Melis Kar: Şöhret beni bozmaz

AYSUN YILDIZ GÜNGÖR

aysun.yildiz@aksam.com.tr

Melis Kar, ‘Kibir’ adlı single’yla sevenleriyle buluştu. Biz de bu bahaneyle sürprizlerle dolu güzel şarkıcıyla buluştuk. Müzik kariyerinde sağlam adımlarla ilerleyen Kar, “Bu işi popüler olmak için değil, kalıcı olmak için yapıyorum. Dolayısıyla şöhret beni bozmaz” diyor. 

İlk röportajını dört sene önce ben yapmıştım, o gün bugündür samimiyiz. O zaman röportaj yaptığım Melis’le şimdiki Melis arasında çok fark var. O Melis gitmiş, yerine ne istediğini bilen ve kendine güvenen çok güçlü bir kadın gelmiş. Bir dönem yok sayıldığını söyleyen güzel şarkıcı, “Sanırım insanların bana alışma süreciydi. Artık piyasada yok sayılacak durumda değilim” diyor. 

En son Halil Sezai’yle düet yaptın. Kendi single’ın için neden bu kadar bekledin? 

Çünkü ilk defa şarkı bana ait. Dolayısıyla sık eleyip sık dokudum, doğru zamanı bekledim. 

Şarkı yazmak nasıl hissettiriyor? 

Aslında uzun zamandır yazıyordum ama ilk defa olgunlaştırabildim. Benim çok içime sindi. Kendimi doğru ifade edebildim ve iyi hissediyorum. İlk defa insanlar beni dinlediklerinde “Evet Melis, bu sensin” dediler. Şarkının her aşamasında olduğum için, dinleyiciler de bunu hissedecektir.  

Yeni single şarkın ‘Kibir’i kime yazdın? 

İşte can alıcı nokta (gülüyor). Özel birine yazmadım tabii ki ama şunu söyleyebilirim; şarkı yazarken ‘kime yazayım’ diye düşünmüyorsun. Şarkı bitince anlıyorsun ki yaşadığın şeylerden emareler var. Zaten patlasın diye şarkı yapmıyorum. Bu iş böyle yapılmaz. Ufak ufak başlar, üstüne koya koya gidersin. Tabii yavaş ama sağlam adımlarla…Ben bu noktaya gelene kadar o kadar çok şey öğrendim ve öğrenmek zorunda kaldım ki. Bana “Bunu böyle yap, şuna dikkat et” diyen kimse yoktu. Bir şeyleri deneme yanılmayla, en pahalı yöntemle öğrendim. Kendimi, basamak basamak inşaa ettim. Bu ülkede bir anda şöhret olup iki gün sonra unutulmak istemiyorum. Ben gerçekten hayatımın sonuna kadar bu mesleği icra etmek istiyorum. Bir dönem yok sayılıyordum. Sanırım insanların bana alışma süreciydi. Artık piyasada yok sayılacak durumda değilim. Herkes biliyor, radyolar çalıyor…

Kibir’in aranjesini kim yaptı?

Osman Çetin, son zamanların yükselen bir aranjörü. Ozan Çolakoğlu yetiştirdi. Osman’la aynı enerji de olduğumuz, aynı müzikleri dinlediğimiz ve dünyaya aynı pencereden bakabildiğimiz için sadece aranjmanı yapmadı aslında… Birlikte çok besteler de yaptık. Hatta tam bir Tarkan şarkısı yaptık, Tarkan’a gönderdik bile… Bakalım ne diyecek. Düet yapmak istiyorum ama belki de o albümüne koyacak... 

 Tarkan’a şarkı gönderirken ne hissettin?

Şöyle söyleyeyim; Tarkan’ın şu an dirsek temasında çalışıyor olmak bile benim için çok önemli. “Artık bu sektöre girmişim” diyorum.  

ESKİDEN TOYDUM

Tekrar albüm çıkarmayı düşünmüyor musun?

Şu an bir albüm çıkaracak kadar yazdığım şarkılarım var. Hepsi hit olur. Şarkılarım güzel şeyler anlatıyor. Her birinde 90’lar tadını yakaladığıma inanıyorum. Müzik sektörüne albüm çıkartarak girdim. O zamanlar toydum, bilmiyordum. Artık görüyor ve biliyoruz ki albüm yok oluyor. Çünkü zaman hızlı akıyor ve her şeyi çabuk tüketiyoruz. Dolayısıyla 

bu zamanda albüm yapmak büyük risk… Tabii son söz patron Samsun Demir’indir. ‘O Ses Türkiye’ senin isminin önüne geçiyordu ama artık Melis olarak tanıyorlar seni…Evet, artık Melis Kar olarak biliniyorum. O Ses Türkiye’ye katılalı 6 yıl oldu.   

O gruptan görüştüğün arkadaşların var mı?

Var tabii. Acun (Ilıcalı) ve ekibi hep birlikte futbol maçı yaptık. Hatta küçük bir sakatlanma yaşadım…

Murat Boz destekliyor mu seni?

Tabii Murat Boz, her şarkımı paylaşıyor. Bunu da paylaştı. Soner Sarıkabadayı’dan her zaman çok büyük destek gördüm, aynı zamanda yakın arkadaşım çok seviyorum kendisini. Ozan Abi (Çolakoğlu) çok büyük bir müzik 

adamı ve çok saygın bir isim. Sağ olsun o da çok destek verdi ve veriyor.  

ŞÖHRET BENİ BOZMAZ 

Şöhret olmak korkutuyor mu?

Korkutmuyor çünkü popüler olmak için bu işi yapmıyorum. Dolayısıyla şöhreti kaldıramayacak biri değilim. Bence bu durum doyumla alakalı. Benim babam fabrikatör değil, diş hekimi. Emeğiyle parasını kazanan biri ve ben de bunun değerini bilen bir çocuk oldum hep. İyi bir aileye sahibim. Çok şanslıyım ki ayaklarım onların sayesinde sürekli yere 

basıyor. Dolayısıyla şöhretin beni bozacağını düşünmüyorum.

AŞKIN MÜCADELE OLDUĞUNA İNANIYORUM

Sevgilin var mı? 

Var, hatta uzun süredir var. Evet, ikinci soru (kahkahalar).

Bildiğimiz biri mi?

Yok, bildiğiniz biri değil. Piyasadan biriyle çok zor... Bugüne kadar hep uzun süreli ilişkiler yaşadım. Çünkü ben bağlılığı seviyorum, bağımlılığı değil ama bağlanmayı seviyorum. Aşkın mücadele olduğuna inanıyorum. Aşksız da yapamam herhalde. 

Fedakâr mısın?

Çok fazla, kendime nankörlük edilebilecek kadar. Bu sadece aşkta değil. Bana nankörlük yapılmasına, açık kapı bırakacak kadar çok fedakârım. Verici kısmını biraz daha azaltmam lazım. Çünkü karşı taraftan değer göremeyince çok üzülüyorum. 

Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

Yok, düşünmüyoruz. Evliliğe karşı değilim, hatta çok da güzel buluyorum. Sadece şu an erken olduğunu düşünüyorum. Belki çocuk yapmak istersek o zaman evlenebiliriz. 

Peki, kıskanç mısın?

İlişki oturduktan sonra kıskançlık diye bir şey kalmıyor. Şuna inanıyorum, herkes vicdanıyla günün sonunda baş başa. Biri bir şey yapmak isterse ona engel olmak mümkün değil. Önce kendine güveneceksin. Bu nedenle kıskanç değilim.

CİCİ KIZ OLAMIYORUM

Modaya dikkat ediyor musun?

Çok takip etmiyorum. Yetişmem de mümkün değil ama bir stilim olduğuna inanıyorum. Biraz serseri, spor ve seksi bir tarzım var. Bereler takarım, gözlük koleksiyonum var. Erkekleri rahatsız edecek kadar erkeksi giyinmiyorum ama cici kızda olamıyorum.