En son ne zaman dalından meyve yediniz? Bir ağacın ne zahmetlerle büyüdüğünü biliyor musunuz? Peki ya meyve verdiği halde gelir getirmediği için ne çok ağacın kesildiğini… Coğrafya öğretmeni Hülya Öznalbant, Anadolu’nun bazı köylerinde meyve ağaçlarının kesildiğini görünce ‘Herkesin bir kiraz ağacı olsun’ kampanyasını başlatarak ağaçları sahiplendirdi ve büyük bir iyilik hareketinin fitilini ateşledi.
“Doğanın insana değil de insanın doğaya muhtaç olduğunu çok daha iyi anladığımız bu günlerde, özellikle temiz toprak ve temiz suya olan ihtiyaç çok fazla. Çocuklarımız için gelecekte nasıl bir dünya bırakırız demeye başladık. Birçoğumuz çocuklarımız için ev, araba ya da nakit biriktiriyoruz ama evlerinin olacağı, paralarını rahatça harcayacakları dünyayı yok ediyoruz. Evsiz ve parasız yaşarlar ama oksijensiz, besinsiz yaşayamazlar. Ağaçların özellikle meyve ağaçlarının kesilmesini önlemek, kesmek zorunda kalan çiftçilerimizin çok küçük de olsa bir kısmına destek olmak, onlara ses olmak güven vermek, ‘Biz sizin yanınızdayız’ demek için bu yola çıktık.” diyen Hülya Öznalbant“Herkesin bir kiraz ağacı olsun diye çıktığımız yola herkesin bir ağacı olsun diyerek devam etmeyi ve yaygınlaştırmayı düşünüyorum.” şeklinde konuşuyor. Öznalbant’la kiraz ağaçlarını ve bu anlamlı gönüllü hareketi konuştuk.
KİRAZI KESİP CEVİZ DİKİYORLAR
Ağaçları sahiplendirme fikri nasıl ortaya çıktı?
Tracking turuyla Türkiye’nin bütün köylerini dolaşıyorum. Birçok köyde meyve ağaçlarının kesildiğini gördüm. İki sene önce Gölpazarı’ndan geçerken inanılmaz güzellikte kiraz bahçelerine denk geldim. Ama kirazlar üzerindeyken ağaçları kesiyorlardı. ‘Neden kesiyorsunuz, hastalık mı var’ diye sordum. ‘Kirazlar hiç kâr etmiyor, bahçe sahibi de neredeyse 6-7 yıldır hiç kiraz satamadı, çok borcu var. Dolayısıyla ağaçlarını kesip kereste olarak satıp borçlarını ödeyecek’ dediler. İnanılmaz üzüldüm ve tatilimi yarıda kesip İstanbul’a döndüm. Ne yapabilirim diye araştırdım. İnsanlar zaten bir süredir meyve ağaçlarını kesip yerine buğday ekmeye, daha çok para getirecek ceviz gibi şeyler dikmeye başlamışlar. Vişne ve kirazı kesip yerine ceviz ağacı dikiyorlar. Çünkü kirazın 15 gün içerisinde toplanıp hemen dağıtıma gitmesi lâzım. İlaçsız ve organik olduğu için hızlıca bozuluyor. Bundan dolayı talep olsa bile ulaşım çok zor. Soğuk hava deposu olması gerekiyor bu da maliyet. Köylüler bunu yapamıyor ve doğal tarımı koruyup, devam ettirmek için onları küstürmemek lâzım. Aklıma ağaçları sahiplendirmek geldi. Aslında organik tarım yapılan her tür sebze ve meyve için yapılabilecek bir şey bu.
Sahiplendirme süreci nasıl ilerledi?
Bilecik Kurşunlu’da Bedriye Hanım var. Çok güzel projeler yapıyor, kendi köyünü ekoturizme kazandırmış. Ona açıkladım bu fikrimi, ‘Sizin köyden başlayabilir miyim’ dedim. Çok sevindi, kabul etti. O da Kurşunlu’da kiraz bahçeleri olan Leyla Hanım’a bu fikri sundu. Her ikisi de ağaçların korunması için çaba gösteren dostlar. İstanbul’da da projeden bahsettiğimiz herkes çok heyecanlandı; ‘Gitsek de gitmesek de bir ağacı kurtarmış oluruz’ diyerek destek verdiler bize. Köy tarafında ise başlangıçta ağaçların sahiplerinde bir güvensizlik vardı. Sürekli malları ellerinden alındığı ve karşılığını göremedikleri için bu fikrin sonuç vereceğine pek inanmadılar.
AĞAÇTAN DOĞAN İYİLİK HAREKETİ
Leyla Hanım ‘Biz başlayalım olabileceğini gösterelim’ diyerek kendi kiraz bahçesinden başlamayı teklif etti. Küçük ve büyük ağaçlar sayıldı. Bir ağaçtan ne kadar meyve çıkabilir minimum, maksimum fiyatı nedir diye hesaplandı ve küçük ağaçlara 150 lira büyük ağaçlara 250 lira bedel biçildi yıllık olarak. Bu bedeli verip ağacı sahiplenen meyvesini de alacaktı. Böylece numaralar verdik ağaçlara. Sosyal medyadan da duyurusunu yaptık. Leyla Hanım bahçe sahibi ile ağacı sahiplenenler arasında çok güzel bir sözleşme hazırladı. Bahçe sahiplerinin IBAN numaraları verildi. Ağaçlar daha çiçeklenme dönemindeyken parası ödendi. Ağaçları sahiplenenler ‘meyveler olunca biz gelip toplayabiliriz’ dediler.
Nasıl bir karşılaşma oldu köyde?
İlk grup gittiğinde köylüler biraz tedirgindi. Ama bizim iyi niyetimiz onların iyi niyeti çok güzel sonuç verdi. Bahçe sahiplerinden biri olan Nuri abi onca yıl emek verdiği bahçeden son 10 yılda ilk defa para kazandığını söyledi. O da ağaçların yarısını sahiplendirmişti. İnsanlar köye gidip meyveleri topladılar, ağaçların altında kamp çadırları kurdular. Köyde kalacak yerler de sağlandı. Oraya zorla gelen çocuklar, bahçelerden çıkmak istemediler. Ağaçla ve doğayla bağ kurdular. Çok eğlenceli vakit geçirdiler. Türkiye’nin pek çok yerinde sadece belli bir yöreye özgü çok sayıda sebze ve meyve var. Kirazdan başladık bütün meyveleri sahiplendirmek ile ilgili çalışıyoruz.
Kirazlar toplanırken neler yaşandı?
Herkes bir ağaca sahip olsun derken benim amacım herkesin o ağacın ne kadar zorlukla büyüdüğünü, meyve verdiğini görmesini sağlamaktı. O meyveler o kadar zor toplanıyor ki gelenler ‘Biz kirazı ucuza olmuşuz’ dediler. Ama sonuçtan herkes çok memnun. Ağaçlarını işaretleyip seneye de bu ağacı istiyorum diyerek ayrılıyorlar. Normal şartlarda biz ilaçsız, hormonsuz bu güzel meyvelere ulaşamıyoruz. Arada bir kopukluk var.
Kirazlar olgunlaşınca herkesi haberdar ettik ama bir organize yapmamız lâzımdı. Çünkü bahçe küçük ve herkesin aynı anda gitmesi doğru olmazdı. Herkese duyuru yaptık ve insanlar sağlık kontrollerini yaptırdıktan sonra geldi. Çeşitli sebeplerle gelemeyenlerin meyvelerini de işçilere toplattık. Ağaçları sahiplenenler ‘Bize 5-10 kilo yeter. Geri kalan 50-60 kilo meyveyi dağıtabilirsiniz’ dediler. Hayır kurumlarına verdiler onları yerine ulaştırdık. Bazı arkadaşlarımız da ‘Bunları satalım parasıyla sokak hayvanlarına mama alın’ dediler. Bedriye hanımın köyünde ihtiyaç sahipleri var onlara yardım yapıldı. Kurşunlu başta olmak üzere etrafımızdaki sokak hayvanlarına, barınaklara bağış yaptık. Leyla Hanım’ın Bütün Çocuklar Bizim Derneği var, oraya bağış yapılacak. Yola çıkarken amacımız kiraz yemek değil o ağaçların kesilmemesiydi. Ama bu iyi niyet bereketiyle geldi ve bir iyilik hareketine dönüştü. Şimdi o köyün hepsi bizden ağaçlarını sahiplendirmemizi istiyor. İzmir çevresinden başka köylerden de talep var.
GÜLCAN TEZCAN
gulcantezcann@gmail.com