık, ikinci filmi Aslan Hürkuş Görevimiz Gökbey filmini vizyona soktuk şimdi de serinin üçüncü filmi olan Aslan Hürkuş Anka Adası'nı ekim ayına vizyona hazırlıyoruz. Yaptığımız filmlerin iki çocuk babası bir vatandaş olarak Milli Teknoloji Hamlesi'ne katkıda bulunduğunu görüyorum. Çocuklarımıza güzel bir miras bırakıyoruz ve bunu topyekûn yapıyoruz. Teknolojiye yapılan bu yatırımların hız kesmeden devam etmesi gerekiyor. Bizler de kendi alanımızda hayal etmeye ve üretmeye devam edeceğiz.
PİYANİST TULUYHAN UĞURLU: TÜRKİYE ARTIK HERKESİN KAFASINI KALDIRIP SÖZ SÖYLEYEBİLECEĞİ BİR ÜLKE DEĞİL
Çatlak sesler duyuyoruz ama ezcümle bu yapılan çalışmalar çok değerli. Türkiye'nin hem coğrafi konumu hem de yükselen bir değer olması itibariyle etrafı müttefik dediğimiz ülkelerin üsleri ile çevrilmiş durumda. Bizim her türlü olaya şaşırmadan ve sürpriz olarak görmeden karşı koyabilmemiz gerekiyor. Dolaysıyla burada müttefik dediğimiz ülkelerin hamlelerini çok iyi takip edip onlara yakın teknolojiyi hayata geçirmemiz gerekiyordu. Geçen gün indirilen TCG Anadolu daha evvel yapılan İHA, SİHA, Hürkuş ve şimdi Kaan bunlar çok değerli. Tehditlere karşı bizi koruyabilecek güçte olmamızı sağlayacak büyük adımlar. Çok daha ötesinin geleceğine inanıyorum. Bugün Türkiye çok önemli bir noktada. Bu zamana kadar yönetim eksikliğinden dolayı değerler üretememiştik. Şimdi böyle bir vizyonu üstelenecek idari bir kadroya sahibiz. Akkuyu Nükleer Güç Santrali konusuna özellikle değinmek istiyorum. Aslında burada çok önemli bir nokta var. O da orada çalışan genç mühendisler. İnsan unsuru çok önemlidir. Türkiye ile Rusya çok önemli bir adım attı. Sayın Erdoğan ve Putin'in inşa etmeye çalıştıkları bu dostluk çok kıymetli. Burada çalışan gençler bu işin eğitimini almaya Rusya'ya gitti. Ciddi bir nitelikle geri döndü. Bu bakımdan nükleer santralin Türkiye'nin aydınlık yarınları için ışık olacağı kanaatindeyim. Genç mühendislerimizi Atatürk'ün evlatları olarak görüyorum. Atatürk de Cumhuriyeti kurduğunda birçok genci yurt dışına eğitime yollamıştı. Bugün de aynı şey yapıldı. Yurt dışında öğrendiklerini kendi ülkelerinde hayata geçiriyorlar. Onlarla kıvanç duyuyoruz. Bunun nükleer santralden daha önemli olduğunu düşünüyorum. Çok büyük işler yapacaklarına inanıyorum. Teknofest de bu anlamda kıymetli. Daha önce ben de katılmıştım. Hürkuş ve Kaan'ın da ötesinde adımlar atılacak. Türkiye artık herkesin kafasını kaldırıp söz söyleyebileceği bir ülke değil. Bu imaj çok değerli. Dünyaya da mesaj veriyoruz. Önemli olan bu yapılanları devam ettirmek. Bu bir ülke meselesidir. Yapılanlar Türkiye Cumhuriyeti ürünüdür. Üstüne koyarak bu ışığı devam ettirmek, taşımak lâzım. İktidara, yönetime talip olanların bu ciddiyete sahip olması lâzım. Türkiye'nin menfaatine olan bu çalışmaları kim devam ettirir kim daha öteye taşır Türk seçmeni bunun muhasebesini yapmalı. Atatürk'ün "İstikbal Göklerdedir" sözü bir düstur olarak kabul edilmeli. Hakikaten de öyle... Umarım o istikbali gerçekleştirecek insanların da önü açılır.
MİMAR VE SANATÇI MELEK ZEYNEP: BU ÜRETİMLER DÜNYA MARKASI OLABİLİR
Elbette gurur duyuyorum ve çok mutlu oluyorum. Hatta bu tür girişimlerin ne ifade ettiğinin tartışmaya açık olması bana ilginç geliyor. Ülkemizin büyük bir cesaretle yerli üretimlere geçmesi, bu tür girişimlerde bulunması inanıyorum ki herkesin gururla, mutlulukla takip ettiği gelişmeler. Bir tasarımcı olarak da ifade etmeliyim ki; markalaşma ve görsel iletişim süreci de aynı cesaretle yönetilirse bu girişimler dünyaya yön veren markalara dönüşecektir.
YAPIMCI FERHAT EŞSİZ: MEDENİYETİMİZİN TEKNOLOJİDE YENİDEN DOĞUŞU
Türk savunma sanayimiz Milli Teknoloji Hamlesi'yle birçok alanda başarılı projeler gerçekleştirdi. Milli tank, milli uçak ve milli uydu, milli arabamız TOGG, Kızıl Elma, Akıncı projeleri devletimizin büyük kararlılığı ile devam ediyor çok şükür. Çok iyi biliyoruz ki büyük ve güçlü Türkiye'nin yolu ekonomik ve teknolojik bağımsızlıktan geçiyor. Milli Teknoloji Hamlesi ülkemizin, tertemiz gençlerimizin ve can memleketimizin hem geleceği hem de bağımsızlığıdır. Bizler de üzerimize düşeni en layıkıyla yaparak, gayret ederek, çok çalışarak ülkemizin büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmasını ancak bu şekilde gerçekleştirebiliriz. TOGG, Kızıl Elma, Akıncı ve diğerleri bismillah diyerek yola çıkan, ülkesi için düşünen, durmadan üreten, bu ülke için, milletimiz için en güzelini yapmamız gerekiyor diyerek elini taşın altına koyanların, gelecek nesillere muhteşem bir hazine bırakan genç nesillerin, genç yüreklerin ve onlara tam destek veren devletimizin kısacası Milli Teknoloji Hamlesi bu topraklarındır, aziz milletimizindir. Milli Teknoloji Hamlesi'ni halkımızla buluşturan TEKNOFEST de bize büyük bir gurur veriyor. Bütün bu projeler medeniyetimizin teknolojide yeniden doğuşunun simgesidir. Burada kazandığımız özgüven ile sivil teknolojilerde de ülkemiz büyük başarılara imza atacaktır. TOGG'un ülkemiz için bir devrim olduğunu ve Türkiye'de yerli otomobil üretiminin başlamasının gurur verici olduğunu düşünüyorum.