Mesaj veren takılar

SİBEL ATEŞ YENGİN

sibel.ates@aksam.com.tr

Endüstri mühendisliği ve ekonomi üzerine eğitim almış İpek Selek Adıgüzel. Ne var ki içindeki yaratma arzusu onun takı tasarımcısı olmasına neden olmuş. İpek Selek Adıgüzel’le bir araya geldik ve Padme Designs adlı markasının hikâyesini konuştuk. 

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

2012 yılında Amerika’da Northwestern Üniversitesi‘nden endüstri mühendisliği ve ekonomi olmak üzere iki anadaldan mezun oldum. Küçüklüğümden beri her zaman yeniliklere açık yaratıcı bir yapım vardır. Ailemdeki herkesin mühendis olmasının da etkisiyle, mühendisliğin insana sağladığı sağlam temele ve analitik düşünce yapısına sahip olmak istedim. Bu dönemde yaratıcı tarafımdan da asla kopmadım. İlk başta bu iki temeli birleştiren iş olanağı olarak moda sektörüne yöneldim. Çeşitli firmalardaki iş deneyimlerim sonucunda içimdeki yaratma arzusunun itici gücüyle Padme Designs’ı kurdum.

Padme Design  hikâyesini anlatabilir misiniz? Neden isim  olarak Padme’yi seçtiniz?

Markanın adını Hindistan’a yaptığım bir seyahat sayesinde buldum. Bir gün ziyaret ettiğimiz bir tapınakta “Om mani padme hum” mantrasını duydum. Çok hoşuma gitti ve bana huzur verdi. Daha sonrasında anlamını araştırmaya başladım. Lotusun içindeki mücevher demekti. Padme kelimesi de lotus demekti. Sık sık zihnimi temizlemek ve rahatlamak için bu mantrayı düşünür oldum. Padme’nin temsil ettiği bilincin açılması, yeniden doğuş ve farkındalık kavramları, mücevher markamı yaratırken beni o kadar derinden etkiledi ki, bundan daha iyi bir isim olamayacağını düşündüm.

Koleksiyonlarınızda nelerden esinleniyorsunuz?

Tasarımlar kendi hayatımda yaşadıklarımla aynı çizgide ilerliyor. Tasarımları yapan kişinin tasarımlarında hislerini ve düşüncelerini yansıtmasından daha doğal bir şey olamaz. Elbette modeller çeşitlendirilirken trendleri de inceleyip tarzıma uygun ürünler yapıyorum. Padme Designs’ın yaratım sürecinde önce fikirler geliyor, sonra tasarımın ana fikri oluşuyor, en son ise trendlere göre koleksiyon içinde yer alan modeller çeşitlendiriliyor.

Tüm koleksiyonlarınızdaki parçalarda asimetrik detaylar göze çarpıyor. Bunun bir nedeni var mı?

Padme Designs’ın esas çıkış noktası tüm tasarımların asimetrik olması ve aynı zamanda birer “Daily Reminder”, yani hatırlatıcı tasarımlar olması. Her serinin temelinde verilmek ya da hatırlatılmak istenen belli bir mesaj var. Bu anlamdan yola çıkarak şekilleniyorlar ve her serinin içinde farklı tarzdaki kadınlara uyabilecek seçenekler sunuluyor. Tüm serilerin ortak özelliği, her şeyin doğalı güzel olduğu için, mükemmel çizgiler yerine asimetrik çizgilerden oluşan organik ve amorf yapılara sahip olması. Ürünler elde yapılıyor ve yanlış bir düşünceyle hata olarak kabul edilebilecek asimetriler ürünlere birer karakter ve gerçekçilik katıyor, doğal hallerine müdahale edilmemiş oluyor. Nitekim doğada da simetri yoktur. 

Kullanılan değerli taşları neye göre seçiyorsunuz?

Değerli taşları seçerken işin içine birçok farklı etken giriyor. Ama en önemlisi modelle bütünlük sağlaması ve tasarımın hikâyesini destekleyecek özelliklere sahip olması. Özelliklerden kastettiğim ise taşın rengi, şeffaflığı, sertliği gibi özellikler.

HANGİ TAŞI BEĞENİYORSANIZ ONU ALIN

Bu taşların insan üzerinde etkisi var mı?

Açıkçası bu konuda bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey yok.  Benim tavsiyem kişinin ilk baktığı anda hangi taş hoşuna gidiyor ve güzel geliyorsa ona yönelmesi. İlk bakışta güzel gelen taşın sonrasında da kişiye olumlu düşüncelere sevk edeceğine inanıyorum.

Taşların kalitesini nasıl  anlayabiliriz?

Aslında bunun kolay bir yolu yok. Anlayabilmek için gerçekten çok tecrübeli olmak gerekiyor. İnsan gördükçe daha fazla anlayabiliyor. Taşın kalitesini belirleyen farklı özellikler var. Örneğin İngilizcede  kaliteyi “4 C” belirler. Bunlar: kesim (cut), şeffaflık (clarity), renk (color), karat (carat). Ve tabii ki her taşta “kaliteli” tanımı farklı  oluyor. Örneğin iyi bir  yakut güvercin kanı  renginde olur derler.